devam edecek diyebiliriz. Peki
Türkiye’de ne olacak? Sizce bi-
let satışları artacak mı?
EK: Size bağlı. Üniversiteler-
de söyleşi turları yapmak çok
istiyorum ama siyasi baskılar
var. Üniversiteler de bizi kabul
edemiyorlar. O yüzden forum
alanları tiyatrolardır. Daha
sık gelirseniz göreceksiniz ki
oyunlardan sonra oturup ko-
nuştuğumuzda, sadece bize
oynayın dediğinizde bunları
yapmak çok mümkün ve ti-
yatronun hedefi budur. De-
mokratik olarak yükseldiği-
miz döneme bakacak olursak,
1960-1979 arasından bahsedi-
yorum, o dönem günümüzün
bütün bu yazar-çizer tayfası-
nın oluştuğu dönemdir, tiyat-
rolar tıklım tıklım. 40 liraya
bilet satıyoruz, vicdan azabı
çekiyorum ama üçte bir dolu-
luk olduğu için 40 lira. Mese-
la dolup taşsa direk 7-8 liraya
bilet satabilecek hale gelecek
tiyatrolar. Arz-talep hikaye-
si. Londra’ya uçakla inerken
baktığınızda içiniz gidip de
İstanbul’a inerken ofluyor-
sanız bunun sebebi bugün 6
milyon tiyatro bileti satılması-
dır aynı zamanda. Çünkü sa-
nat insanlarda estetik ihtiyacı
doğurur. Hayatınızda sanat
olmazsa ölmezsiniz, yaşarsınız ama nasıl
yaşarsınız. Yaşam bir insanın yeryüzün-
de doğduğu andan son nefesini verene
kadar geçirdiği sürenin toplam adı. Ne
yapacağız bunu güzel kılmak için? Este-
tik duygusu... ‘’Ben bu resme baktım da
ne oldu?’’ onu bir süre sonra, hayatına
baktığında anlarsın. Yıllar sonra anlar-
sın. Okuduğun bir paragrafı yıllar sonra
anlarsın. Hayat sana ait ama güzelleş-
tirmek ya da kupkuru bırakmak senin
elinde. Biz ülkece kupkuru bırakmayı
tercih edenlerdeniz.
bir algı sıkıntısı olduğunu dü-
şünüyorum. Sıkıntıyı çözmek,
yeni nesil gençlerin elinde.
Kendinizi değiştirin ki dün-
yanız değişsin. Para, insanları
daha iyi veya daha bilgili yap-
maz. Daha iyi standartlarda
yaşamayı herkes ister, bu varo-
luş sebebimizin parçasıdır. Fa-
kat yine tekrarlıyorum, bu sizi
farklı bir insan yapmaz. Benim
için hedef her gün daha çok
şey öğrenebilmek, bir sonraki
hedefi yükseltip onu gerçek-
leştirmektir. Belki daha büyük
bir salonda oynamak, dekor
masrafı yaparken kendimi
özgürce ifade edebilme fırsatı
bulmak.
P: Gençler için söyleyeceğiniz
son söz nedir?
sömürülme düzenine göre kurulmuş bir
sistemin içindeyiz.
P: Dönüm noktası olarak gördüğünüz
bir proje oldu mu?
EK: Kariyerimde bir dönüm noktası ya-
şamadım. Olduğum bir yerden döndü-
ğümü veya bir yerde olduğumu düşün-
müyorum. Benim için sadece bir hedef
olur, bu da genellikle oyunlarım oluyor.
Bir oyun belirli bir tarihte sahnelenecek
ise benim tüm hedeflerim o oyuna bağlı
olur. Ben oyunu yaptım diye basamak
atlamıyorum.
P: Bu yoğunlukta siz bir gününüzü nasıl
planlıyorsunuz? P: Bir aktör olarak “kariyer” kavramıyla
ilgili ne düşünüyorsunuz?
EK: En büyük sorunum zaman. Bir gü-
nümü hiç planlayamıyorum. Örneğin,
televizyonu sevme nedenim çok fakat
sevmeme nedenim bu. Zamanınızı si-
zin yerinize hoyratça harcayan başka bir
yapı var. Yüz elli dakika dizi çekmek için
hakikaten kanımızı veriyoruz. EK: Benim kanaatim kariyer kavramı
hakkında gençler çok yanlış eğitiliyor.
Kariyer dediğiniz, CV’nizde biriktirdiği-
niz, sizinle beraber anılan önce doğru,
sonra güzel işlerdir. Hayallerinizi ger-
çekleştirip onları genişleten bir araçtır.
CV sizi alıp başka yerlere getirmez, sa-
dece arzulanana taşır. Bu durum, sizin
ekonomik durumunuzu iyileştirir, ol-
duğunuzdan başka bir insa na dönüştür-
mez. Toplumumuzda bu konuda büyük
P: Dizilerin yüz elli dakika olmasını
doğru buluyor musunuz?
EK: Tabii ki de hayır. Maalesef, tamamen
EK: Nükleere karşı olmak zo-
rundasınız. Yaşama hakkınız
adına hepinizin karşı olması
gerekiyor. Ülkemizde bu ka-
dar rüzgar, güneş ve su varken,
hangi gerekçe için olursa ol-
sun bacalı bir sistemden enerji
üretmek çok yanlış. Tabiatın
sunduğu nimetleri görmezden
gelip bu kadar para harcaya-
rak, insanların ölümüne sebep
olabilecek bir yapı kurmamalıyız. En
tehlikelisi, hiçbir sızıntı olmadan bile,
dünyaya getireceğiniz çocukların engelli
doğma riski çok fazla. Sadece radyoaktif
santrallerin artmış olması yetiyor.
KISA KISA
En sevdiğiniz yemek: Kar-
nıyarık
Hobiniz: Hobim maalesef bu
yoğunluk içinde yok. Olması-
nı çok istiyorum.
Hayatta en heyecanlandığı-
nız an: Duru’nun doğduğu
an
En sevdiğiniz film: Brave-
heart
En sevdiğiniz kitap:
Shakespeare’in eserleri
Gezmeyi en çok sevdiğiniz
ülke: Türkiye. P
51