üzüleceği olduğunu söylüyordu. Bunu
bile bile ona üzülebileceği bir hediyeyi
nasıl alabileceğini düşündü fakat yine de
çok beğendiği o cam divit kalemi satın
aldı. İki gün sonra bana bir bayan geldi
dükkana, elinde kırık bir cam divit ka-
lemle… İçeri girer girmez anladım. Eşim
bana bu kalemi aldı ve kırıldığını duyar-
sa çok üzülür dedi bayan. Çok ilginçtir,
belki de Plumon burada birbirlerine ver-
dikleri değeri yeniden görmeleri için bir
fırsat oldu.
P: Plumon’un şubesi olacak mı?
S.S: Şube açamam… Başka Plumon ola-
maz ama Plumon gibi mekan açmak is-
teyenlere sonuna kadar ürün de veririm
ürün de bulurum. Plumon’dan esinle-
nilmiş bir bağlılık istemiyorum, franc-
hising falan... Alt katta bir yer açacağız
ama ismi Plumon olmayacak çünkü Plu-
mon değil orası. Daha gizemli olacağına
inanıyorum. Antikacılar çok buralarda.
Belki ikinci el kalemler olabilir, belki bir
ofis olabilir. Bakalım nasıl şekillenecek.
kurmuyorum sanırım. Bir ikinci el ka-
lemle bağ kurmuştum, onu da kendime
ayırdım. Kurşun kalem sevdam burada
beni yine vurdu, ben de kendime ayır-
dım aslında.
P: Ürünleri nasıl seçiyosunuz?
S.S: Satıcı ile kurduğum ilişkiye çok
değer veriyorum. Tabii ilişkiden önce
ürünü beğeniyorum. Instagram çok bü-
yük bir dünya bu tür ürünleri keşfetmek
için. Amerika’da, Avrupa’da takip etti-
ğim hediye ve kırtasiye mağazalarının
hesapları var. Fotoğrafları inceliyorum,
beğendiklerimi belirlediğim anda he-
men mail atıyorum. Bazen maillere geç
cevap geliyor, bazen de ben geç cevap
veriyorum. Çok çabuk heyecanını kay-
beden biriyim bu yüzden biraz akışına
bırakmayı seven biri olduğumu da söy-
leyebiliriz aslında ama ilk açtığımız za-
manlarda Carran d’Ache ürünlerini bol
bol aldım çünkü onlar benim çocuklu-
ğumun ana unsurlarıydı.
P: Ürünlerinizi ayırabilir misiniz? P: Sizi instagram haricinde sosyal med-
yada çok göremememizin sebebi nedir?
S.S: Burada en çok beni bağlayan ürün…
Galiba hiçbir ürün. Ben ürünlerin sirkü-
lasyonuna sevinen bir insanım. Burada
bir köprü olmak istiyorum, ürünle bağ S.S: Instagram’ı daha küçük bir dünya
olduğu için seçtim aslında. Ben küçük
şeyleri seviyorum. Burayı da tanıtmak
istemiyorum aslında öyle büyük pazar
kampanyalarında. Reklam çok düşün-
düğüm bir konu son zamanlarda bu
yüzden son sayınıza bayıldığımı da söy-
lemeden geçemeyeceğim! Sanki iki çeşit
reklam varmış gibi hissediyorum ben. Ya
gerçekten çok var olmak ya da hiç var
olmamak. Hiç var olmamak da bir rek-
lam bence. Burada yaşamak istiyorum ve
yaşıyorum da aslında, reklamlarla tica-
rethaneye dönüşmesini istemiyorum bu
sebeple. Beklentilere bakamayacak ka-
dar duygu odaklı kaldık biz Plumon’da.
P: Retro modası sizin de ürünlerinizi et-
kiledi mi?
S.S: Retro ürünler zaten seviliyor, ben
bireysel olarak da çok seviyorum zaten.
Kendim için getirttiğim retro parçaları
isteyen çok müşteri çıkıyor, tabii ki kır-
mayıp onlara da getirtiyorum. İstekler ve
arzular üzerine şekillendiriyoruz ürün-
lerimizi biraz da. Ürün skalasını geniş
tutmak adına birçok sergiye gidiyorum
kırtasiye ile ilgili. Mesela Hamburg’da
Penshow’a gittim ve Osman Sümer’le
aynı masada oturma şansı buldum. Os-
man Sümer az sayıda bulunan kalem ta-
mircilerinden biri. Yine başa döneceğim,
Plumon ilişkiler mekânı. P
29