Perspective Perspective 28 | Page 70

riyle işler değişti. Zaten butik şarapha- nelerin işlemeye başlaması da 2000’li yılların başına denk geliyor. 2003’te TEKEL’in satılmasından önce yabancı şarapların süpermarketlerde satılması- maması umurunda olmaz. Bu durum butiklerin canına okuyor. Bedelsiz ürün veremiyorlar, hiçbir etkinliğe sponsor olamıyorlar, kendilerini tanıtamıyorlar bile. Tabii ki profesyonellere tattırıp ta- nıtımlarını yapabiliyorlar, eğitimler ve- rilebiliyor ancak meraklı insanlara böyle şeyler artık yapılamıyor. Kısacası acıklı bir durum. Site konusuna gelince Şarap Üreticileri Derneği bu konu hakkında çok uğraşmıştı. Ancak bunun sebebi o sitenin eğitim vermeye yönelik bir site oluşuydu. Belirtmek gerekir ki bu du- rum Türk Ticaret Kanunu’na aykırı, eğer sen bir şirketsen bir web sitesine sahip olmak zorundasın. P: Bitirirken, Türkiye’de öğrencilere gezilmesini tavsiye edeceğiniz bölgeler nelerdir? 68 na izin yoktu. Yabancı şaraplar sadece TEKEL’in özel izniyle oteller için ithal edilebiliyordu. Ancak serbest kalmasıy- la süpermarket raflarında 20 liraya çok iyi yabancı şaraplar çıktı ve 20 liraya satılan, o zamanlar sirke gibi olan Türk şarabı alıcısını yitirdi. Böylece Türk şa- rabının kalitesi de artmaya başladı. Son 3 senede bile sektör çok gelişti. P: Öyleyse, bu gelişim devlet desteğiyle mi yoksa bireysel yatırımlarla mı ger- çekleşiyor? B.D: Belirli bir kesimin talebi arttı. Es- kiden aileden kalma bir bağı ve üreti- mi sürdüren insanların yanında, artık emeklilik hayali olarak üretime el atan bir kısım da var. Şu anda bu tarz butik şaraphanelerin sayısı çok artmış durum- da. Tüketicinin talebi ve merakı da arttı. Bu alanda çok gerideyiz ama çok da hız- lı yükseliyoruz. P: Ünlü bir şarap üreticisinin sitesinin Haziran 2013’te “Alkollü içeceklerin her ne surette olursa olsun reklamı ve tanı- tımı yapılamaz.” hükmü gereğince ka- patılmış olması gibi yasa değişiklikleri hakkında ne düşünüyorsunuz? B.D: Çok üzücü oldu çünkü büyük bir şarap üreticisinin reklamını yapıp yapa- B.D: Bütçe zorlayacak hiçbir yanı yok. Satın almasanız bile şaraphaneleri ge- zip görebilirsiniz. Siz gelecek nesilsiniz, butik yerler için sizler çok değerlisi- niz. İstanbul’dan en kolayı Tekirdağ ve Kırklareli. Biraz kültürel bir gezi olsun derseniz Elazığ’da eskiden TEKEL’e ait olan, şu anda ise adı sanı belli bir şarap üreticisine ait bir fabrika var, hem şehri gezip hem fabrikada vakit geçirebilirsi- niz. Yine orada çok ünlü birinin Öküz- gözü bağları var, baraja bakıyor karşısı Tunceli çok özel bir nokta ve muazzam bir görüntü söz konusu. Kapadokya’nın çok iyi şarapları var ama çok turistik bir bölge olduğu için bir o kadar da başa- rısız, sirke gibi turistlere içirilen şarap- lar var. Toprak yapısı çok özel olan bir bölge, fazla turist çekmesi nedeniyle göz ardı ediliyor. İzmir’de gezilecek bir dolu yer var ama sırf Urla’da bile çok özel şa- raphaneler bulunuyor. Ve birbirlerinden çok farklılar, o yüzden de çok eğlenceli. Bir tanesi Türkiye’nin en pahalı şarapha- nelerinden biri, çok önemli yatırımlarla yapılmış. P: Son olarak, GSÜ’lü arkadaşlarımıza söylemek istediğiniz bir şey var mı? B.D: Konuyla ilgili olarak, bence şarap çok ciddi bir kültür malzemesi. Ve ger- çekten öğrenilecek çok şey var. Örneğin bir eğitimde sadece şarabı değil, bölge- lerin tarihini, kültürünü, yansıttıklarını da öğreniyorsunuz. Ancak bu kültürü yakalarken, mütevazı olsunlar. Hatta yaptıkları her işte mütevazı olsunlar. Çok büyük bir kalitedir bu. P