Perspective Perspective 28 | Page 67

Türkiye’nin en büyük şarap ithalatçısı- nın yanında işe başladım. Patronumu çok severim, işi bana öğreten insandır. Şirketi benim gözümde mezun olduğu okul olan NDS gibi yönetiyordu zaten. Ben bir senede o kadar çok iş öğrendim ki… Sen yaparsın deyip sırtımı sıvaz- lıyordu. Bir gün satış ekibini karşısına oturttu, taş çatlasa bir saat şarap an- lattı ve sonra dedi ki bu eğitimi sen vereceksin bundan sonra. Bir sene çalıştım orada ve bana birçok şeye bedeldi, çok fazla şey öğrendim. Müşteriler başka soru sormadıkları sürece o eğitimi temel bilgi sahibi herkes verebilir. Çok basit bir şey aslında. Olay, soru geldiği zaman cevap verebilmekte. P: Tabii kimin ne sorup ne sor- mayacağı da belli olmuyor… B.D: Maalesef bu doğru ve bir- çok insan bu konuda hava at- mayı çok seviyor. O yüzden sana bir şeyleri bildiğini gösterip hava atmak için soru soran o kadar çok insan oluyor ki… Herhangi bir eksik bilgin varsa, o noktada yanıyorsun. P: Peki, bu şirketten sonra neler oldu, hangi noktada yarışmaya başladınız? B.D: Kayra Aka- demi bünyesin- de WSET - Wi Advanced’e git- tim. Sınıf birincisi olarak bitirdim. Devamında da Kayra Akademi ile içli dışlı oldum. 2010’da akademi- nin müdürü Cü- neyt Bey, Türkiye Sommelier Yarışması’na katılmam için ısrar etti. Katılan tek kadın ben- dim, yarış- manın bir önceki günü eğitim ve- riyorlardı ve 2008 yılının Avrupa En İyi Sommelier’si İsa Bal geldi ve bize elinden geldiğince anlattı. O akşam Ulus 29’a gittim, oranın sommelier’si Stéphane Vattepain çok yakın arkadaşım. Yarın yarışma var, bana öğret- Ama bunun bir meslek olabileceği aklımın ucundan geçmiyordu. Ben mimar olmak istiyordum. men lazım dedim. P: Bir önceki gece? B.D: Evet bir önceki gece! Akademideki eğitimden çıktım ve Stéphane’ın yanına gittim. Kadehleri öğret- ti, karafa şarap süzmeyi öğretti ve bir tane de bana süzdürttü. Oradan çıkınca koşa koşa gidip kendime düzgün bir karaf al- dım. Eve gelip eşime yapmaya devam ettim. Jüriye yaptığım ise, hayatımdaki üçüncü karafa süzmeydi. P: Ve ikinciliği kazandınız? Nasıl bir duyguydu? B.D: Finale kaldığımı öğrendiğimde nere- deyse heyecandan ölecektim. Nasıl olabilir diyip duru- yordum kendi ken- dime. Sonuç olarak ikinci bitirdim. Bi- rinciyi Avrupa’daki yarışmaya, ikinciyi yani beni de Chai- ne de Rottisseurs’e gönderdiler. P: Böylece devamı gelmeye başladı? B.D: Böylece deva- mı gelmeye başladı ama ben daha ken- dime sommelier demeyi yediremi- yordum. Türkiye’de maalesef eline şişe alana restoranda sen sommelier ol diyorlar ve birçoğu da çok bilgisiz. Bu durumun bilincin- de olduğum için bu unvanı hak etmem gerektiğini düşün- 65