SözŞehri 3. Sayı Apr. 2016 | Page 16

BİYOGRAFİ tok, kavgacı, destana yatkın bir üslûpta söylenmiş, ayrıca şiirlerine ince duyarlılıklar işlenmiştir. İslami ton, bir “leit-motiv” halinde bütün şiirlerine yayılmıştır. Ölüm kavramı, Türk şiirinde en başköşede olan temalardan biridir. Hak ve edep ehli büyük şairin şiirlerinde de önemli imgelerinden birisidir. Ölümü neredeyse bütün boyutlarıyla şiirinde işlemiştir diyebiliriz. Yaşadığı dönemde, ülkemizin ve dünyanın birçok ölümüne tanıklık eden şairin -tasavvufi anlayışı da göz ardı etmezsek- ölüm üzerine düşünmesi ve yazması kadar doğal bir şey olamaz. ‘’Ölüm ki sonsuza açılan bir kapıydı, hiç unutmadım’’ ‘’Bazen akan bir film şeridinin Tek kare donan bir fotoğrafı gibidir’’ Dediği ölümün, gözlerinin içine bakan koca bir şairdi o. ‘’Ölümden bir işaret var her şeyde / ölümün sesini duyuyorum şarkılarda türkülerde” demişti ve sonunda ölümün sesini de duyurdu. ‘’Ölüm Risalesi’’ beni en çok etkileyen şiirlerden biridir şüphesiz. Şair, şiirin ikinci bölümünde ‘az az öldüğünün’ her an farkında olduğunu söyler. ……… ‘’Okuyorum hayatı Toprağın üstünden çok Altındakilerle var olduğunu Toprak Ölüme aç Ölüme muhtaç Hayat Ölüm muhakkak Ve ölüm mutlak Tek kapısıdır ölümsüzlüğün Ölümle tanıştıktan sonra anladım Sadece bir kimlik belgesi olduğunu yaşamanın’’ Bu şiirdeki son beş dize, ölümü iliklerime kadar hissetmeme, ölümün en büyük gerçek olduğuna ve ona ne kadar yakınlaştığımı düşünmeme sebep olmuştur. Kendi ölümünü yazan başka bir şair var mıdır bilmem ama Erdem Bayazıt, ‘’Kendi ölümüme ait bir deneme ‘’ adlı şiirinde kendi ölümünü daha ölmeden yazmıştır, ayrılığın acısını kalbinde yaşatmıştır. ‘’Bir gün öleceğim biliyorum Bunu her an ölür gibi biliyorum 14 EKİM - KASIM - ARALIK 2015 ……… Biliyorum yaklaşıyoruz her an Biliyorum oruçlu doğar insan Ölümün iftar sofrasına.’’ Ve yine ‘’Ölüm Risalesi- Son Söz’’ adlı şiirinde: ……….. Ey nas, susun! ‘’İnna Lillah ve inna ileyhi raciun’’ Sonra eğildi sevgilinin yüzüne Sürdü bulutlanmış gözlerini O güzellikler ülkesine Baktı baktı ve dedi: -Hayatında güzeldin Ölümünde güzelsin Öldün Bir daha ölmeyeceksin ‘’ Ölümün güzellikleri, ortak ve değişik yönleri ancak bu kadar edebi bir dille anlatılabilirdi. Sadece ölüm temalı şiirler yazdığını söylersek, bu anlayış Erdem Bayazıt’ı incitecek bir davranış olur. Birçok temayı başarıyla işleyen, özgür bir şiir dili yakalayan usta şairlerimizden biridir. En dokunaklı dizelerinden bazılarına örnek verecek olursak: ‘’Ey hep bir kelime arayan kalbim Sonra arayan tekrar arayan kalbim’’ ‘’Dünyanın en uzun hüznü yağıyor, yorgun ve yenilmiş insanlığımızın üstüne.’’ ‘’Bir şarkı gibisin dünya Çoğu zaman hüzün makamında’’ ‘’Sensizlik bir kuyu imiş onu aşamamışım’’ ‘’Dağıttıkça çoğalır bizim zenginliğimiz Aşkın bir adı da berekettir.’’ ‘’Ya bütün şairler seni sevmiş ya da ben her mısrada seni buluyorum.’’ ‘’Bu şehirden gidiyorum. Gömerek geceyi içime / Sabahın hüznünü beklemeden/ Gidiyorum bu şehirden’’ “İçimde kaynayan bir mahşer var bu mahşer bir de annelerinin kalbinde kaynar” Ahmet Kabaklı, Bayazıt