68 |
premium kanaldadır, paralıdır. Çünkü konsantrasyon ister, 40 dakikanızı ayırırsınız sinema gibi izler çıkar gidersiniz. Ama bizde farklı.
P: Peki sizin için hukuk okurken bir anda radikal bir karar mı olmuştu böyle bir alana yönelmek?
T. S: Çok ileriye bakan birisi değildim, hâlâ da öyle değilim. Önümdekini iyi yapmaya çalışan birisiyim ben. Çünkü önündekini iyi yaparsan, üç basamak sonrasında da çok daha iyi çıkarsın. Onlar da seni daha iyi görürler. Yani şöyle söyleyeyim, Burak › ın da( Sağyaşar) çok sevdiğim bir lafıdır, « Benim görevim yer silmek olsaydı, yerleri o kadar harika silerdim ki beni mutlaka birisi keşfederdi.» Ne demek istediğimi anlatabiliyor muyum? Yani benim örneklerim de öyle. Şans bir faktördür iş hayatında ama şans kimsenin ayağına gelmez. Fakat şans dolaşanların ayağına çarpar, bunu unutmayın. Bir şeyler yapmak için okul bitirmeyi beklemeyin, en büyük hatanız bu olur. Okul bittikten sonra seni birilerinin keşfedeceğini sanıyorsun. Hayır, kimse seni keşfetmiyor, keşfetmeyecek. Onu bilin. Keşfedilmeniz için birilerinin sizi tanıyor olması lazım. Tanımasının da tek yolu var, bir yerden başlamanız gerekiyor. Ne kadar erken başlarsanız o kadar iyi olur. Okumamak lazım demiyorum yanlış anlaşılmasın. Okurken yanında mutlaka bir şeylerle meşgul olun, para kazanmanız önemli değil. Her zaman başarı basitte gizlidir. Burnumuzun dibinde, aslında hepimizin ihtiyacını
|
İstediğiniz kadar her şeyi doğru yapın, oyuncu doğru görünsün, senaryo çok doğru görünsün, bazen de işin kimyası tutmaz.
gördüğümüz bir şeyde. Onu bulabilirseniz, onunla uğraşmaya ufaktan başlayın. Mesela şu an ne güzel vaktiniz vardır, kendinize bir site yaratacaksanız yaratın ya da kendinize başka bir alan yaratacaksanız yaratın. Oralarda küçük küçük bir şey pişirin. « Butterfly effect » denilen şey gerçekten hayatta var. Yapılan hiçbir şey, söylenen hiçbir söz boşluğa gitmez. Ama sıkıcı bir şey de yapmayın, sevdiğiniz şeylerle ilgilenin. Sevmiyorsanız hiç vakit kaybetmeyin. Çünkü dünyanın en şanslı kişisi sevdiği işi yapan kişidir. Bir sevdiği insanı bulup evlenen ya da birlikte olabilen, iki sevdiği işi yapan. Dünyada bundan daha büyük mutluluk yok bence. Mesela okulları o yüzden bıraktım ben. Ailem istiyor, kırılmasın diye başladım ama sonra baktım ki istemiyorum
|
ben bunu, kafam oralarda değil.
P: Bir de bir kısa film çekmişsiniz.
T. S: Re’ yi diyorsunuz galiba, değil mi? Evet biz ona destek vermiştik. O bir denemeydi zamanında. Jale diye bir yönetmek arkadaşımızı( İncekol) destekledik. Aslında uzaktan desteklediğimiz öyle çok proje oldu ama diğerlerini portföyümüze koymadık. Sebebi şu: onlara destek olduk ama onları çeken yönetmenler kimse onların filmleri oldu onlar, biz destek vermiş olduk yani.
P: Yani şu an günümüz döneminde kısa filmden ziyade siz de dizi içinde olmayı tercih edersiniz?
T. S: Biz bir tercih yaptık. Bir yerden sonra dedik ki burası bir ticari kurum ve popüler işler yapmak için kuruldu. Ben şahsen art house işler seviyorum, izlemeyi de seviyorum. Dünyada yapılanları da takip ediyorum. Ama bizim burayı kurmaktaki stratejimize, şirketin anayasasına baktığınızda burası tamamen bir entertainment şirketi. Yani art house filme bazen biz destek oluyoruz, ama içinde görünmüyoruz, içinde olmuyoruz. Görünmüyoruz diyorum çünkü ya teknik destek veriyoruz ya bazen finansal destek veriyoruz ama bunlar bizim sadece sektörün içindeki art house film yapmak isteyen arkadaşlara destek olmak için yaptığımız şeyler. Bunun ticareti Türkiye’ de kolay değil, bunun en beceriklisi Zeynep Özbatur işte, Nuri Bilge Ceylan’ ın da prodüktörüdür. Ama
|