aşık olmasıyla “asıl güzellik görünüşte
değil, içtedir” mesajını da almış olu-
yoruz, sonunda da aşkın ve sevginin
bütün çirkinlikleri, kötülükleri ortadan
kaldırdığını görüyoruz. Şüphesiz ki bu
film, en güzel mesajı veren filmlerin-
den biridir Disney’in. Belle’in sürekli
kitap okuması da çocuklara iyi örnek
olacak nitelikte bir detaydır.
“Pocahontas”ta ise prensesimiz, hal-
kını kurtarmak adına kendini feda
eder, hatta sonunda aşka kanmaz ve
kabilesinin yanında kalır. 1998’te per-
deye aktarılan “Mulan”da ise erkek kı-
lığına girerek savaşan güçlü bir kadın
profili görürüz. “Savaşmak için erkek
mi olmak gerekir ?” sorusuna maruz
kalan filmin hikayesinin geçtiği yıl-
ları düşünecek olursak aslında o dö-
nemin şartlarını yansıttığını görürüz.
Zaten birçok Disney filmi anlatılan
efsanelerden ve masallardan alır hi-
kayelerini. Bunlara ek olarak Mulan
ve Yasemin, prenses parçası olarak
görülen uçuşan etekler veya elbiseler
değil de, pantolon giyen prenseslerdir.
2010 yılına gelindiğinde ise artık film
profilinin iyice değiştiğini “Tangled”
filminde açıkça görebiliyoruz. Filmin
baş kahramanı “Rapunzel”in hikaye-
sini hepimiz biliriz. Prenses bir cadı
tarafından kuleye hapsedilir ve kurta-
Her ne
kadar olum-
suz eleştiriler
alsa da Disney,
sinema sektö-
ründe animas-
yon kolunun en
önemli yapım
şirketlerinden
biridir. 2013 yılında gösterime giren “Frozen”
ise son zamanlarda Disney’in en başa-
rılı filmlerden biridir. 150 milyon do-
lar bütçeyle yapılan film, 1.276 milyar
dolar hasılat yapmıştır. Filmin en ilgi
çekici yanı Disney’in kendi kendini
eleştirmesidir. Bir sahnede Kristoff’un
yeni tanıştığı biriyle nişanlanan ve
evlenmek isteyen Anna’ya “Sen çıldır-
dın mı ? Yeni tanıştığın biriyle hemen
nişanlanamazsın!” diyerek kızması,
Disney’in eski filmlerine bir gönderme
niteliğindedir. Klasik bir söylem olan
“gerçek sevgi kalbindeki buzu çöze-
cektir” ifadesi de film kahramanları
ve tabii biz izleyiciler tarafından kadın
ve erkek aşkı gibi algılanırken filmin
sonunda aslında kardeş sevgisi oldu-
ğunu görürüz.
rılmayı bekler. Fakat Disney’in bu versi-
yonunda farklıdır olay. Rapunzel her yıl
doğum gününde havada süzülen fener-
leri yakından görmek ister. Annesi buna
izin vermeyince, gardiyanlardan kaçmak
için kuleye çıkan hırsız bir adamı ikna
ederek ve ona karşı güç kullanarak onu
fenerlere götürmeye ikna eder. Yol üs-
tünde de karşılaştıkları barbar adamla-
rın hayallerini ve içlerindeki masumiye-
ti, iyi niyetiyle ortaya çıkarır Rapunzel. Disney’in en son 2016’da yaptığı film
“Moana”da ise artık hiçbir aşk unsuru
göremeyiz. Prensesimizin, korkusuz
bir şekilde halkını kötü bir sondan,
açlıktan, kurtarmak için babaanne-
sinin de yol göstermesiyle maceraya
atılarak savaştığını görürüz. Hatta Mo-
ana filmdeki diğer yarı-tanrı erkek ka-
rakterden daha baskın, daha akıllı ve
daha korkusuz bir profille karşımıza
çıkar.
13