POWERBOATS&YACHTS MAGAZINE | Page 49

Ömer ile kaldım. Diğerleri yürüdüler. Bir süre bizim yumurcak uyanınca da zaten tüm o açıklıktaki restoranları ve servis verenleri taciz etmeye başladı... Ben yürüyüştekilerden daha fazla adım attım sanırım! Skradin’den saat 14.00’den önce ayrılmamız lazım, yoksa bir gün parası daha alacaklar. Birkaç saati tolere ediyorlar ancak daha fazlası para, pardon Kuno! Dolayısıyla bir sonraki dönüş teknesine binmemiz lazım. Nitekim ekip zamanında geri dönüyor. Rota bir gün önce önünden geçip beğendiğimiz ama bir sebebe bağlı oturmadığımız, Toni Restaurant. Bu civarda meşhur, bizdeki tandırın muadili bir et pişirme yöntemleri var. Büyük metal kazanlar, ağızlarına kadar közün içine gömülüyor, üstleri özel bir usulle kapatılıyor. Ancak lokanta henüz açılmamış. Her akşam saat 17.00 gibi açılıyor ve sadece akşamları hizmet veriyormuş. Kaçırdık yani… O saate kadar beklememize olanak yok, alternatif şehir meydanındaki pizzacı. Şaraplar yine kötü ama en azından hesaplı! Teknede hala bir dolu öteberi var. Alışverişe falan gerek yok, bunları nasıl bitirebileceğimiz bile muamma… Marina parasını ödüyoruz ve beğendiğimiz bu yerden avara oluyoruz. Oldukça dar kanal içerisinde, aşağıya doğru inerken yardımcı olsun diye genovayı açıyoruz ama hem yamaçlardan inen rüzgar, hem de kıvrıla kıvrıla giden kanal yüzünden biz sık sık yön değiştiriyoruz. Bu yüzden iskele genova vincinde oturan Serdar ile aramızda devamlı olarak “boşş aaalll”-“boşş verrr” komutları duyuluyor. Hava kapalı, denize girilecek bir durum yok. Demek bu sene sezonu kapatmak Kuzey Hırvatistan’da Skradin’e nasip oldu. Köprülerin altından geçerek, artan rüzgarda motor ve yelken Sibenik’e geliyoruz. Şehrin merkezindeki rıhtıma yanaşmış yatlar var. Onların peşi sıra rıhtıma aborda oluyoruz. Pervane sağa çekişli olduğu için, sancaktan yanaşıyoruz. Hemen rıhtım boyu motoruyla gelen bir eleman, günlük 40 Euro, 3 saatliğine 20 Euro karşılığı kuno istiyor. Tekneyi Mandalina Marina’ya koysak bu kadar parayı zaten taksiye vereceğiz, kabul ediyoruz. Ekip tekneyi tamamen boşaltıp, Sibenik’in dar taş sokaklarına yayılıyor. Etrafta bir koşturmadır gidiyor, nedeni belli değil. Eskiden kalma kıyafetleriyle sokaklarda kortej yapan çocuklar, bandolar-mızıkalar ilgimizi çekiyor. Her bir tarafta masalarsandalyeler, kermesvari bir düzenekle satış yapıyor, ilgi çekici… Sebebini çok sonra, sahildeki teknelerden birinin sahibinden öğreniyoruz. Meğer Sibenik’in şehir olarak Türk işgalinden kurtuluşunun seneyi devriyesiymiş. Milliyetimizi hiç çaktırmadan, teknemize bindiğimiz gib