Perspective Perspective31-email | Page 58

R

Röportaj

Lirizmin En Çok Yakıştığı İnsan :

Can Bonomo

Onu şarkılarıyla ve şiirleriyle biliyorduk . Şimdilerde lirizmini sanatın başka bir dalına taşıyor . Hem The Marmara Pera Oteli ’ ndeki “ Anachronismus ” sergisini gezdik hem de kendisiyle güzel bir sohbet gerçekleştirdik . İşte karşınızda Can Bomomo !
Naz Eraslan neraslan @ gsuik . co
Yağmur Özbakır yozbakir @ gsuik . co
56
Perspective : Sahnelerde gördüğümüz Can Bonomo ’ yu kendisinden dinleyebilir miyiz ?
Can Bonomo : Ben kimim ? Şiir yazan bir müzisyenim , hobi olarak da resimle ilgilendiğim ortaya çıktı bu sene . Üniversitede görsel tasarım dersleri almıştım . Kendi konser afişlerimi , birtakım posterleri toparlıyordum . Sonra Bulunmam Gerek albümünü yazarken de neden çizmeyeyim , çizmek bana iyi geliyordu dedim . İki sene içinde bunlar birikti . E madem bunlar birikti , insanlara göstereyim dedim .
P : Neden ilk serginize Anakronizmi taşımak istediniz ?
C . B : İlk dört eser bittikten sonra evin muhtelif yerlerine asmaya başlamıştık tabloları . Ev arkadaşım pazarlama işi yapıyor . Bir gün bunlar böyle olmaz , fonksiyonu olması lazım bir resim sergisinin dedi . Anakronizm orada aklıma geldi çünkü hep böyle bir zamansızlık söz konusuydu . Başka da ortak pek bir tarafları yoktu . Geri kalan işleri onun üzerine kurguladığımda böyle bir sergi ortaya çıktı .
Şiir yazan bir
müzisyenim , hobi
olarak da resimle
ilgilendiğim ortaya
çıktı bu sene .
P : Şiire olan tutkunuz hayranlarınız tarafından epey ilgi görüyor . Sizin ilhamı yakaladığınız ortamlar , zamanlar neler oluyor
? “ Yazamıyorum , tıkandım .” dediğiniz zamanlar oluyor mu ?
C . B : Genelde gündüz 11 ’ den akşamüstü 6 ’ ya kadar yazıhanemdeyim ve durmadan yazıyorum . Bunların çok küçük bir kısmı okumaya değer olabiliyor . Dolayısıyla çok tıkanıyorum , evet . Bazen 6 ay tıkandığım da oluyor . Çok korkuyorum , endişeleniyorum ama geçiyor ya da geçtiğine inandırıyorum kendimi . Şurada bir tepe var , orada çok acayip şeyler yazıyorum ben gibi bir durum yok , yazıhanemde oluyor hepsi .
P : En sevdiğiniz
üç tane şairi seçmeniz gerekse kimleri seçerdiniz ?
C . B : Üç tane organını seç sen de bakalım yaşayabilecek misin ?
P : Peki o zaman kimleri başta sayabilirsiniz ?
C . B : Ben en çok İkinci Yeni Dönemi ’ ni seviyorum , en hayran olduğum kuşak . Edip Canseverler , Turgut Uyarlar , Cemal Süreyalar ... Geriye dönmek istesem , o döneme dönmek isterim .
P : En son “ O Tarz Mı ?” adlı bir radyo programı yapmaya başladınız . Bize biraz bahsedebilir misiniz ? Nasıl gelişti bu süreç ?
C . B : Ben üniversite dönemimde 4 sene kadar radyo programı yaptım , ek iş olarak . Hep böyle bir ukte kalmıştı içimde . Daha sonra müzik ya da şiir aracılığıyla radyolara çıkınca çocuklara söylüyordum . Ben de radyo yapıyordum , ne günlerdi , çok özlemişim radyoyu gibi . Boğaziçi Üniversite ’ sinde bir programa gittim . Çıktım , albüm konuştuk , şiir konuştuk . Onlara da anlattım , e yap abi dediler .
P : İsmi nasıl konuldu ?
C . B : Bizim aramızda çok kullandığımız bir tabir .
P : Yeni hedefleriniz var mı radyo konusunda ?
C . B : Böyle güzel , bunu küçük tutmak istiyoruz . Bir de Radyo Boğaziçi ’ nin kısıtlı bir bant aralığı var , aynı anda sadece 9000 kişi dinleyebiliyor .
Böyle daha güzel , çok serbest-