H Hayata
İpin Ucunu Kaçırdığımız Şehirler:
Metropoller
Bilimkurgudan tarih öncesi efsanelere, sinemadan edebiyata metropol
kültürü ve hayatlarımıza etkisi... Hep daha fazlasını isteyen insanın mekansal
macerası…
Beyza Taşdelen
[email protected]
“B
54
iz canlıların cehennemi gelecekte
var olacak bir şey değil; eğer bir
cehennem varsa, burada, çok-
tan aramızda; her gün içinde yaşadığımız,
birlikte, yan yana durarak yarattığımız
cehennem. İki yolu var acı çekmemenin. Bi-
rincisi pek çok kişiye kolay gelir: Cehenne-
mi kabullenmek ve onu görmeyecek kadar
onunla bütünleşmek. İkinci yol riskli, sürek-
li bir dikkat ve eğitim istiyor: cehennemin
ortasında cehennem olmayan kim ve ne
var, onu aramak ve bulduğunda tanımayı
bilmek, onu yaşatmak, ona fırsat vermek.”
diyor kurmaca edebiyatın en önemli ya-
zarlarından İtalio Calvino “Görünmez
Kentler” adlı kült kitabında.
Metropolleri, insanların bir arada, top-
luluk olarak yaşama güdüsünün deje-
nere oluşuyla yaratılan büyük karınca
kapanlarına benzetebiliriz. Yeterli iş
olanağı, eğitim, teknolojik gelişmişlik,
kültüre ulaşım kolaylığı gibi nedenlerle
bu beton kapanlarda kısılıp kalıyoruz.
Kimimiz halinden memnun, kimimiz
değil. Ama yaşadığımız şehri metro-
polleştirenin ve kültürünü yaratanların
bizler olduğumuz gerçeğini görmezden
gelemeyiz.
Etimolojik süreci ele alırsak metro-
pol kelimesi latince “meter” (anne) ve
“polis” (şehir) kelimelerinin birleşi-
minden oluştuğunu ve anakent anla-
mına geldiğini görürüz. “İç içe geçmiş
büyük kentlerden ve banliyölerden
oluşan, çevreye ve ülkeye göre kültür
ve ekonomi yönünden en gelişmiş olan
merkez şehir” olarak da tanımlayabili-
riz bu kavramı. Mesela hepimizin yaki-
nen bildiği İstanbul; kültür, ekonomi,
mimari, tarih ve içerisinde kurulup
yıkılmış medeniyetler bakımından
gelişmiş bir metropoldür. Keza Tokyo,
Paris, Moskova gibi diğer pek çok şehri
de kendi ülkelerindeki metropolleri ola-
rak nitelendirebiliriz. Buradan varacağı-
mız sonucun insanlığın büyük şehirler
kurmak konusundaki tutkusunun za-
mansız ve evrensel olarak ortaya çıktığı
gerçeği olduğunu söylemek abartı ola-
cak gibi görünse de ünlü “Babil Kulesi”
efsanesi bu tezi bir adım ileriye taşıma-
mıza yardım edecektir.
Efsaneye göre Sümerliler Tanrı Marduk’a
ulaşabilmek için çok büyük bir kule
Kimimiz halinden
memnun, kimimiz değil.
Ama yaşadığımız şehri
metropolleştirenin ve
kültürünü yaratanların
bizler olduğumuz
gerçeğini görmezden
gelemeyiz.