Perspective Perspective31-email | Page 9

“ Başarılı olmanın ağırlığı yeniden başla- manın hafifliğiyle yer değiştirmişti. Hiç- bir şey hakkında eskisi kadar emin de- ğildim. Hayatımın en yaratıcı dönemine girmek üzere özgürleşmiştim. Tadı çok kötü bir ilaçtı, ama sanırım hastanın da buna ihtiyacı vardı.” Her inişin bir çıkışı olduğu hayat dedi- ğimiz zaman diliminde yaşadığımız ak- siliklere karşı tavrımız ‘İnancımızı kay- betmemek ve o sevdiğimiz şeye körü körüne bağlanarak aramızdaki bağın düştüğümüzde bile bizi kaldırmasına izin vermek’ olmamalı mı ? “Bazen hayat kafanıza bir tuğlayla vurur. Sakın inancı- nızı kaybetmeyin.” Üçüncü bölüm hikayesi ‘ölüm’ hakkın- da. Ölüm bizler için bir tabu mudur, hiç üzerine düşündüğümüz olmuş mudur, yoksa kaçtığımız rahatsız edici gerçekler- den biri midir? Ölüm ile barışmak diye- bileceğim bu bölümde bu gerçekle aynı tarafta yer alarak, hayatın “geçiciliğinin” hayatlarımıza yepyeni bir bakış açısı ka- zandırabileceğini göreceğiz. On yedi yaşındayken okuduğu bir söz başlıyor Jobs hikayesine: “Her gününü, hayatının son günüymüş gibi yaşarsan, günün birinde haklı çıkarsın.” Bu cüm- leden çok etkilenen Jobs, sadece okuyup geçmek yerine bu gerçeği hayatına en- tegre etmeyi başarmış bir insan, her gün aynaya bakıp “Eğer bugün hayatının son günü olsaydı, bugün (normalde) ya- “Büyük kararlar kalple, küçüklerse akılla alınır.” Steve Jobs pacağın şeyleri yapmak ister miydim?” sorusuyla güne başladığından ve bir şey- leri değiştirme kararının ise uzun süre art arda aldığı “Hayır” yanıtıyla paralel oldu- ğundan bahsediyor. Aslında tutsağı olduğumuz kaybedecek bir şeyimizin olmadığı gerçeğiyle yaşar- sak, zihnimizi özgürleştirebilir ve yü- reğimizin sesini duyabiliriz. Hepimizin duyduğu “ Büyük kararlar kalple, kü- çüklerse akılla alınır.” algısı aslında du- rup düşünmemiz gereken bir bakış açısı. Çünkü tüm gündelik koşuşturmalarımız, telaşelerimiz ve anlık duygu değişimleri- miz ölümün gerçekliği karşısında değeri- ni yitirir. “Zaten çıplak ve savunmasızsın. Yüreğinin sesini dinlememen için hiçbir neden yok.” Hepimizin bildiği gibi insan hayatının ortak kısıtı zamandır. Biz- lere yaklaşık olarak eşit verilen bu nimet, yapmak istediklerimiz ve za- manı değerlendiriş biçimimiz ile hayat- larımızı, karakterimizi, doğal olarak gele- ceğimizi etkiler. Kulağa bencilce gelse de başkalarının hayatlarını yaşamaya vakti- miz olmadığı aşikar. Önceliklerimize göz atmamızı söyler nitelikte Jobs bu konuda son olarak şöyle söylüyor: “Başka insan- ların fikirlerinin gürültüsünün kendi kal- binizin sesini duymanızı engellemesine izin vermeyin. Ve en önemlisi kalbinizin ve sezgilerinizin yolundan gidecek cesa- rete sahip olun. Kalbiniz ve sezgileriniz ne yapmak istediğinizi bilirler. Bunun dı- şındaki her şey ikinci planda.” Elbette bu harika insanın yaptığı mü- kemmel konuşma ve hikayelerle dolu hayatı üzerine söylenebilecek çok söz ya- zılabilecek sayfalarca inceleme var. Steve Jobs’un Stenford konuşmasından yola çı- karak kaleme aldığımız bu yazı, umarım O’nun hayatının kendi hayatınızda bir farkındalık yaratmasına yardımcı olmuş- tur. P KAYNAK http://www.youtube.com/watch?v=UF8uR6Z6K Lc&feature=player_embedded http://news.stanford.edu/news/2005/ june15/jobs-061505.html 7