Perspective Perspective 35 | Page 68

Ö Öykü Bir Hikayenin Hikayesi Kalemiyle deniz dalgalarının ve ada sokaklarının kokusunu duyumsatan bir yazarın, kahvede rastlaştığı meraklı bir okuyucu ile geçen hikayesi ve hayat hakıındaki sohbetleri… Talia Boşnak [email protected] H 64 er geçen günle beraber kuvvetli rüzgarların ve bü- yük dalgaların oluşması; solgun çiçeklerin, sararmış yaprakların ve çocuk ses- leri yerine sessizliğin hakim olduğu ada sokakları, sonbaharın habercisiydi. Ser- çeler baharın getirdiği coşkuyla daldan dala uçmayı çoktan bırakmış, leylekler göç etmeye başlamışlardı .Gün batımla- rı artık kısa ve renksiz, sandallar denize açılmaya hevessizdi. Hırçın deniz dal- gaları sahile her vurduğunda, bir martı daha havalanıyordu balıkçı teknelerini kovalamaya ve bir evin ışığı daha sönü- yordu adalarda.Sonbahar demek, yazlık- çıların adalardan elini ayağını çekmesi demekti, geriye kendilerini ada yaşamı- na kaptırmış, doğayla müthiş bir harmo- ni içinde yaşayıp giden adalılar kalırdı hep.Anlatacak çok şeyleri olurdu bu in- sanların ve en güzel hikayeler her zaman bu ada manzarasının içinden çıkardı. Eğer bir yazıyı daha büyütmeden, olgunlaştırma- dan insanla- ra okutursan kalemin küser sana, büyüsü kaçar yaptığın işin. Burgaz’ın tepesinde, unutulmuş, sessiz sakin, deniz dalgalarının sesinin duyul- duğu, hüzünlü bir kahvehane…Mev- simlerden sonbahar, aylardan eylül, rüz- garlardan lodos. Kahvenin her zamanki gibi bir iki masası dolu. Zaten pek gi- deni geleni olduğu söylenemez, tüm masaların dolduğu oldukça nadirdir. Belki kahvenin yaşlı sahibinin gelen her müşteriye attığı aksi bakışlardan, sanki gelmelerinden rahatsız oluyormuşcasına takındığı surat ifadelerinden, belki de adanın en ücra köşesine kimsenin git- meye niyetlenmeyişinden… Denizin en güzel şekilde göründüğü, kırıldı kırılacak bir ahşap masada yaşını almış bir adam oturuyor. Saçları ağarlaş- mış, yüzündeki çizgiler iyice belirginleş- miş, bakışlarına yıllar tuhaf bir soğukluk getirmiş. Harıl harıl, hiç durmadan yazı- yor .Kendini o kadar kaptırmış ki çayın- dan bir yudum bile alınmamış, kimseyle