Perspective Perspective 34 | Page 43

Uzun yıllar boyunca trajedi ve komedi adı verilen iki türle yürüyen tiyatro, dram türünün ortaya çıkmasıyla yeni bir soluk kazanmıştır. Dram: komedi ve trajediyi bir araya getiren bir tiyatro çeşididir. Tra- jedi ve komedinin sürekli olarak aristok- rat zümreyi ve kraliyet insanlarını sahne- ye koymasından rahatsız ve bunu yeterli bulmayanlar tarafından hayatın birçok yönünü temsil etme arzusuyla doğmuş- tur. Diğer iki türün aksine dramda kan- lı, çirkin olaylar sahnede gösterilir. Aynı zamanda üç birlik kuralını da tamamen reddettiği için gerçekten bir tepki olarak türediğini söyleyebiliriz. Gerçekleri gös- terme amacıyla sahnelenen dramlara ek olarak bir de müzikli oyun anlamına ge- len melodramlar vardır. Dram türünün en iyi örneklerini Rönesans’ın yetiştirdiği en büyük İngiliz sanatçılardan William Shakespeare yaz- mıştır. Shakespeare, klasik tiyatronun zaman ve yer birliği kuralını yıkmıştır. Alman ve Fransız romantiklerini etkile- yen bu türün kurallarını yazan ise Victor Hugo’dur. Hugo, “Cromwell” adlı eserin- de dramın özelliklerini: “Dramın özelliği gerçektir. Gerçek yaratılışta yaşamda ol- duğu gibi dramda da karşılaşan iki tipin; yüce ile gülüncün birleşmesinden doğar. Doğada olan her şey sanatta da vardır.” sözleriyle açıklamıştır. Daha sonra ise bütün bu kurallar eşliğinde Hernani adlı dramı yazmıştır. Alman edebiyatında ise bu türün en iyi örneklerini veren isim hepimizin tanıdığı Goethe’dir. Faust ve Pandora dramaları, yazdığı onlarca eser- den sadece ikisi olmakla birlikte en tanın- mışlarıdır. İnsan zaaflarını işleyen Faust’u ilginç hale getiren şey ise Goethe’nin bu eseri 62 yılda yazması ve bitirdikten he- men sonra ölmüş olmasıdır. Günümüze kadar gelişip modernleşen tiyatronun temel yapıtaşlarını bu üç tür oluşturmaktadır. Daha sonraları bütün kuralların bulanıklaşmasıyla oluşan gü- nümüz modern tiyatrosu gerçekçiliği esas alarak eserler vermeye devam etmiş- tir. 19. yüzyıl’ın sonralarına doğru “sihirli eğer” diye bilinen oyunculuk kuramını geliştiren Stanislavski (Rus tiyatro oyun- cusu ve yazar) özellikle gerçekçi akıma yön vermiştir. Söz konusu kuramda, oyunculardan kendilerini, canlandırdık- ları karakterlerin yerlerine koymalarını ve bu şekilde seyirciye söz konusu duyguları vermeleri beklenmektedir. Son olarak absürd (uyumsuz) tiyatro 2. Dünya Savaşı’nın olumsuz sonuçlarının bulunduğu bir ortamda umutsuzluk içinde oluşmuştur. Dünya Edebiyatı’nda Samuel Beckett, Türk Edebiyatı’nda ise Güngör Dilmen bu türün en önemli temsilcileridir. Beckett’in Godot’yu Bek- M.Ö. 534 yılından günümüze kadar gelişe- rek gelen bu sanat dalı hala popülerliğini sürdürüyor ve gelişmeye de- vam ediyor. lerken ve Oyun Sonu isimli eserleri bu türün en önemli örneklerinden sayılırken Ionesco’nun Gergedanlar oyununda dik- tatörleri gergedana dönüşen insanlar üze- rinden eleştirmesi, sadece Ionesco’nun yapabileceği bir şeydir. Güngör Dilmen’in Canlı Maymun Lokantası adlı eseri de büyük eleştiriler içeren bir absürd tiyatro örneğidir. Türk tiyatrosundan bahsetmişken, mo- dern çağa kadar Türk tiyatrosu da çok farklı formlarda genişlemeye devam et- miştir. En başa dönecek olursak Türk ti- yatrosu ozanların yuğ, sığır ve şölen adı verilen dinsel törenlerinde yaptığı gös- terilerle başlar. Daha sonraları bu sanat Karagöz, Orta Oyunu, Meddah ve Köy Seyirlik Oyunları ile yaşamını Osmanlı zamanında da sürdürmüştür. Batılı an- lamdaki tiyatro ise 1800’lerde Tanzimat’la birlikte gelmiştir ve ilk örneği Şinasi’nin yazdığı Şair Evlenmesi’dir. Bu dönemde tiyatro halkı eğitici bir unsur olarak gö- rülmüş ve konular ona göre seçilmiştir. 1914’te Darülbedayi kurulmuştur. İlk Türk kadın tiyatrocusu olan Afife Jale 1920’de sahneye çıkmıştır. 1927’de, Darülbedayi’nin başına geçen Muhsin Ertuğrul ise bugünkü Türk tiyatrosunun temellerini atmıştır. 39 Türk çağdaş tiyatrosunu devam ettiren isimlerden Haldun Taner, Türkiye’de epik tiyatro türü ve kabare tiyatrosunun öncüsüdür. Keşanlı Ali Destanı adlı oyu- nu Türk epik tiyatrosunun başarılı örnek- lerindendir. Haldun Dormen ise bulvar komedisi ve vodvil türünde uzmanlaşmış bir tiyatro yönetmeni ve bir devlet sanat- çısıdır. Tiyatronun konu oldu