Perspective Perspective31-email | Page 53

devam edecek diyebiliriz. Peki Türkiye’de ne olacak? Sizce bi- let satışları artacak mı? EK: Size bağlı. Üniversiteler- de söyleşi turları yapmak çok istiyorum ama siyasi baskılar var. Üniversiteler de bizi kabul edemiyorlar. O yüzden forum alanları tiyatrolardır. Daha sık gelirseniz göreceksiniz ki oyunlardan sonra oturup ko- nuştuğumuzda, sadece bize oynayın dediğinizde bunları yapmak çok mümkün ve ti- yatronun hedefi budur. De- mokratik olarak yükseldiği- miz döneme bakacak olursak, 1960-1979 arasından bahsedi- yorum, o dönem günümüzün bütün bu yazar-çizer tayfası- nın oluştuğu dönemdir, tiyat- rolar tıklım tıklım. 40 liraya bilet satıyoruz, vicdan azabı çekiyorum ama üçte bir dolu- luk olduğu için 40 lira. Mese- la dolup taşsa direk 7-8 liraya bilet satabilecek hale gelecek tiyatrolar. Arz-talep hikaye- si. Londra’ya uçakla inerken baktığınızda içiniz gidip de İstanbul’a inerken ofluyor- sanız bunun sebebi bugün 6 milyon tiyatro bileti satılması- dır aynı zamanda. Çünkü sa- nat insanlarda estetik ihtiyacı doğurur. Hayatınızda sanat olmazsa ölmezsiniz, yaşarsınız ama nasıl yaşarsınız. Yaşam bir insanın yeryüzün- de doğduğu andan son nefesini verene kadar geçirdiği sürenin toplam adı. Ne yapacağız bunu güzel kılmak için? Este- tik duygusu... ‘’Ben bu resme baktım da ne oldu?’’ onu bir süre sonra, hayatına baktığında anlarsın. Yıllar sonra anlar- sın. Okuduğun bir paragrafı yıllar sonra anlarsın. Hayat sana ait ama güzelleş- tirmek ya da kupkuru bırakmak senin elinde. Biz ülkece kupkuru bırakmayı tercih edenlerdeniz. bir algı sıkıntısı olduğunu dü- şünüyorum. Sıkıntıyı çözmek, yeni nesil gençlerin elinde. Kendinizi değiştirin ki dün- yanız değişsin. Para, insanları daha iyi veya daha bilgili yap- maz. Daha iyi standartlarda yaşamayı herkes ister, bu varo- luş sebebimizin parçasıdır. Fa- kat yine tekrarlıyorum, bu sizi farklı bir insan yapmaz. Benim için hedef her gün daha çok şey öğrenebilmek, bir sonraki hedefi yükseltip onu gerçek- leştirmektir. Belki daha büyük bir salonda oynamak, dekor masrafı yaparken kendimi özgürce ifade edebilme fırsatı bulmak. P: Gençler için söyleyeceğiniz son söz nedir? sömürülme düzenine göre kurulmuş bir sistemin içindeyiz. P: Dönüm noktası olarak gördüğünüz bir proje oldu mu? EK: Kariyerimde bir dönüm noktası ya- şamadım. Olduğum bir yerden döndü- ğümü veya bir yerde olduğumu düşün- müyorum. Benim için sadece bir hedef olur, bu da genellikle oyunlarım oluyor. Bir oyun belirli bir tarihte sahnelenecek ise benim tüm hedeflerim o oyuna bağlı olur. Ben oyunu yaptım diye basamak atlamıyorum. P: Bu yoğunlukta siz bir gününüzü nasıl planlıyorsunuz? P: Bir aktör olarak “kariyer” kavramıyla ilgili ne düşünüyorsunuz? EK: En büyük sorunum zaman. Bir gü- nümü hiç planlayamıyorum. Örneğin, televizyonu sevme nedenim çok fakat sevmeme nedenim bu. Zamanınızı si- zin yerinize hoyratça harcayan başka bir yapı var. Yüz elli dakika dizi çekmek için hakikaten kanımızı veriyoruz. EK: Benim kanaatim kariyer kavramı hakkında gençler çok yanlış eğitiliyor. Kariyer dediğiniz, CV’nizde biriktirdiği- niz, sizinle beraber anılan önce doğru, sonra güzel işlerdir. Hayallerinizi ger- çekleştirip onları genişleten bir araçtır. CV sizi alıp başka yerlere getirmez, sa- dece arzulanana taşır. Bu durum, sizin ekonomik durumunuzu iyileştirir, ol- duğunuzdan başka bir insa na dönüştür- mez. Toplumumuzda bu konuda büyük P: Dizilerin yüz elli dakika olmasını doğru buluyor musunuz? EK: Tabii ki de hayır. Maalesef, tamamen EK: Nükleere karşı olmak zo- rundasınız. Yaşama hakkınız adına hepinizin karşı olması gerekiyor. Ülkemizde bu ka- dar rüzgar, güneş ve su varken, hangi gerekçe için olursa ol- sun bacalı bir sistemden enerji üretmek çok yanlış. Tabiatın sunduğu nimetleri görmezden gelip bu kadar para harcaya- rak, insanların ölümüne sebep olabilecek bir yapı kurmamalıyız. En tehlikelisi, hiçbir sızıntı olmadan bile, dünyaya getireceğiniz çocukların engelli doğma riski çok fazla. Sadece radyoaktif santrallerin artmış olması yetiyor. KISA KISA En sevdiğiniz yemek: Kar- nıyarık Hobiniz: Hobim maalesef bu yoğunluk içinde yok. Olması- nı çok istiyorum. Hayatta en heyecanlandığı- nız an: Duru’nun doğduğu an En sevdiğiniz film: Brave- heart En sevdiğiniz kitap: Shakespeare’in eserleri Gezmeyi en çok sevdiğiniz ülke: Türkiye. P 51