Perspective Perspective32 | Page 17

Yazmak, sustuklarını söyleyebilme imkanını ve kendimize kelepçelediğimiz hisleri dış dünyaya sunabilme lüksünü sunar. diyebiliriz. Tanımın bu kadar kolay ol- duğuna bakmayın aman ha! En zor kı- sımdır ve cidden müzik kulağı denen şeyin gerekliliği vardır. Baya da yetenek olması lazım güzel bir besteyi ortaya çı- karabilmek için. En sihirli yanı ise ilk bestesini beş yaşında yapmış birini de seksen yaşında yapmış birini de görmek mümkündür. Diğer bir şaşırtıcı mese- le ise; bazı güçlü besteler 20 dakikada meydana çıkmışken bazılarının son hali- ni alması seneler sürmüştür. Beste kısmı Olgunlaşmadan sonra bu mutluluğun iyi bir ürün ortaya çıkarabilecek güçte olup olmadığına götüren bir karar aşaması vardır. duygulardan çok zevkle yakından ilişki- lidir. Piyanonun başına oturan biri zevk açısından bir şeyler denemek üzere yola çıkarken bile bir şarkının bestesini oluş- turabilir. Diğer yandan müziğin sabote edilişine en çok maruz kalan kısımdır. İnsan aklı bunun da elektronik ortam- da hazır programlarını yaratmıştır. Bir- kaç sıradan tuşa basmakla çok rahat bir şekilde müziğin alt yapısı oluşturabilir. Doğru kullanılırsa müziğe renk katmak açısından pek kötü bir yöntem sayılmaz ama yapılan müziğin tamamını buna yıkmak, hiçbir müzik tanımlamasının kabul edemeyeceği bir şeydir. Çünkü daha güzeli enstrümanların doğal ses- lerini kullanmaktır. Onların oluşturdu- ğu besteler her zaman her şeyden daha üstün gelecektir. Müziğe saygı, müziğin babalarına saygı açısından da önemli bir noktadır. Müziği sanallaştırmak onu başka bir şeye dönüştürmeye çalışmak- tır. Onu tehdit etmektir, öldürmektir. Söylemek, müzikle ilgili hemen herke- sin bir yorum yaptığı, bir şeyler bildiği kısmıdır. Tamamıyla doğuştan yetenek- le de, eğitim almakla da ilgisi olsa da, önemli kısımdır. Çünkü yazılana nefes olmaktır. Eğer yazılan bir şey varsa bes- tenin yanında söylemek kısmını gerekti- rir. Onu da usta seslere teslim etmek ayrı bir yetenektir. Her güzel ses her şarkıyı söyleyecek diye bir kural yoktur. Bazı sesler, bazı şeyleri söylemek için en uy- gundur. Söylemek kısmı en zahmetsiz, en külfetsiz kısmıdır belki de. Yazmak, söylemek, bestelemek... Uzun bir yol, eğlenceli bir süreç, emek koy- mak, karanlıkta umut aramak de- mektir. Dijitalleşen malum müzik dünyasında şüphesiz en kıymetli işi yapanlar, bu üçünü yerine getirebilen- lerdir. Önce duygularından yola çıkıp kağıtları sözlerle doldurmak sonra ona uygununu bestelemek ve en sonunda tüm bu sürece nefes olmaktır. Bu arada önce bestelenir mi yoksa yazılır mı so- rusuna da değinmek gerekirse, bir sıra yoktur; kimi zaman önce yazarız ona uygun besteleriz kimi zaman bestele- yip üstüne sözleri doldururuz. Velha- sıl, bu üçünü yapabilen insanlara çok büyük saygı duymak, şapka çıkartıp selamlamak gerekir. Çünkü onlar müziğin gerçek kahramanlarıdır. Bu işi layığıyla yapanlardır, müziğin tanımını yeterince kavrayanlardır. Sonuç mu? Bil- gisayarın başında oturup notalara bas- mak değil, yılların birikmişliği olan usta ellerle sımsıkı saza sarılmaktır müzik. P Söz olmadan da müzik olur ancak beste olmadan asla. 15