R Röportaj
Kan Fışkıran Fotoğraflardan
Minimalizme Doğru:
Mehmet Turgut
Naz Eraslan
[email protected]
Sena Öndün
[email protected]
Ceylin Özbek
[email protected]
Ü
lkemizde fotoğraf konuşul-
duğunda akla gelen ilk isim-
lerinden biri olan Mehmet
Turgut‘la kahve ve fesleğenli
ayran eşliğinde biraz sohbet
ettik, peki neler mi konuştuk? Buyuru-
nuz.
Perspective: Fotoğrafla aileniz saye-
sinde tanıştığınızı biliyoruz, peki son-
rasında gelişiminiz nasıl ilerledi?
48
Düşünün
bir fotoğraftan
kan fışkırmı-
yorsa benim
için o bir fo-
toğraf değildi
ancak zamanla
daha minimal
bir hal aldı
tabii.
Mehmet Turgut: İlkokul çağlarında
babamın yanında ufak tefek çalışmaya
başladım. Babamın, amcalarımın stüd-
yolarının olması benim için çok büyük
bir avantajdı ve bu avantajı en iyi şekilde
kullandım. Sonra ilerleyen zamanlarda
dijital fotoğrafçılık diye bir şey çıktı ve
dijitalle beraber ben sıfırdan başlamak
zorunda kaldım tıpkı diğer fotoğrafçı-
lar gibi. Şöyle düşünün: bir 100 metre
koşusu var, bir çizgi çizildi ve herkese
aynı anda start verildi. Yani dünyanın
her yanından fotoğrafçılar da aynı anda
bir şeyler yapmaya başladılar ve ben ga-
liba aralarında hızlı koşanlardan oldum.
Sonrasında ışık konusunda, konsept
konusunda, işte geliştire geliştire şu an
bulunduğum noktadayım.
P: Fotoğrafçı olmasaydınız ne olmak
isterdiniz? Neden?
M.T: Plastik sanatlarla ilgilenirdim.
Hani klasik cevaplar vardır ya; ben dok-
tor olacağım, astronot olacağım gibi işte
ben o cevapları hiçbir zaman vermedim
ve hep fotoğrafçı olacağım dedim.
P: Peki sizce fotoğrafta teknik ne ol-
malı? Abartılı mı olmalı yoksa basit
fotoğraflarla ve küçük manipülasyon-
larla daha etkili fotoğraflar çekilebile-
ceğine mi inanıyorsunuz?