Uzun yıllar boyunca trajedi ve komedi
adı verilen iki türle yürüyen tiyatro, dram
türünün ortaya çıkmasıyla yeni bir soluk
kazanmıştır. Dram: komedi ve trajediyi
bir araya getiren bir tiyatro çeşididir. Tra-
jedi ve komedinin sürekli olarak aristok-
rat zümreyi ve kraliyet insanlarını sahne-
ye koymasından rahatsız ve bunu yeterli
bulmayanlar tarafından hayatın birçok
yönünü temsil etme arzusuyla doğmuş-
tur. Diğer iki türün aksine dramda kan-
lı, çirkin olaylar sahnede gösterilir. Aynı
zamanda üç birlik kuralını da tamamen
reddettiği için gerçekten bir tepki olarak
türediğini söyleyebiliriz. Gerçekleri gös-
terme amacıyla sahnelenen dramlara ek
olarak bir de müzikli oyun anlamına ge-
len melodramlar vardır.
Dram türünün en iyi örneklerini
Rönesans’ın yetiştirdiği en büyük İngiliz
sanatçılardan William Shakespeare yaz-
mıştır. Shakespeare, klasik tiyatronun
zaman ve yer birliği kuralını yıkmıştır.
Alman ve Fransız romantiklerini etkile-
yen bu türün kurallarını yazan ise Victor
Hugo’dur. Hugo, “Cromwell” adlı eserin-
de dramın özelliklerini: “Dramın özelliği
gerçektir. Gerçek yaratılışta yaşamda ol-
duğu gibi dramda da karşılaşan iki tipin;
yüce ile gülüncün birleşmesinden doğar.
Doğada olan her şey sanatta da vardır.”
sözleriyle açıklamıştır. Daha sonra ise
bütün bu kurallar eşliğinde Hernani adlı
dramı yazmıştır. Alman edebiyatında ise
bu türün en iyi örneklerini veren isim
hepimizin tanıdığı Goethe’dir. Faust ve
Pandora dramaları, yazdığı onlarca eser-
den sadece ikisi olmakla birlikte en tanın-
mışlarıdır. İnsan zaaflarını işleyen Faust’u
ilginç hale getiren şey ise Goethe’nin bu
eseri 62 yılda yazması ve bitirdikten he-
men sonra ölmüş olmasıdır.
Günümüze kadar gelişip modernleşen
tiyatronun temel yapıtaşlarını bu üç tür
oluşturmaktadır. Daha sonraları bütün
kuralların bulanıklaşmasıyla oluşan gü-
nümüz modern tiyatrosu gerçekçiliği
esas alarak eserler vermeye devam etmiş-
tir. 19. yüzyıl’ın sonralarına doğru “sihirli
eğer” diye bilinen oyunculuk kuramını
geliştiren Stanislavski (Rus tiyatro oyun-
cusu ve yazar) özellikle gerçekçi akıma
yön vermiştir. Söz konusu kuramda,
oyunculardan kendilerini, canlandırdık-
ları karakterlerin yerlerine koymalarını ve
bu şekilde seyirciye söz konusu duyguları
vermeleri beklenmektedir.
Son olarak absürd (uyumsuz) tiyatro 2.
Dünya Savaşı’nın olumsuz sonuçlarının
bulunduğu bir ortamda umutsuzluk
içinde oluşmuştur. Dünya Edebiyatı’nda
Samuel Beckett, Türk Edebiyatı’nda ise
Güngör Dilmen bu türün en önemli
temsilcileridir. Beckett’in Godot’yu Bek-
M.Ö.
534 yılından
günümüze
kadar gelişe-
rek gelen bu
sanat dalı hala
popülerliğini
sürdürüyor ve
gelişmeye de-
vam ediyor.
lerken ve Oyun Sonu isimli eserleri bu
türün en önemli örneklerinden sayılırken
Ionesco’nun Gergedanlar oyununda dik-
tatörleri gergedana dönüşen insanlar üze-
rinden eleştirmesi, sadece Ionesco’nun
yapabileceği bir şeydir. Güngör Dilmen’in
Canlı Maymun Lokantası adlı eseri de
büyük eleştiriler içeren bir absürd tiyatro
örneğidir.
Türk tiyatrosundan bahsetmişken, mo-
dern çağa kadar Türk tiyatrosu da çok
farklı formlarda genişlemeye devam et-
miştir. En başa dönecek olursak Türk ti-
yatrosu ozanların yuğ, sığır ve şölen adı
verilen dinsel törenlerinde yaptığı gös-
terilerle başlar. Daha sonraları bu sanat
Karagöz, Orta Oyunu, Meddah ve Köy
Seyirlik Oyunları ile yaşamını Osmanlı
zamanında da sürdürmüştür. Batılı an-
lamdaki tiyatro ise 1800’lerde Tanzimat’la
birlikte gelmiştir ve ilk örneği Şinasi’nin
yazdığı Şair Evlenmesi’dir. Bu dönemde
tiyatro halkı eğitici bir unsur olarak gö-
rülmüş ve konular ona göre seçilmiştir.
1914’te Darülbedayi kurulmuştur. İlk
Türk kadın tiyatrocusu olan Afife Jale
1920’de sahneye çıkmıştır. 1927’de,
Darülbedayi’nin başına geçen Muhsin
Ertuğrul ise bugünkü Türk tiyatrosunun
temellerini atmıştır.
39
Türk çağdaş tiyatrosunu devam ettiren
isimlerden Haldun Taner, Türkiye’de
epik tiyatro türü ve kabare tiyatrosunun
öncüsüdür. Keşanlı Ali Destanı adlı oyu-
nu Türk epik tiyatrosunun başarılı örnek-
lerindendir. Haldun Dormen ise bulvar
komedisi ve vodvil türünde uzmanlaşmış
bir tiyatro yönetmeni ve bir devlet sanat-
çısıdır.
Tiyatronun konu oldu