A
Araştırma
YENİ UFUKLARA DOĞRU
Oğul Tuna otuna @ gsuik. co
1960’ lı yılların Uzay Yarışı’ nı milletlerarası bir Uzay’ ın Keşfi misyonuna çevirdik ve artık bilgi açlığımız ile öğrenme iştihamız sınır tanımıyor. Evren’ in-ve belki de‘ evrenlerin’- genişliğini her geçen gün daha da büyüyen sayılarla ve formüllerle ifade ederken Antik Yunan’ dan günümüze miras kalan“ Biz kimiz?”,“ Nerden geldik?” sorularına cevap bulabileceğimizi ümit ediyoruz.
62
Kolomb’ un Yeni Dünya’ ya ayak basmasından beş yüz yıl sonra insanlık ikinci büyük Keşifler Çağı’ nı yaşıyor. Fakat artık yüreğimizde aynı dipsiz korku ve sonsuz merak, okyanusların hırçın dalgalarıyla değil; milyarlarca ışık yılı enginliğinde bir evrenin boşluğuyla boğuşuyoruz. Artık köhne pusulalara ve usturlaplara muhtaç bir avuç maceraperest değil dümendekiler.“ Soluk mavi nokta” nın her karışından çok çok uzaklardaki komşularımıza dek her gezegeni her yıldızı gözleyebilen robotlar, Roverlar ve uydular eşlik ediyor bu yolculukta bize. Peki, trilyonlarca dolara mal olan görkemli Uzay Çağı’ nın en kuvvetli motivasyonu insanı insan yapan, ilk fatihlerden bize miras bu‘ macera duygusu’ mu? İnsanlık tarihinin en büyük keşif hareketi, duygusal nedenlerle ya da hayatta kalma dürtüsüyle açıklanabilecek kadar basite indirgenebilir mi?
17 dilde attığı“ Temas sağlandı! Yeni adresim: 67P!” tweet’ iyle fenomen olan Avrupa Uzay Ajansı’ nın( ESA) uzay aracı Philae, 12 Kasım 2014 tarihinde 67P / Çuryumov-Gerasimenko kuyruklu yıldızına iniş yaparak tüm‘ dünyalıların’ ilgi odağı olmuştu. Ama şöhreti kısa sürdü: Güneş pilleriyle çalışan araç, 15 Kasım tarihinde kış uykusuna yattı ve 13 Haziran 2015 tarihine dek sessizliğini sürdürdü. Ama dünyalılar için nefes kesen yeni keşiflerin ardı arkası kesilmiyordu: 19 Ocak 2006’ da fırlatılan ve 9 yıl boyunca Güneş Sistemi’ nin derinliklerinde yolculuk eden NASA’ nın
Mars yüzeyindeki görevini 2012’ den beri sürdüren‘ Curiosity’ keşif aracı bu günbatımı fotoğrafını 5 Nisan 2015’ te çekti.
New Horizons( Yeni Ufuklar) uzay aracı, 14 Temmuz 2015’ te hedefine ulaşıp Plüton’ un 12,500 km üstünden uçarak elde ettiği verileri yuvaya geri yolladı. New Horizons yolculuğa çıktıktan 7 ay sonra“ gezegen” statüsünü kaybeden Plüton’ un‘ kalpli’ fotoğrafı İnternet’ in yeni simgesi hâline gelmişti. Bugün, Güneş Sistemi’ nin sınırını oluşturan Kuiper Kuşağı’ nda( yüzlerce cüce gezegen
Ancak bu‘ reklam kokan hareketler’ bile“ Interstellar”( Yıldızlararası) filminde de işlenen modern Keşifler Çağı’ nın meşru sebebini gölgeleyemedi: Hayatta kalmak.
“ Temas sağlandı! Yeni adresim: 67P!” ve asteroidden oluşan bölge) yer alan uzay aracı, hâlâ yuvamıza yeni fotoğraflar ve veriler yollamaya devam ediyor.
Bu tarihî anlara şahitlik eden bizlerin kapıldığı heyecan dalgasını kıyaslamak için beş yüz yıl önceki Batılı toplumlarla empati kurmamız gerekebilir: Düşünün, her sefer sonrası şehrinize bir yandan kasalarla daha önce hiç tatmadığınız patates, domates, kakao, muz gelirken; bir yandan da sandıklar dolusu ihtişamlı hazineler, rengarenk ve ilk defa gördüğünüz hayvanlar, bitkiler ve tabii ki Amerikaların‘ yerli halkları’… Ve tabii bu büyük‘ karnaval’ havası bir yana, iki Amerika – güneyi ve kuzeyi- tarumar edilerek kolonizasyonu,‘ gurbet’ te kurulan devasa şehirler, ülkeler …
Tarihin akışını etkileyen bu büyük değişim, eşi benzeri olmayan göç ve talan hareketi de başlarda serüven aşkının cisimleşmiş bir hâliydi. 1898’ de yayımlanan, bilimkurgu türünün ve dünyadışı ırklar düşüncesinin ilk örneklerinden olan, H. G. Wells’ in“ The War of the Worlds”( Dünyalar Savaşı) romanı da bu durumu ironik bir şekilde dile getiriyordu: Marslılar, Dünya’ yı işgale karar verir, istila başlar, Yerküre’ nin altı üstüne getirilir fakat en sonunda‘ uzaylı sömürgeciler’ insanlara bulaşmayan bir hastalık sonucunda yok olurlar. Marslılar kadar kitlesel bir ölümcül hastalıktan etkilenmeyen Batılı koloniciler eninde sonunda Yeni Dünya’ nın Eski Dünya üzerindeki hâkimiyetini sağlamlaştırırlar.
Bu hâkimiyet gezegenimizle de sınırlı