Perspective Perspective 34 | Page 44

H Hayata Dudağımın Kenarında Kalan Mutluluk: Çikolata “10 kişiden 9’u çikolata sever. Onuncu kişi ise hep yalan söyler.” - John Tullius Defne Tatlıçeşme [email protected] illy Wonka’nın altın bi- letine sahip olup rüya gibi bir fabrika gezin- tisi yapamasak da he- pimizin çocukluktan bu yana en istediği, en sevdiği, dayanıl- mazımızdır çikolata. Sütlü, beyaz, bitter, portakallı, fıstıklı, fındıklı vb. türleriyle yetinmeyip çikolata kaplı/ çikolatalı envaı çeşit gıdayı tüketmemizle sahip olduğu- muz en keyifli bağımlılığımız diyebiliriz. W 40 Annem ne zaman bir ziyarete veya görüş- meye gidecek olsa ilk yaptığı şey özel ya- pım çikolata aramak olurdu. Bulamadığı takdirde de en yakın Vakko veya Divan’a gidilir yanında götürülecek o çikolata mutlaka alınırdı. Belki de çikolatayı her zaman pis bir abur cuburdan daha özel bulma sebebim de buydu. Benim gibi düşünenler çoğunlukta olacak ki ilk yerel çikolata fabrikasının 1927’de açıldığı bir ülkenin kültürüne çikolata böylesine iş- leyebildi. Kız isteme, dini bayramlar gibi Türk kültürünün temel taşlarından olan özel günlerimizde olmazsa olmazımız oldu. Hem adet olarak özel günleri süs- lendirmesi hem zarif bir jestle karşımız- dakine saygımızı ve görgümüzü sunması çikolatayı şüphesiz bir tüketim gıdasın- dan fazlasına dönüştürdü. Tarihte bu vazgeçilmez tadın buluşu gü- Kaşıkla ıslak keke yaptığımız o ilk hamlenin verdiği mutluluğu kesinlikle kelimelere dökemiyoruz. nümüzdeki Meksika’da M.Ö.1900’lerde gerçekleşiyor. Çikolata ismi ise Aztek di- lindeki “xocolatl” kelimesinden geliyor. Acı anlamındaki “Xocol” ve içecek/su anlamındaki “atl”nin birleşimiyle oluşan sözcük, uzun bir süre çikolatanın tüke- tileceği şekli açıklıyor: acı içecek. Dini ritüellerde soğuk bir şekilde içilen bu acı içeceğin değişimi, Maya ve Aztek kültür- lerinde para birimi olarak kullanılacak kadar değer görmesiyle başladı. Çikolata 20.yy’a kadar lüks tüketim maddesi özel- liğini kaybetmeden zenginlere ve ünlüle- re has bir besin olarak kaldı. Sanayi Dev- rimiyle 1700’lerde kakao yağı bulundu ve böylece katı çikolata yapımı başladı. Nestlé’nin süt tozunu buluşuyla tadın- Ceylin Özbek [email protected] daki devrimi de gerçekleştiren çikolata tablet şeklinde üretildi ve günümüzdeki haline yaklaştı. I.Dünya Savaşı öncesine kadar sadece doğum günleri ve Noel’ler- de tüketilebilen çikolata, kakao ticare- tinin serbestleştirilmesinden sonra orta sınıf için uygun fiyatlı bir hale gelmesiyle 1900’lerde tüm Avrupa’da en çok satılan ürün haline geldi. Ama tüm bu gelişi- min yanında belki de çikolataya kimlik kazandıran en önemli olay F.Buitoli’nin öpücükler anlamına gelen “baci” isimli, gümüş kağıda sarılı ve aşk mesajları içe- ren çikolatalarını üretmesiyle oldu. Bu birbirini takip eden ekonomik, bi- limsel ve kültürel olaylar sonucunda da acı içecek günümüzde mutluluk denince akla ilk gelen ürüne dönüşümünü ta- mamladı. Çikolata aynı zamanda yukarı- da değindiğim gibi bir pazarlama harikası aslında. Çikolatanın içinde mutluluk hor- monu üreten triptofan ve Sanskritçe’de “mutluluk” anlamına gelen esrar etkisi yaratan anandamidler bulunuyor. Üstelik hayvanlarda yapılan deneyler çikolatanın cinsel yaklaşmayı tetiklediğini gösteriyor. Ancak çikolatada böyle maddeler bulun- sa da, bu maddelerin çikolatadaki ora- nının azlığından dolayı 25 kilodan fazla yemediğimiz sürece bize etki etmiyor. İçeriği nedeniyle böyle bir etkiye sahip olmasa da hepimizin çikolatayı mutluluk ve aşkla özdeştirme sebebi reklamların bi-