1. Probiyotikler pediyatri pratiğinde giderek artan
şekilde kullanılmaktadır(1-4).
2. Probiyotikleri kullanma alanları oldukça geniştir;
solunum ve gastrointestinal enfeksiyonlar,
meteorismus, konstipasyon, alerjik sorunlar gibi (4).
6. İki yaş ve altı yaş arasındaki çocuklar 28 hafta
boyunca laboratuvar ve klinik olarak bir doktor
tarafından izlenmiştir.
3. Kreş ve anaokuluna devam eden çocuklarda
viral respiratuvar enfeksiyonlarda probiyotiklerin
etkisi üzerine yapılan çalışmalar kısıtlıdır. Bu yönde
çalışmaların devamında yarar vardır.
Lactobacillus rhamnosus GG isimli
Probiyotiğin Kreş ve Anaokuluna Giden
Çocuklarda Kullanılması ve Nazofarinks
Viral Enfeksiyonlarında Saptanan Bulguları
%12.1 parainfluenza, %8.9 enterovirüs olarak
saptanmıştır.
7. Lactobacillus rhamnosus GG (LGG) alan
nasofarengeal enfeksiyonlu çocuklar, plasebo alan
kontrol grubuna göre semptomlarını gün olarak daha
kısa sürede yenmişlerdir. Fark istatistiki olarak önemli
bulunmuştur(P<0.001).
4. Bu çalışma Finlandiya’ da kontrol gurubu
kullanılarak (N:97), randomize, çift-kör yöntemi ile
yapılmış olup, bilimsel ve güvenilirdir. Yine 97 çocuğa
probiyotik olarak Lactobacillus rhamnosus (LGG)
kullanılmıştır. Günlük verilen probiyotik 10 milyar
cfu‘dur (5).
5. Bu çalışmada en sık rastlanan viral enfeksiyonlar
(PZR yöntemi ile, boğaz sürüntüsü alınarak) sırasıyla;
%28.6 rhinovirüs, %12.4 respiratuvar sinsityal virüs,
Bazı probiyotik suşlarının
hastalığı kısaltma ve
semptomları hafifletme
üzerine olumlu etkileri
mevcuttur.
Prof. Dr. Sırrı Bektaş
Ataköy Özel Bektaş Sağlık Hizmetleri
Kreş ve anaokuluna giden çocuklarda viral
nazofaringeal enfeksiyonlarda probiyotiyotiklerin
etkileri hakkındaki veriler kısıtlıdır. Bu ön çalışmada,
bir hekim tarafından, kontrol sütü alan 97 çocukla
aynı sütle birlikte Lactobacillus rhamnosu GG adlı
probiyotik alan 97 çocuk, hem nazofarengeal bölge
sürüntüleri alınıp hem de viral enfeksiyon semptomları
yönünden değerlendirilerek 28 hafta boyunca
izlenmişlerdir. Polimeraz zincir reaksiyonu (PZR)
yöntemi kullanılarak çalışmaya alınan çocuklarda 14
çeşit virus etkeni saptanmış bu bulgular semptomlarla
kıyaslanmıştır. Toplam 315 boğaz sürüntüsünün
%28.6’ sında rhinovirüs, %12.4’ ünde respiratuvar
sinsiytal virüs (RSV), %12.1’inde parainfluenza 1,
8
%8.9’unda enterovirüs, %7.9’unda influenza A (H1N1),
%3.8’inde boca virüs, %3.2’sinde parainfluenza virüs
2, %2.9’unda adenovirüs, %0.6’sında influenza A
(H3N2) virüs saptanmıştır. Probiyotik alan çocuklar
respiratuvar enfeksiyon semptomlarını, probiyotik
almayan kontrol guruba göre gün olarak daha kısa
sürede atlatmışlardır(6.48 [95% CI 6.28–6.68] vs. 7.19
[95% CI 6.98–7.41], P < 0.001). Probiyotiklerin virüs
oluşumunu azaltıcı etkisi ve respiratuvar semptom
sayısına etkisi olmamıştır. Rhino, RSV ve parainfluenza
1 en sık respiratuvar semptom gösteren virüsler
olmuşlardır. Lactobacillus rhamnosu GG alan çocuklar
respiratuvar semptomlarını gün olarak daha kısa
sürede atlatmışlardır.
8. Üst solunum yolu enfeksiyonlarında probiyotik
kulanımın etkielri üzerine çelişkili yayınlar olmaklar
beraber, yukarıda görüldüğü üzere bazı probiyotik
suşlarının hastalı I