SözŞehri 3. Sayı Apr. 2016 | Page 17

BİYOGRAFİ Üstadın her şiiri ayrı ayrı değerli de kaçıncı defa okuduğumu bilmediğim, her okuyuşumda beni ve yüreğimi Anadolu bozkırlarına ve vatanımın her karış toprağına alıp götüren, gönlümü ve ruhumu fetheden müthiş bir şiiri var. Kendisinin de bizzat okuduğu ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından da seslendirilen ‘’Sana, Bana, Vatanıma, Ülkemin İnsanlarına Dair’’ adlı şiirin, her bir kıtasında yurdumun ayrı bir fotoğrafı çekilmiş gibidir. Bu şiirin sadece bazı bölümlerini alabilirdim ama bunu yapamadım. Vatan sevdası ağır bastığı için olsa gerek. Sana, Bana, Vatanıma, Ülkemin İnsanlarına Dair ``Telgrafın tellerini kurşunlamalı’’ Öyle değildi bu türkü bilirim Bir de içime -Her istasyonda duran sonra tekrar yürüyenBir posta katarı gibi simsiyah dumanlar dökerek Bazen gelmesi beklenen bazen ansızın çıkagelen Haberler bilirim mektuplar bilirim. Gamdan dağlar kurmalıyım Kayaları kelimeler olan Kırkikindi saymalıyım Kırk gün hüzün boşaltan omuzlarıma saçlarıma Saçlarının akışını anar anmaz omuzlarından Baştan ayağa ıslanmalıyım Gam dağlarına çıkıp naralar atmalıyım. İçimde kaynayan bir mahşer var Bu mahşer birde annelerinin kalbinde kaynar Çünkü onlar yün örerken pencere önlerinde Ya da çamaşır sererken bahçelerinde Birden alıverirler kara haberini Okul dönüşü bir trafik kazasında Can veren oğullarının. Bir de gencecik âşıkların yüreklerini bilirim Bir dolmuşta yorgun şoförler için bestelenmiş Bir şarkıdan bir kelime düşüverince içlerine Karanlık sokaklarına dalarak şehirlerin Beton apartmanların sağır duvarlarını yumruklayan Ya da melal denizi parkların ıssız yerlerinde Örneğin Hint Okyanusu gibi derin İsyanın kapkara sularına dalan. Nice akşamlar bilirim ki Karanlığını Bir millet hastanesinde Dokuz kişilik kadınlar koğuşu koridorunda Başını kalorifer borularına gömmüş Beyaz giysilerinden uykular dökülen tabiplerden Haber sormaya korkan Genç kızların yüreğinden almıştır. Bir de baharlar bilirim Apartman odalarında büyüyen çocukların bilmediği bilemeyeceği Anadolu bozkırlarında İstanbul’dan çıkıp Diyarbekir’e doğru Tekerleri yamalı asfaltları bir ağustos susuzluğu ile içen Cesur otobüs pencerelerinden Bilinçsiz bir baş kayması ile görülen Evrensel kadınların iki büklüm çapa yaptıkları tarla kenarlarında Çıplak ayakları yumuşak topraklara batmış ırgat çocuklarının Bir ellerinde bayat bir ekmeği kemirirken EKİM - KASIM - ARALIK 2015 15