Perspective Perspective 28 | Page 49

İşte Satoshi tarafından yazılan 9 sayfalık bu makale şimdi 10 milyar doları aşan bir ekonominin oluşmasını sağladı. ve dolayısı ile Bitcoin’in farklı yerlerde farklı sosyo politik sonuçları olabileceğini öngöre- biliriz. (…)” Bitcoin’in nasıl işlediği sorusu akla ge- lince, fiziksel paradan ne farkı olduğu, nasıl avantajlar ve dezavantajlar getirdi- ğini ve neden talep edildiği gibi sorular da beraberinde geliyor. Bunlara açıklık getirmeden önce bu sanal para biriminin düşünce yapısına, “felsefe”sine bakma- mız gerekmekte. Majör ve minör bütün döviz kurlarının kontrolü devlete aittir. Bu nedenle para basma işlemi de devlete ait bir kurum ta- rafından yapılır ve piyasaya çeşitli yollar- la sürülür. Yani paranın kontrolü açısın- dan lafı geçen merkez monark bir güce sahiptir. Ama bu güç, paranın piyasaya sürülmesiyle suistimal edilmeye yani manipüle edilmeye müsait ve korun- masızdır. Bu bağlamda, bu suistimalin faturası parayı elinde bulunduran bütün şahıslara patlar. Bitcoin herhangi bir merkez (devlet ya da merkez bankası) tarafından kontrol altında tutulmayan, yönetilmeyen bir sistemdir. Tanımına bir de Türkiye’nin en etkin Bitcoin sitesinin CEO’su Kerem Tibuk bakış açısıyla bakalım: “(…) Bitcoini ilk duyduğumda değil, ama iyice öğrenip gelişimini takip ettikçe büyük bir çığır açacağını düşünmeye başladım. İnsanlar internetin kendisi ile kıyaslıyorlar ve genel açıdan ekonomiye ve üretime en az internet kadar katkı yapabilir, ama ben daha çok email’e benzetiyorum. Bitcoin as- lında hem email (daha teknik deyişle smtp, imap,vs) gibi bir internet protokolü, hem de emailin iletişimde açtığı çığırı para trans- ferinde gerçekleştireceğini de görebiliyorsu- nuz. Aynı zamanda bitcoin dünyasına dahil olmak ve cüzdanları kullanmak da email ile tanışmayı andırıyor. Bundan 30 sene evvel de bugünkü email protokolleri vardı ama çok az kişi farkındaydı ve kullanımı da bugünkü kadar kolay değildi. Ama za- manla farklı firmalar aynı email protokolle- rini herkesin kullanabilmesini sağlayan ara katmanlar, yazılımlar ve servisler geliştirip sundular. Outlook gibi, hotmail gibi son yıl- larda da gmail gibi. şimdi kimse emailin tek- nik olarak nasıl çalıştığını bilmiyorlar ama çalıştığını hergün tecrübe ediyorlar. Dolayısı ile kimse email nedir diye sormuyor. Bitcoin de aynı serüveni yaşayacak gibi. Bitcoin ile ilk tanışmamda ticari bir beklen- tim yoktu açıkçası. Daha çok ekonomi ve teknoloji alanında çığır açacağını düşündüm ama bu endüstrinin bir parçası olmaya ka- rar vermem zaman aldı. Sistemin tek başına devletleri yıkabileceğini düşünmüyorum ama insanlara kendi para- ları üzerinde daha çok kontrol vereceğini, bunun da devletin kontrolünü nispeten azal- tabileceğini düşünüyorum. Bitcoin yaygınla- şırsa devletlerin eskisi gibi enflasyon yarata- rak hissetmeden vergi salması zorlaşacaktır Gelelim Bitcoinlerin nasıl basıldığına, as- Bitcoin’in nasıl işlediği sorusu akla gelince, fiziksel paradan ne farkı olduğu, nasıl avantajlar ve dezavantajlar getirdiği ve neden talep edildiği gibi sorular da beraberinde geliyor. Bunlara açıklık getirmeden önce bu sanal para biriminin düşünce yapısına, “felsefe”sine bakmamız gerekmekte. lında çok basit bir düşünceyle Bitcoin bu sorunu saf dışı ediyor. Yani parayı basma gücünü tek bir merkeze vermiyor, bir yerde toplamak yerine dağıtmakla, yani her isteyenin para basma sürecinde rol oynayabileceği dağıtık bir yapı ile çözü- yor. Kabataslak bir yaklaşımla sistemde çö- zülmesi gereken “bilmeceler” var. Krip- tolojik bilmeceler olarak tanımlanıyor bunlar. Bilmeceyi çözmek için isteyenler bilgisayarına “mining” yazılımını yüklü- yor. Bilmece çözülünce de diğer maden- cilere (miner) bu çözüm ilan ediliyor. Ve sonrasında 25 Bitcoin gibi hatrı sayılır bir ödüle sahip olunuyor. Ama takdir eder- siniz ki kriptolojik bilmeceler sudoku, yap-boz, “televizyonda kaç tane üçgen görüyorsunuz?” gibi akıl oyunlarından farklı olarak yüksek matematik, prog- ramlama ve muazzam işlem güçlerine sahip bilgisayarlar gerektiriyor. Tabii ki bu mining olayı sonsuza kadar sürecek bir maraton değil. Alınan karara göre 21 milyondan fazla Bitcoin üretimi olmaya- cak. Güncel sayı 12,5 milyon civarların- da artmaya devam ediyor. Elimizi çabuk tutsak iyi olur… Bitcoin’in avantajları ve dezavantajla- rı konusuna girecek olursak -Mesut Timur’un aynı temalı makalesinde yap- tığı gibi- bu durumu en iyi resmetmek “Banka vs. Bitcoin” mücadelesini açıkla- makla gerçekleşmektedir. İlk olarak bankayı “para sahibi insanlar ya da tüzel kişilikler için cüzdan servisi- dir” diye tanımlayabiliriz. Bizim bankala- ra talep etmek sebebimiz de parayı sak- lamak ve işlem yapmak bir çok durumda pratik olmamasıdır. Bankalar paramızı muhafaza eder ve bir yere transfer etmek istiyorsak bizim adımıza bu transferi ger- çekleştirir. Ama, “Bankacılık teknolojisinin bazı prob- lemleri şunlardır: • Para transferi genellikle ucuz değildir. Özellikle uluslararası para transferleri ciddi manada masraflıdır. • Para transferi genellikle yavaştır. • Ülkeler arası bankacılık ve para transfer sistemlerinde standartlaşma bulunma- maktadır. Bundan ötürü X ülkesindeki bir bankadan Y ülkesinde başka bir bankaya para göndermek isterseniz paranızın kaç farklı sistemden geçerek hedefe ulaşacağı, bu sistemlerde ne gibi sorunlar olacağı, ne kadar vakit alacağı vs. bilinmezler olarak karşımıza çıkar. • Para transferi anonim değildir. “ Bunlara ek olarak da fonksiyonel anlam- daki problemlerin dışında, bulundukla- rı ülkelerin resmi şirketleri olduğu için yine üzerlerindeki güç tarafından suis- timal edilmekten kurtulamazlar. Mesut Timur bu durumu şöyle açıklar : “(…) Hukukun doğru işlemediği bir ülkede siyasi iktidarın hedefi olduysanız, banka- lardaki tüm birikiminize doğrudan el konu- labilir. Ek olarak, bankalar sizin istediğiniz 47