Perspective Perspective 37. Sayı | Page 48

f fenêtre ARA GÜLER’IN İSTANBUL’U İstanbul yıllardan beri her ne kadar büyük bir değişime uğramış olsa da onun kadrajından çıkan siyah- beyaz fotoğraflar, 1950-60’ların İstanbul’unu olduğu gibi korumuş ve bize nostaljiyi hissettirmiştir. Zaten kendisi de “Ben kaybolmakta olan İstanbul’u kaydediyorum, bitmekte olan bir şehri. Biliyorum çünkü yok olacak ve göstermek lazım. Eski şehirden hiçbir şey kalmadı. Şehrin estetiği değişti. Uygarlık ileriye gidiyor ama insanlar güzellik anlayışını kaybetti.” demiştir. Ilgın Nehir Ağca [email protected] 16 44 Ağustos 1928’de İstanbul’da doğan Ermeni asıllı Türk fo- toğraf sanatçısı ve emekçisi Ara Güler, alanı içinde “büyük usta, efsane” gibi anılsa da “İstanbul’un Gözü”, Ara Güler için söyle- nen en güzel tanımlardan biridir çünkü kuşkusuz kimse İstanbul’a Ara Güler’in baktığı gibi bakmamıştır. “Fotoğraf sanat değil, tarihtir.” demiş ve bunun hakkı- nı fazlasıyla vermiştir kendisi. O olma- sa; o zamanların balıkçıları, simitçileri, İstanbul’un o zamanki sokakları ve yüz- leri silinip gidecek ve Yahya Kemal, Or- han Veli, Turgut Uyar ve daha nice şairin yere göğe sığdıramadan anlattıkları o aziz İstanbul’u biz hiçbir zaman göreme- miş olacaktık. Bugün bile Karaköy’de, Eminönü’de ya da İstanbul’un herhangi bir sokağında çektiğimiz her fotoğrafta O saklıdır, hep oradadır. Cemal Süreya, Yusuf Atılgan, Turgut Uyar’ın aklımızda kalan en bilindik fotoğraflarını edebiyat tarihine Güler kazandırmıştır. İlham Sokak fotoğrafçılığı, hayattan bir ke- sittir. Günlük yaşama-hayata bakma ve onları gerçekten görme sanatıdır. Galata Köprüsü’nde balık tutan adam, simitçi, buruşuk suratlı fakir adam, Eminönü’nden kalkan vapur, top oyna- yan çocuk… bunların hepsi sokağa ve günlük yaşama dahildir. Tüm bunları gerçekten görüp, gördüğümüzü objekti- fimizden yansıtmak kolay bir iş değildir aslında. Ara Güler tüm bunlardan ilham almış, gördüğünü başarıyla göstermiş ve sonunda kendisi ilham kaynağı olmuş bir isimdir. Orhan Pamuk onun için “Ne zaman Güler’in İstanbul resimlerine baksam, yazı masasına koşup şehir hak- kında yazmak istiyorum.” demiştir. Aynı zamanda Halikarnas Balıkçısı’nın “The Sixth Continent’’ adlı kitabını fotoğrafla- mıştır. Yani Güler’in sanata olan katkısı fotoğrafçılıkla da sınırılı kalmamış, ede- biyata da katkıları olmuştur diyebiliriz. Türk edebiyatının satırlar arkasındaki yüzlerini de hep Güler’in objektifinden tanıdık. Cemal Süreya, Yusuf Atılgan, Turgut Uyar’ın aklımızda kalan en bilin- dik fotoğraflarını edebiyat tarihine Güler kazandırmıştır. Uluslarası Başarıları Birçok uluslarası yabancı derginin Ya- kın Doğu foto-muhabirliğini üstlen- miş, Photography Annual Antalojisi onu dünyanın en iyi 7 fotoğrafçısından biri olarak tanımlamıştır. Aynı zaman- da ASMP’de (Amerikan Dergi Fotoğ- rafçıları Derneği) Türk olan tek üyedir. Almanya’da çok az fotoğrafçıya verilen “Master of Lecia” ünvanını kazanmıştır. Bunun gibi daha birçok başarıya imza atarak bizi gururlandıran Ara Güler, her ne kadar İstanbul fotoğrafçısı ola- rak bilinse de kendisini “dünyanın foto- muhabiri” olarak tanımlar. Zaten bütün dünyayı gezerek foto-muhabirlik yap- mıştır ve buna fotoğrafçılara poz verme- yen Picasso’yla yaptığı foto-röportaj da dahildir. Picasso’nun 90. yaş günü için yayımlanan “Picasso: Metamorphoses et Unite” adlı kitap için yaptığı bu röpor- taj, röportajlarının en ünlüsüdür. Bu rö- portaj sonucunda Güler’e ve Picasso’ya kalan anı şu şekildedir: Ünlü ressam Gü- ler ile Cannes’da buluşur ve “Sen Fran- sız ressam Cezanne’a benziyorsun, dur senin bir resmini çizeyim.” der. Resmi çizer, altına da imzasını atar. Ara Güler “Türkiye’de tek bir adet orijinal Picasso var, o da benim evimde.” demiştir. Bununla sınırlı kalmamış ve Magnum Ajansı ile çalışarak İsmet İnönü, W. Churchill, İndra Gandi, Alfred Hitc- hcock, Salvador Dali ve daha birçok isimle yaptığı foto-röportajları dünyaya duyurmuştur. Yine en ünlü çekimlerinden birini ger- çekleştirdiği Salvador Dali ile de hikayesi onun ağzından şu şekildedir: “Dali’nin Paris’te oteline gittim, 101 numarada kalıyormuş. Kapısını açtım, bana bakı-