D Dosya
Nil Ertürk’le
Karaköy’ün Ağırbaşlı Bey’i Hakkında...
Karaköy’ün naif ambiyansında yaşam bulan erkek giyim mağazası
Bey Karaköy’ün sahibi ve moda bloglarının önemli isimlerinden Nil
Ertürk ile moda ve hayat üzerine samimi bir sohbet gerçekleştirdik.
Ayris Taban
[email protected]
Baturay Kösoğlu
[email protected]
Perspective: Nasıl-
sınız? Bugünlerde
Bey Karaköy ve ha-
yat nasıl gidiyor?
32
Nil Ertürk: Gayet
güzel. Dün 1. yılımı-
zı doldurduk. Blogla
beraber genel olarak
yoğun gidiyor işler
ama neyse ki bura-
da herkes birbirine
çok yardımcı. Bir
yıl içerisinde güzel
bir düzen oturttuk.
İlk zamanlar blogla
beraber Bey’i idare
etmek epey zordu.
Ama artık çok fazla
gidip gelmeme gerek
kalmıyor, şu aralar sadece hafta
sonları geliyorum.
P: Okurlarımıza kendinizden
ve blogunuzdan bahsedebilir
misiniz?
N.E: Bilgi Üniversitesi Sinema
ve Televizyon Bölümü mezu-
nuyum. Sinemanın hemen her
dalında staj yaptım ve kendimi
bu sektöre ait hissetmedim.
Beni temel olarak mutlu eden
şeylere odaklandım ve moda-
ya her zaman ilgim olduğunu
hatırladım. Tabii moda üzerine
eğitim almamıştım ve sektör-
den de kimseyi tanımıyordum.
Ne yapsam diye düşünürken
tanıştığım her kişiye, mezun
olduktan sonra modayla ilgili
bir şeyler yapmak istediğimi
söylemeye başladım. İşe de ya-
Fotoğraflar: Zeynep Hazal Yıldız
23 yaşındaydım o zamanlar,
risk alıp başka şeylere
odaklanmak istedim ve işi
bıraktım. Olay o an bana
gerekeni bulmakla alakalıydı.
Biraz deneme yanılmayla ve
biraz özgüvenle, ama şımarıklık
olmadan.
radı, Burçe Bekrek
ile tanıştım. Sektö-
rün her alanına dair
kendisinden
bilgi
edindim ve öğren-
diklerim arasından
« styling » ilgimi
çekti. Aynı dönemde
de blogumu başlat-
tım çünkü yapmak
istediğim şeyleri bir
yere koyup insan-
larla tanışmak isti-
yordum. Bu devam
ederken,
okulun
getirdiği bir artı da
fotoğraf çekmemdi.
İnternetten kendi-
me fotoğrafçı arka-
daşlar edindim. Bu
arkadaşlarımdan biri beni bir
stilist ile tanıştırdı. O stilistin
sekiz ay asistanlığını yaptım ve
ürün alımı, teslimatı, fotoğraf
çekimleri gibi alanlarda çok
önemli deneyimler edindim.
Orada öğrendiğim en önemli
şey, doğru yapıldığı taktirde
bu işin içinde aslında sanat
yapılıyor olmasıydı. Beni he-
yecanlandıran şey, klasik bir
kombini farklılaştırabilmekti.
İşin mağazacılık tarafını dene-
meye karar verdim ve Vakko’ya
başvurdum. Blog yazarı olarak
iş başvurusu yapmak o zaman-
ki direktörümü heyecanlan-
dırmıştı. Böylelikle Vakko’ya
girdim ve sanat yönetmeninin
asistanı olarak bir sene çalış-
tım. Tam o aralar online ma-
ğaza açmaya karar verdiler ve