riyle işler değişti. Zaten butik şarapha-
nelerin işlemeye başlaması da 2000’li
yılların başına denk geliyor. 2003’te
TEKEL’in satılmasından önce yabancı
şarapların süpermarketlerde satılması-
maması umurunda olmaz. Bu durum
butiklerin canına okuyor. Bedelsiz ürün
veremiyorlar, hiçbir etkinliğe sponsor
olamıyorlar, kendilerini tanıtamıyorlar
bile. Tabii ki profesyonellere tattırıp ta-
nıtımlarını yapabiliyorlar, eğitimler ve-
rilebiliyor ancak meraklı insanlara böyle
şeyler artık yapılamıyor. Kısacası acıklı
bir durum. Site konusuna gelince Şarap
Üreticileri Derneği bu konu hakkında
çok uğraşmıştı. Ancak bunun sebebi o
sitenin eğitim vermeye yönelik bir site
oluşuydu. Belirtmek gerekir ki bu du-
rum Türk Ticaret Kanunu’na aykırı, eğer
sen bir şirketsen bir web sitesine sahip
olmak zorundasın.
P: Bitirirken, Türkiye’de öğrencilere
gezilmesini tavsiye edeceğiniz bölgeler
nelerdir?
68
na izin yoktu. Yabancı şaraplar sadece
TEKEL’in özel izniyle oteller için ithal
edilebiliyordu. Ancak serbest kalmasıy-
la süpermarket raflarında 20 liraya çok
iyi yabancı şaraplar çıktı ve 20 liraya
satılan, o zamanlar sirke gibi olan Türk
şarabı alıcısını yitirdi. Böylece Türk şa-
rabının kalitesi de artmaya başladı. Son
3 senede bile sektör çok gelişti.
P: Öyleyse, bu gelişim devlet desteğiyle
mi yoksa bireysel yatırımlarla mı ger-
çekleşiyor?
B.D: Belirli bir kesimin talebi arttı. Es-
kiden aileden kalma bir bağı ve üreti-
mi sürdüren insanların yanında, artık
emeklilik hayali olarak üretime el atan
bir kısım da var. Şu anda bu tarz butik
şaraphanelerin sayısı çok artmış durum-
da. Tüketicinin talebi ve merakı da arttı.
Bu alanda çok gerideyiz ama çok da hız-
lı yükseliyoruz.
P: Ünlü bir şarap üreticisinin sitesinin
Haziran 2013’te “Alkollü içeceklerin her
ne surette olursa olsun reklamı ve tanı-
tımı yapılamaz.” hükmü gereğince ka-
patılmış olması gibi yasa değişiklikleri
hakkında ne düşünüyorsunuz?
B.D: Çok üzücü oldu çünkü büyük bir
şarap üreticisinin reklamını yapıp yapa-
B.D: Bütçe zorlayacak hiçbir yanı yok.
Satın almasanız bile şaraphaneleri ge-
zip görebilirsiniz. Siz gelecek nesilsiniz,
butik yerler için sizler çok değerlisi-
niz. İstanbul’dan en kolayı Tekirdağ ve
Kırklareli. Biraz kültürel bir gezi olsun
derseniz Elazığ’da eskiden TEKEL’e ait
olan, şu anda ise adı sanı belli bir şarap
üreticisine ait bir fabrika var, hem şehri
gezip hem fabrikada vakit geçirebilirsi-
niz. Yine orada çok ünlü birinin Öküz-
gözü bağları var, baraja bakıyor karşısı
Tunceli çok özel bir nokta ve muazzam
bir görüntü söz konusu. Kapadokya’nın
çok iyi şarapları var ama çok turistik bir
bölge olduğu için bir o kadar da başa-
rısız, sirke gibi turistlere içirilen şarap-
lar var. Toprak yapısı çok özel olan bir
bölge, fazla turist çekmesi nedeniyle göz
ardı ediliyor. İzmir’de gezilecek bir dolu
yer var ama sırf Urla’da bile çok özel şa-
raphaneler bulunuyor. Ve birbirlerinden
çok farklılar, o yüzden de çok eğlenceli.
Bir tanesi Türkiye’nin en pahalı şarapha-
nelerinden biri, çok önemli yatırımlarla
yapılmış.
P: Son olarak, GSÜ’lü arkadaşlarımıza
söylemek istediğiniz bir şey var mı?
B.D: Konuyla ilgili olarak, bence şarap
çok ciddi bir kültür malzemesi. Ve ger-
çekten öğrenilecek çok şey var. Örneğin
bir eğitimde sadece şarabı değil, bölge-
lerin tarihini, kültürünü, yansıttıklarını
da öğreniyorsunuz. Ancak bu kültürü
yakalarken, mütevazı olsunlar. Hatta
yaptıkları her işte mütevazı olsunlar.
Çok büyük bir kalitedir bu. P