yor ‘Niye benim fotoğrafımı çekmek
istiyorsun?’ dedi. ‘Çok meşhursun da
onun için.’ dedim. ‘Benim dakikam
25 bin dolardır.’ dedi. ‘Güzel ama ben
bir dakikada fotoğraf çekemem ki!’
dedim. Beni tuttuğu gibi dışarı attı.”
Daha sonra bir arkadaşı aracılığıyla
yine Dali’yle görüşme fırsatı yakalayan
Güler bu sefer onu ikna eder ancak
tekrar gittiğinde yanında üç gazeteci
daha vardır. Buradan sonrasını Güler
şu şekilde anlatıyor: “‘Hani benden
başka kimse olmayacaktı?’ dedim.
‘Dur ben onları hemen salarım.’ dedi.
Elinde de gümüş saplı bir baston var.
‘Bilin bakalım, ziftin formülü nedir?’
dedi. Kimse bilemedi. Formülü kafa-
dan attı. ‘Benim adım Salvador Dali,
bu bastonu ziftin içine sokar çıkarırım.
Beş kuruşluk baston olur 50 bin dolar.
Sen bunu yaparsan deli derler. Şimdi
dediğimden ne anladınsa git onu yaz.’
dedi. Üçünü birden toplayıp dışarı attı.
O fotoğrafları o gün çektim.”
90 yıllık hayatına bu ve bunlar gibi daha
birçok başarı sığdıran Ara Güler, yaptığı
mesleğin en iyilerinden biri olarak kal-
mayarak edebiyata, tarihe ve insanlığa da
katkıda bulunmuş çok yönlü bir sanat-
çıdır. Nasıl ki eski İstanbul onun fotoğ-
raflarında sonsuza dek yaşayacak ise o
da aynı şekilde İstanbul’un sokaklarında
elinde kamerasıyla bir silüet olarak her
zaman var olacaktır. Bu sokaklardan bir
Ara Güler geçti ve geçerken oralardan ay-
rılığı, sevinci, hüznü, fakirliği, zenginliği,
tarihi topladı ve bize bıraktı. Usta sanat-
çıyı saygı ve sevgiyle anıyoruz. P
Bununla
sınırlı kalmamış
ve Magnum Ajansı
ile çalışarak
İsmet İnönü,
W. Churchill,
İndra Gandi,
Alfred Hitchcock,
Salvador Dali
ve daha birçok
isimle yaptığı
foto-röportajları
dünyaya
duyurmuştur.
Güler, hayranı olduğu Charlie
Chaplin’i de fotoğraflama fırsatını ya-
kalamış ancak onu yürüyen sandal-
yede, felçli haliyle görünce akıllarda
kalan son pozunun bu hali olmasını
istememiş ve fotoğrafını çekmemiştir.
Antik Kent Aprhodısıas’ın Keşfi
Aydın’ın Geyre beldesinde bir baraj
açılışı için bölgeye gazeteci olarak gi-
den ve dönüşte yolunu kaybeden Ara
Güler, bir köyden geçerken köylülerin
tarihle iç içe yaşadığını görmüştür.
Roma sütunları, mimari parçaları ve o
dönemin eserleri köy halkı tarafından
kullanılmaktadır ve köyün her yanı ta-
rihi eserle doludur. Tüm bunlara hay-
ran olan Güler, köyde onlarca fotoğ-
raf çekmiş ve İstanbul’a döndüğünde
bölgeyi araştırmaya başlamıştır ancak
bir bilgi bulamamıştır. Yetkili yerlere
bu durumdan bahseden ve çektiği fo-
toğrafları gönderen Güler, ne yazık ki
beklediği ilgiyi görmemiştir. Güler, en
sonunda fotoğraflarını Times’a yolla-
mış ve Times bu bölgeye gereken ilgiyi
göstermiştir. Güler’in çektiği fotoğraf-
lar yayımlanarak dünya basınında bü-
yük yankı uyandırmıştır. Amerika’dan
gelen arkeologlar Geyre’de araştırma
yapmaya başladıklarında burasının
Roma İmparatorluğu’na ait, MÖ.
500’lü yıllara dayanan ve ismini tan-
rıça Afrodit’ten alan Aphrodisias Antik
Kenti olduğu anlamış ve daha son-
rasında kazı çalışmaları başlatmıştır.
Aphrodisas şu anda “UNESCO Dünya
Mirası Listesi”nde yer alıyor.
KAYNAK https://www.bbc.com/turkce/haberler/2012/12/121213_ara_guler_interview ■ https://www.haberturk.com/ara-guler-in-kesfettigi-kent-aphrodisias-2182669/7 ■ http://www.araguler.com.
tr/tr/aboutaraguler.html ■ http://www.internethaber.com/ara-gulerin-kokeni-ne-gercek-adi-da-baska-salvador-daliyi-boyle-cekmis-foto-galerisi-1911820.htm?page=3
45