p e r-
dede
ortaya
çıkan Godzilla, Japonya’nın
yaşadıklarının bir metaforuydu. 50 yıl
süren seri boyunca filmlerin alt metin-
lerinde, insanın doğaya yaptıkları ve
bunun sonucunda ortaya çıkan kötü
sonuçlardan -Godzilla’yla temsil edi-
len- en çok etkilenecek olanın yine
“insanlık” olduğu anlatılmak isten-
miştir.
22
Serinin kronolojisine bakacak olur-
sak, uzun bir film listesinin bizi bek-
lediğini görüyoruz. 1954 yılında, Toho
Stüdyoları’nın yapımcılığında, Japon
yönetmen Ishiro Honda yönetmen-
liğinde çekilen “Gojira” adlı filmle
Japonya, Godzilla ile tanıştı. Bu film-
de nükleer testler sonucu uyanarak
denizden çıkan Godzilla, dinozora
benzer dokulu vücudu ve nükleer ne-
fesiyle gemileri ve hatta adaları batıra-
rak Tokyo’ya doğru ilerleyip insanlarla
savaşıyordu. 1 milyon dolar bütçeyle
çekilen film, 37 milyon dolar hasılat
yaptı. Canavarın okyanusun diğer ta-
rafında tanıtılması içinse Amerikalı
oyuncuların yer aldığı alternatif bir
versiyon çekildi ve “Godzilla: King of
the Monsters!” adıyla gösterime gire-
rek 9.6 milyon seyirci çekti. Dönemin
teknolojik şartlarından dolayı film si-
yah beyazdı ancak o zamana kadar hiç
kullanılmamış bazı tekniklerin kulla-
nılması, seyircilerin filme oldukça fazla
ilgi göstermesine sebep oldu. Özellikle
stop motion tekniği, daha önce hiçbir
filmde kullanılmamıştı. Gojira’yı ağır
ve hareket kabiliyetini oldukça kısıt-
layan lateks bir kostüm giyen birinin
canlandırmasının, canavara verdiği
hantallık dışında her şey o dönem için
izleyicilere kusursuz gözüküyordu ve
böylelikle Japonya’da doğan Godzilla,
atom bombasının yaralarının sarılma-
sında önemli bir rol oynamak üzere
film sektörüne giriş yapmış oldu.
1954’ten sonraki filmler ilk filmin ba-
şarısını yakalayamasa da o tarihten iti-
baren Godzilla sadece Japon kültürün-
de değil, tüm dünyada yeni bir ikon
olarak karikatürlerden video oyunla-
rına, romanlardan televizyon şovları-
na kadar birçok mecrada kendine yer
1954 yapımı
filmde 50 met-
re uzunluğun-
da olan Godzil-
la, 2014 yapımı
Hollywood ver-
siyonunda 108
metre uzun-
luğa ve 90 bin
ton ağırlığa
ulaştı.
buldu. 1955’te çekilen ve pek de başarılı
olamayan ikinci Godzilla’nın(Godzilla
Raids Again) ardından seriye yedi yıl
ara verildi ve 1962’de Godzilla renkli
versiyonuyla beyaz perdeye geri dön-
dü. Bu süreçte gelişen teknikler saye-
sinde Godzilla’nın hareket kabiliyeti de
arttı. 1954 ve 1955 yıllarında çekilen
iki filmde insanlarla savaşan Godzilla,
1962’deki filmde okyanus ötesinde viz-
yona girişinden beri kıyaslandığı King
Kong ile savaştı (King Kong vs. Godzil-
la). Bu filmden itibaren Japonlarca çeki-
len tüm filmlerde, Godzilla mutantlarla
savaştı ancak istenen başarı sağlanılama-
dı ve 1975 yılında vizyona giren “Terror
of Mechagodzilla”’nın ardından seriye
tekrar ara verildi.
Bu sefer ara dokuz yıl sürdü ve yine Toho
Stüdyoları’nda 1984 yılında çekilen
“The Return of Godzilla” vizyona girdi-
ğinde, Godzilla artık beklenen gerçeklik
ve hareket kabiliyetine kavuşmuştu. Art
arda gelen filmlerle, seri bu kez 1995’e
kadar devam etti. Buraya kadarki kısmın
son filmi olan 1995 yapımı “Godzilla vs.
Destoroyah” filminde, Godzilla eriye-
rek öldü ancak 1993’teki filmde ortaya
çıkan Godzilla junior ile seri 1999’da
“Godzilla 2000” ile yeniden devam etti.
1999’dan
2004’e kadar süren
seride Godzilla yine mutant cana-
varlar ile savaştı ve 2004’te “Godzil-
la: Final Wars” ile seri, başlangıcının
50.yılında sona erdi.
Bu süreçte atom bombası, nükleer
saldırılar, radyasyonun zararları gibi
alt metinlerle beslenerek Japonya
için tarihinin, acılarının ve anılarının
beyaz perdeye tezahürü olan God-
zilla, Japon kültüründe kapladığı
yerin ve taşıdığı misyonun yanı sıra,
Holywood’da da kendine yer bulmayı
başardı ve ününü tüm dünyaya yaydı.
Japonya’da alevlenen bu cana-
var efsanesine kayıtsız kalamayan
Hollywood’un, Godzilla serisine de-
yim yerindeyse ilk el atışı 1998’de
oldu ve filmin yönetmenliği 1996’da
yönettiği The Independance Day (Ba-
ğımsızlık Günü) ile tanınıp büyük öv-
güler alan Roland Emmerich’e emanet
edildi. Ancak işler pek de tahmin edil-
diği gibi gitmedi ve Hollywood usulü
Godzilla vizyona girdiğinde başarının
çok uzağında, hatta bir fiyasko ola-
rak değerlendirildi. Ishiro Honda’nın
1954’te çektiği ilk filmin (Godzilla:
The King of The Monsters) bir uyar-
laması olan 1998 yapımı Hollywood
Godzilla’sı, Godzilla’nın orijinaline
benzemeyen yeni dış görünüşü ve
militarist yaklaşımıyla beklentileri
karşılayamayarak bir gişe hezimeti
yaşadı. Bu hezimetin ardından God-
zilla defterini uzun süre kapalı tutan
Hollywood, 2014’te, Japonların seriyi
bitirmesinden 10 yıl sonra, yeni bir
Godzilla ortaya çıkardı. Sütten ağzı
yanan Hollywood, bu kez daha tem-
kinliydi ve 2014 yapımı Godzilla’da
2010’da “Monsters” ile yakaladığı
başarıyla övülen Gareth Edwards yö-
netmen koltuğuna oturduğunda bu
defa orjinline sadık kalınarak, Warner
Bros stüdyolarında daha etkileyici bir
Godzilla yaratıldı. 1954 yapımı film-