hayatını yaşayan bir müzisyen olarak be-
nim bu şarkıları algılayış biçimim daha
farklı. Herhangi bir şarkı rock, arabesk
ya da Türk halk müziği, sonuçta benim
kendi gönlümün süzgecinden geçtiğinde
tamamen başka bir yapıya bürünüyor. O
yüzden arabeske kayıyorum denilemez.
Buna karşın arabeskin o yoğunluğunu
ve duyguları kanırtışını seviyorum. Sen
Affetsen Ben Affetmem mesela, bir is-
yan, bir baş kaldırı söz konusu. Arabesk
denilen o kavramın içindeki ezilmişlikle
hiç alakası olmayan bir tavır aslında, ben
onlara tutuluyorum. Onlar peşine düştü-
ğüm şeyler oluyor. Bu cazda da var öte
yandan...
P: Yeni bir albüm çıkartınız. ‘Yuh!’ Bir
albümün hazırlanması sürecinde çok
titiz misiniz? Nasıl geçiyor sizin için
bu süreç? Kimlerle çalışıyorsunuz?
Frida Kahlo’ya
kaşımın
gözümün
benzemesi
umrumda değil.
Aslında ben
o mücadele
ruhunun ve
gücün
peşindeyim.
C.E: İlk albümde kırkı aşkın kişi albüm-
de yer almıştı. İkinci albümde beş, altı
kişiydik sadece. Amansız Gücenik’te
daha ortalama kadroylaydık, değişi-
yor albümde ne hayal ettiğime göre. Ve
hepsinin de hazırlık aşaması bambaşka
oluyor. Soluk’ta her müzisyenin evine
gittim, bütün düzenlemeleri birlikte
yaptık. Ütopyalar Güzeldir’de sadece
Cenk Erdoğan’ın stüdyosuna gidip ak-
şam 6’ya kadar çalıştık. Çok düzenli
bir