BİYOGRAFİ
tok, kavgacı, destana yatkın bir üslûpta söylenmiş, ayrıca
şiirlerine ince duyarlılıklar işlenmiştir. İslami ton, bir “leit-motiv” halinde bütün şiirlerine yayılmıştır.
Ölüm kavramı, Türk şiirinde en başköşede olan temalardan
biridir. Hak ve edep ehli büyük şairin şiirlerinde de önemli
imgelerinden birisidir. Ölümü neredeyse bütün boyutlarıyla
şiirinde işlemiştir diyebiliriz. Yaşadığı dönemde, ülkemizin
ve dünyanın birçok ölümüne tanıklık eden şairin -tasavvufi
anlayışı da göz ardı etmezsek- ölüm üzerine düşünmesi ve
yazması kadar doğal bir şey olamaz.
‘’Ölüm ki sonsuza açılan bir kapıydı, hiç unutmadım’’
‘’Bazen akan bir film şeridinin
Tek kare donan bir fotoğrafı gibidir’’
Dediği ölümün, gözlerinin içine bakan koca bir şairdi o.
‘’Ölümden bir işaret var her şeyde / ölümün sesini duyuyorum şarkılarda türkülerde” demişti ve sonunda ölümün
sesini de duyurdu.
‘’Ölüm Risalesi’’ beni en çok etkileyen şiirlerden biridir şüphesiz. Şair, şiirin ikinci bölümünde ‘az az öldüğünün’ her
an farkında olduğunu söyler.
………
‘’Okuyorum hayatı
Toprağın üstünden çok
Altındakilerle var olduğunu
Toprak
Ölüme aç
Ölüme muhtaç
Hayat
Ölüm muhakkak
Ve ölüm mutlak
Tek kapısıdır ölümsüzlüğün
Ölümle tanıştıktan sonra anladım
Sadece bir kimlik belgesi olduğunu yaşamanın’’
Bu şiirdeki son beş dize, ölümü iliklerime kadar hissetmeme, ölümün en büyük gerçek olduğuna ve ona ne kadar
yakınlaştığımı düşünmeme sebep olmuştur.
Kendi ölümünü yazan başka bir şair var mıdır bilmem ama
Erdem Bayazıt, ‘’Kendi ölümüme ait bir deneme ‘’ adlı şiirinde kendi ölümünü daha ölmeden yazmıştır, ayrılığın acısını kalbinde yaşatmıştır.
‘’Bir gün öleceğim biliyorum
Bunu her an ölür gibi biliyorum
14 EKİM - KASIM - ARALIK 2015
………
Biliyorum yaklaşıyoruz her an
Biliyorum oruçlu doğar insan
Ölümün iftar sofrasına.’’
Ve yine ‘’Ölüm Risalesi- Son Söz’’ adlı şiirinde:
………..
Ey nas, susun!
‘’İnna Lillah ve inna ileyhi raciun’’
Sonra eğildi sevgilinin yüzüne
Sürdü bulutlanmış gözlerini
O güzellikler ülkesine
Baktı baktı ve dedi:
-Hayatında güzeldin
Ölümünde güzelsin
Öldün
Bir daha ölmeyeceksin ‘’
Ölümün güzellikleri, ortak ve değişik yönleri ancak bu kadar edebi bir dille anlatılabilirdi.
Sadece ölüm temalı şiirler yazdığını söylersek, bu anlayış
Erdem Bayazıt’ı incitecek bir davranış olur. Birçok temayı
başarıyla işleyen, özgür bir şiir dili yakalayan usta şairlerimizden biridir.
En dokunaklı dizelerinden bazılarına örnek verecek olursak:
‘’Ey hep bir kelime arayan kalbim
Sonra arayan tekrar arayan kalbim’’
‘’Dünyanın en uzun hüznü yağıyor, yorgun ve yenilmiş insanlığımızın üstüne.’’
‘’Bir şarkı gibisin dünya
Çoğu zaman hüzün makamında’’
‘’Sensizlik bir kuyu imiş onu aşamamışım’’
‘’Dağıttıkça çoğalır bizim zenginliğimiz
Aşkın bir adı da berekettir.’’
‘’Ya bütün şairler seni sevmiş ya da ben her mısrada seni
buluyorum.’’
‘’Bu şehirden gidiyorum.
Gömerek geceyi içime / Sabahın hüznünü beklemeden/ Gidiyorum bu şehirden’’
“İçimde kaynayan bir mahşer var
bu mahşer bir de annelerinin kalbinde kaynar”
Ahmet Kabaklı, Bayazıt