Perspective Perspective31-email | Page 29

“Kalem dedi. Hemen ardından kalem kömürdür dedi. Kömür olmalı dedi doğal olmalı dedi ağaç olmalı dedi. Yani kırtasiyeden başka bir dünyaya çekti her şeyi.” hala. Tabii bu koleksiyonda önemli olan üstündeki damga aslında. Hangi yoldan geldiği ve nasıl bir yol izlediğini gösteri- yor. Babamın düşkünü olduğu konular çok farklı, buradan da görebileceğiniz gibi… Aynı zamanda büyük bir kırtasi- ye düşkünü. Hatta İsviçre’den kırtasiye ürünlerini toparlayan da babam. Defter- lere ve kalemlere oldukça düşkün. Kır- tasiye diyorum buraya çünkü kırtasiye bence aslında. Birçok kişi böyle yorum- lamıyor. Kalem ve yazmak ise benim çok derinde kalmış bir tutkum. Yazma- nın terapi olduğuna inanan biriyim. Kü- çükken çok günlük tutardım, şimdi de sıkıntılarımı yazarak atıyorum ama Plu- mon tamamen babamdan çıktı diyebili- riz. Babam kendisi burada bir şey açmak isterken benim üzerime kaldı aslında. Ben yardım ederim diye başladım ama yardımın çok ötesine geçti durum. Ben bu kadar büyülü bir dünya olabileceği ihtimalini canlandırmamıştım kafamda. Plumon’u Plumon yapan en büyük etki mimarımızdan geldi. Çalıştığımız mimar bu küçük mağazayı eve çevirdi. Buraya ruh kattı. Kalem dedi. Hemen ardından kalem kömürdür dedi. Kömür olmalı dedi doğal olmalı dedi ağaç olmalı dedi. Yani kırtasiyeden başka bir dünyaya çekti her şeyi. Çok derin ve büyülü bir dünyaya çekti Plumon’u. P: Neden Plumon? S.S: Kart tasarımlarımızı yapan ajansla ortak çalışmamız aslında. İsim arama- ya başladığımız dönemde onlardan çok yardım aldım. Akıllarına gelen isimleri saymaya başladılar bana. Plumon dedik- leri an kelimeye vuruldum! Kelimenin anlamını öğrendiğimde daha çok vurul- dum. Plumon kuş tüyü demekti… P: Buradaki alışveriş algısını nasıl oturt- tunuz? S.S: Gelen misafirlerle burası başka tür- lü bir alışverişin olduğu bir mağazaya dönüştü. Duygu alışverişi diyorum ben buna. Müşterilerimiz burada bir ev hissi 27