Piramidin inşasında
çalışanlar köleler
değildi, ziraatla uğraşan
Mısırlı yerli halktı.
Gotik yapıların yüksek
olmasının amacı
Tanrı’ya yakın olmaktı.
ve en önemli eseri Floransa’daki Dom
Katedrali’dir.
Barok Mimari: Portekizce “Barocco” ke-
limesinden gelen ve anlamı “gayrı mun-
tazam inci” olan Barok Mimari, 17.yy’da
İtalya’nın başkenti Roma’da, Rönesans
Mimarisi’ne karşı ortaya çıkmıştır. Bu
dönemde abartı kendini kiliselerde, sa-
raylarda, merdivenlerde ve çeşmelerde
göstermiştir. Kaybedilen Hıristiyan ru-
hun yeniden kazanılması amaçlanarak
kiliselerin iç mekânlarında cennetin kü-
çük bir örneği yansıtılmaya çalışılmıştır.
Paris’teki Versay Sarayı, İspanya’daki
Santiago de Compostela Katedrali, Ro-
ma’daki Trevi Çeşmesi ve İspanyol Mer-
divenleri dönemin en güzel örnekleridir.
Neoklasik Mimari: Barok dönemin
aşırı süslemelerine karşı 18.yy’da orta-
ya çıkan Neoklasik dönemin sanatçı-
ları, mimaride daha az süslemeli olan
Eski Roma eserlerini örnek almışlardır.
Mimarlar, yapıların özellikle daha az
süslenmiş, düzenli ve ölçülü olmasına
dikkat etmişlerdir. Andrea Palladio Ne-
oklasik mimarinin temelini atmıştır ve
en önemli eserlerinden biri İtalya’da-
ki Saint Giorgio Maggiore Kilisesi’dir.
Neoklasisizmin mimarideki önemli bir
temsilcisi de ABD’nin üçüncü başkanı
Thomas Jefferson’dır. Monticello’daki
evi, sanatçının önemli bir yapıtıdır.
Art Nouveau Mimari: “Gotik’i taklit
ya da tekrar etmemeli sadece devam
etmeliyiz” diyen dönemin ünlü İspan-
yol mimarı Antoni Gaudi, yapıtlarında
renkli yüzeyler, dalgalı formlar, bol de-
korasyon ve organik motifler kullanarak
bu akımın ilk örneklerini yaratmıştır.
Mimari yapılara daha estetik ve zarif gö-
rünümler kazandıran bu akım, 20.yüz-
yılıın ilk ciddi akımıdır. Barselona’daki
Casa Mila ve Casa Battlo Gaudi’nin en
güzel eserlerindendir.
Modern Mimari: Temel olarak biçimin
basitleştirilip yalınlaştırılması ve süs-
lemenin mimariden çıka