başaramazsanız) kıyafetlerinize sorgu-
suz sualsiz el konulur. Okula girdiğiniz
günden mezun olduğunuz güne kadar
bu kuralı sorgulamaya devam edersiniz
ama size temin ederim henüz sonuca
ulaşan olmadı.
#3 Tüm okul hayatınız boyunca köşe
bucak kaçacağınız Fransız hocalar.
Aslında özünde çok iyi olduğuna inan-
dığımız ama sınıfa girince bir anda her-
kesi oturduğu yerde titreten hocalara sa-
hiptir bu liseler. Derste veya ders dışında
sizi Fransızca konuşmak durumunda
bırakırlar ve özellikle henüz ilk günden
Fransızca anlamalarını bekleyen hocalar
karşısında dona kalan küçük sınıfların
korkulu rüyası olmuşlardır. Fransız ho-
caların Türk hocalara göre daha katı bir
disiplini vardır ve Türk eğitim sistemini
bir türlü çözemedikleri doğrudur. Dola-
yısıyla son sınıfa gelen öğrenciler sadece
Türk sisteminin bir dayatması olan YGS
ve LYS gibi sınavlarla değil bir yandan
Fransız hocalar, sözlüler, projeler ve sı-
navlarla uğraşmak zorunda bırakılır.
Türk sınav sisteminden bahsetmişken
son sınıf öğrencilerinin matematik, fizik,
biyoloji gibi derslerin testleri karşısında
Çince bir metinle karşılaşmış gibi his-
setmesinden söz etmeliyim. Beş yıl bo-
yunca tüm bu dersleri Fransızca görmüş
kişiler olarak, test mantığından çok uzak
kalmanın verdiği tecrübesizlikle, son sı-
nıfa geldiğinizde hayatın gerçekleri yü-
zünüze bir tokat gibi çarpacaktır. Neden
mi bu dersler Fransızca? İnanın bunun
cevabını kimse bilmiyor.
Fransız liselerindeki katı kurallar, ceza-
lar, zorluklar üzerinde hem fikiriz sanı-
rım. Fransız liseleri tüm bunların yanın-
da kocaman bir ailenin parçası olmaktır,
mezun günlerinde bir araya gelip ho-
calarınızla sohbet etmek, donanımlı ve
kültürlü bireyler olarak hayata atılmak,
Frankofon olmaktan gurur duymaktır
ve bunları ancak mezun olurken anlar-
başı, bayram, sömestr gibi pek çok tatil
varken bir de bunlara Paskalya, Noel
gibi yabancılara ait tatiller de eklenince
bu okullarda okuyanlar için durum ta-
dından yenmez bir hal alıyor. Tüm arka-
daşlarınız okula giderken siz bir haftalık
paskalya tatilinin keyfini çıkarıyorsunuz
mesela. E beş yıl cefasını çekiyorsunuz,
o kadar da ayrıcalık olsun…
sınız. Yazının devamında gelin bir de
bunlara göz atalım.
#4 Fransızca bilmenin size sağladığı
binbir türlü fayda. Fransızca belki de
sadece bir dil olabilir ama Fransızca bil-
mek insanın dünya görüşünü genişleten
bir şeydir aslında. İlk olarak Frankofon
camiasının bir parçası olursunuz. Anne-
niz arkadaş ortamlarında sizin bu bilgi-
nizle oldukça fazla hava atar. Ailenizin,
akrabalarınızın “Hadi biraz Fransızca
konuş” lafını sıkça duyarsınız. Bunun
dışında tüm Fransızca şarkıları söyleye-
bilirsiniz. Her hazırlık sınıfı öğrencisinin
ilk öğrendiği şeylerden biri “Sympha-
tique” ya da daha yaygın bilinen adıyla
“Je Ne Veux Pas Travailler” (Çalışmak is-
temiyorum) şarkısıdır (Bu değişmez bir
gerçek, adeta bir gelenek). Bunlara ek
olarak lisede okuduğunuz sürede Fran-
sızca, Fransız edebiyatı, tarihi hakkında
saatlerce konuşabilecek donanımda ol-
sanız da Fransız biriyle beş dakika ko-
nuşacak günlük kelime haznesine sahip
olamazsınız çünkü henüz birinci sınıfta
cümle kurmayı Voltaire ve Montaigne gi-
bilerinden öğrenmişsinizdir.
#5 Sadece yabancı liselerde olan ta-
tiller. Zaten ülkemizde hali hazırda yıl-
#6 Yabancı okullar arasında sonu gel-
meyen bir rekabetin ortasında kal-
mak. Sadece Fransız değil, Amerikan,
Alman ve İtalyan kökenli okullar da var.
Fransız liseleri arasındaki uçsuz bucak-
sız (ve nedeni henüz anlaşılmamış) re-
kabeti şimdilik bir kenara bırakırsanız
tüm bu yabancı okullar adeta bir yarış
içindedir. Hangi okulun daha zor oldu-
ğu tartışmasından başlayın, okul yemek-
hanesinde çıkan yemeğe kadar mümkün
olan her konuda bir savaş içindelerdir.
Yani kısacası yabancı okullar arasındaki
kardeşlik bağı ancak bir rivayet olarak
varlığını sürdürmektedir.
Bitmeyen hazırlık günleri ve bitmesin
istediğiniz mezuniyet senesiyle, disip-
linli Fransız hocalarının yanında tonton
“frère” ve “sœur”leriyle, uzun “retenue” sa-
atleri ve çılgın mezun günleriyle Fransız
liseli olmak bambaşka bir dünya ve ko-
caman bir ailenin parçası olmak demek-
tir. Hayata donanımlı, kültürlü farklı bir
bakış açısına sahip başlamak demektir.
Öğrencileri henüz çocukken alıp Fransız
ekolü içinde harmanlayarak yetişkin do-
nanımlı bireyler haline getirir, tüm bun-
lar olurken ne olduğunu anlamaz ama
mezun olduktan sonra, koridorlarında
kahkahalarınızız yankılandığı okulunu-
zu buruk bir özlemle anarsınız. Bah oui!
Je suis Francophone! P
KAYNAK
http://listelist.com/fransiz-lisesinde-okumak/
37