Perspective Perspective31-email | Page 61

59 niz okuyorsunuz. Sizce bu mu daha ko- laydır yoksa başkalarının yazdığı şarkı sözlerini okumak mı? C.B: Bilmiyorum, yani ben başkasının sözlerini okuyamam. Ama o da çok ulvi bir şey, ben kendim bir şeyler anlatmak istiyorum. Başkasının anlattığını alıp tekrar seslendirecek kadar fena halde bir sesim yok zaten. Kendime kadar yazıp, kendim bir şeyler anlatıyorum. P: Bizim gördüğümüz Can Bonomo ha- yatta hep isteklerinin, arzularının peşin- den koşuyor ve çok da başarılı oluyor. Peki kendinizi 10 yıl sonra nerede gö- rüyorsunuz? C.B: Yarın nerede görüyorum, onu bile bilmiyorum. P:2012 Eurovision yarışmasında Türkiye’yi siz temsil etmiştiniz ondan öncesi ve sonrası nasıldı? Tanınırlık, gelen teklifler açısından çok değişiklik oldu mu? C.B: Biz underground müzik yapı- yorduk ve bunun belli bir kitlesi var Türkiye’de. Eurovision’a gidip geldikten sonra dinleyici kitlemiz yüzde bir ise yüzde üç yüz olmaya başladı. Ama geri döndüğümüzde bir karar vermek dur u- mundaydık; biz bu kitlenin tamamını tutmak istiyor muyuz yoksa yapmak is- tediğimiz işi yapmaya devam mı etmek istiyoruz. Kendi bildiğimiz işi yapmaya karar verdik ve o başladığımız yüzde biri ikiye katlayarak yüzde iki şeklinde haya- tımıza devam ediyoruz şu an. P: Siz de bulundunuz mu yoksa şarkı- nızda söylediğiniz gibi bulunmanız ge- rektiğinizi mi düşünüyorsunuz? C.B: Arandığımı düşünmüyorum ben artık. P: Siz arıyor musunuz peki? C.B: Ben buldum. P: Gençlere bir mesajınız var mı? C.B: İşlerine çok sıkı sarılsınlar. Bir alan- da iyi olmaya çalışsınlar, birkaç alanda iyi olmaya çalışmak çok büyük bir vakit kaybı bence. CAN BONOMO’DAN KISA KISA… En sevdiği aksesuar: Yüzük En sevdiği rutin: Kahvaltısız ya- pamam, özellikle simit. 11 senedir her sabah simit yediğimi fark ettim geçen gün. En sevdiği oyun: Rocket league. Arabalarla futbol oynuyorsun, bir erkek daha ne isteyebilir? Can Bonomo neyi olmazsa eksik kalır? İşi Geçmişten günümüze herhangi birine bir ödül verecek olsanız bu kim olurdu ve neden onu seçerdiniz? Hep böyle inanılmaz görkemli yazarlar geliyor aklıma. Shakespeare olabilir mesela. Pretzel sizin için ne ifade ediyor? HER ŞEY!