İşte Satoshi tarafından yazılan 9 sayfalık
bu makale şimdi 10 milyar doları aşan
bir ekonominin oluşmasını sağladı. ve dolayısı ile Bitcoin’in farklı yerlerde farklı
sosyo politik sonuçları olabileceğini öngöre-
biliriz. (…)”
Bitcoin’in nasıl işlediği sorusu akla ge-
lince, fiziksel paradan ne farkı olduğu,
nasıl avantajlar ve dezavantajlar getirdi-
ğini ve neden talep edildiği gibi sorular
da beraberinde geliyor. Bunlara açıklık
getirmeden önce bu sanal para biriminin
düşünce yapısına, “felsefe”sine bakma-
mız gerekmekte. Majör ve minör bütün döviz kurlarının
kontrolü devlete aittir. Bu nedenle para
basma işlemi de devlete ait bir kurum ta-
rafından yapılır ve piyasaya çeşitli yollar-
la sürülür. Yani paranın kontrolü açısın-
dan lafı geçen merkez monark bir güce
sahiptir. Ama bu güç, paranın piyasaya
sürülmesiyle suistimal edilmeye yani
manipüle edilmeye müsait ve korun-
masızdır. Bu bağlamda, bu suistimalin
faturası parayı elinde bulunduran bütün
şahıslara patlar.
Bitcoin herhangi bir merkez (devlet ya
da merkez bankası) tarafından kontrol
altında tutulmayan, yönetilmeyen bir
sistemdir. Tanımına bir de Türkiye’nin
en etkin Bitcoin sitesinin CEO’su Kerem
Tibuk bakış açısıyla bakalım:
“(…) Bitcoini ilk duyduğumda değil, ama
iyice öğrenip gelişimini takip ettikçe büyük
bir çığır açacağını düşünmeye başladım.
İnsanlar internetin kendisi ile kıyaslıyorlar
ve genel açıdan ekonomiye ve üretime en
az internet kadar katkı yapabilir, ama ben
daha çok email’e benzetiyorum. Bitcoin as-
lında hem email (daha teknik deyişle smtp,
imap,vs) gibi bir internet protokolü, hem de
emailin iletişimde açtığı çığırı para trans-
ferinde gerçekleştireceğini de görebiliyorsu-
nuz. Aynı zamanda bitcoin dünyasına dahil
olmak ve cüzdanları kullanmak da email
ile tanışmayı andırıyor. Bundan 30 sene
evvel de bugünkü email protokolleri vardı
ama çok az kişi farkındaydı ve kullanımı
da bugünkü kadar kolay değildi. Ama za-
manla farklı firmalar aynı email protokolle-
rini herkesin kullanabilmesini sağlayan ara
katmanlar, yazılımlar ve servisler geliştirip
sundular. Outlook gibi, hotmail gibi son yıl-
larda da gmail gibi. şimdi kimse emailin tek-
nik olarak nasıl çalıştığını bilmiyorlar ama
çalıştığını hergün tecrübe ediyorlar. Dolayısı
ile kimse email nedir diye sormuyor. Bitcoin
de aynı serüveni yaşayacak gibi.
Bitcoin ile ilk tanışmamda ticari bir beklen-
tim yoktu açıkçası. Daha çok ekonomi ve
teknoloji alanında çığır açacağını düşündüm
ama bu endüstrinin bir parçası olmaya ka-
rar vermem zaman aldı.
Sistemin tek başına devletleri yıkabileceğini
düşünmüyorum ama insanlara kendi para-
ları üzerinde daha çok kontrol vereceğini,
bunun da devletin kontrolünü nispeten azal-
tabileceğini düşünüyorum. Bitcoin yaygınla-
şırsa devletlerin eskisi gibi enflasyon yarata-
rak hissetmeden vergi salması zorlaşacaktır
Gelelim Bitcoinlerin nasıl basıldığına, as-
Bitcoin’in nasıl işlediği
sorusu akla gelince,
fiziksel paradan ne farkı
olduğu, nasıl avantajlar
ve dezavantajlar
getirdiği ve neden
talep edildiği gibi
sorular da beraberinde
geliyor. Bunlara açıklık
getirmeden önce bu sanal
para biriminin düşünce
yapısına, “felsefe”sine
bakmamız gerekmekte.
lında çok basit bir düşünceyle Bitcoin bu
sorunu saf dışı ediyor. Yani parayı basma
gücünü tek bir merkeze vermiyor, bir
yerde toplamak yerine dağıtmakla, yani
her isteyenin para basma sürecinde rol
oynayabileceği dağıtık bir yapı ile çözü-
yor.
Kabataslak bir yaklaşımla sistemde çö-
zülmesi gereken “bilmeceler” var. Krip-
tolojik bilmeceler olarak tanımlanıyor
bunlar. Bilmeceyi çözmek için isteyenler
bilgisayarına “mining” yazılımını yüklü-
yor. Bilmece çözülünce de diğer maden-
cilere (miner) bu çözüm ilan ediliyor. Ve
sonrasında 25 Bitcoin gibi hatrı sayılır bir
ödüle sahip olunuyor. Ama takdir eder-
siniz ki kriptolojik bilmeceler sudoku,
yap-boz, “televizyonda kaç tane üçgen
görüyorsunuz?” gibi akıl oyunlarından
farklı olarak yüksek matematik, prog-
ramlama ve muazzam işlem güçlerine
sahip bilgisayarlar gerektiriyor. Tabii ki
bu mining olayı sonsuza kadar sürecek
bir maraton değil. Alınan karara göre 21
milyondan fazla Bitcoin üretimi olmaya-
cak. Güncel sayı 12,5 milyon civarların-
da artmaya devam ediyor. Elimizi çabuk
tutsak iyi olur…
Bitcoin’in avantajları ve dezavantajla-
rı konusuna girecek olursak -Mesut
Timur’un aynı temalı makalesinde yap-
tığı gibi- bu durumu en iyi resmetmek
“Banka vs. Bitcoin” mücadelesini açıkla-
makla gerçekleşmektedir.
İlk olarak bankayı “para sahibi insanlar
ya da tüzel kişilikler için cüzdan servisi-
dir” diye tanımlayabiliriz. Bizim bankala-
ra talep etmek sebebimiz de parayı sak-
lamak ve işlem yapmak bir çok durumda
pratik olmamasıdır. Bankalar paramızı
muhafaza eder ve bir yere transfer etmek
istiyorsak bizim adımıza bu transferi ger-
çekleştirir.
Ama, “Bankacılık teknolojisinin bazı prob-
lemleri şunlardır:
• Para transferi genellikle ucuz değildir.
Özellikle uluslararası para transferleri
ciddi manada masraflıdır.
• Para transferi genellikle yavaştır.
• Ülkeler arası bankacılık ve para transfer
sistemlerinde standartlaşma bulunma-
maktadır. Bundan ötürü X ülkesindeki bir
bankadan Y ülkesinde başka bir bankaya
para göndermek isterseniz paranızın kaç
farklı sistemden geçerek hedefe ulaşacağı,
bu sistemlerde ne gibi sorunlar olacağı, ne
kadar vakit alacağı vs. bilinmezler olarak
karşımıza çıkar.
• Para transferi anonim değildir. “
Bunlara ek olarak da fonksiyonel anlam-
daki problemlerin dışında, bulundukla-
rı ülkelerin resmi şirketleri olduğu için
yine üzerlerindeki güç tarafından suis-
timal edilmekten kurtulamazlar. Mesut
Timur bu durumu şöyle açıklar :
“(…) Hukukun doğru işlemediği bir ülkede
siyasi iktidarın hedefi olduysanız, banka-
lardaki tüm birikiminize doğrudan el konu-
labilir. Ek olarak, bankalar sizin istediğiniz
47