Perspective Perspective 28 | Page 35

P: Bu güne kadar müze yokken bu ka- dar eseri nasıl muhafaza ediyordunuz? YK: 300-400 tanesi müzede sergile- niyordu, diğerleri de depolarda özel koşullarda saklanıyordu. Hepsini sergi- lemek ne yazık ki mümkün değil. Her eserin belli dönemlerde bakımı, onarımı gerecek. Ama baş yapıtlar müzenin ol- mazsa olmaz eserleri hep sabit noktala- rında kalacaktır. P: Sizce bu proje son zamanlarda artan AVM anlayışının yönünü değiştirebilir mi? YK: Değiştirecek çünkü bizde yani Türkiye’de sanat alanına, özellikle plastik sanatlara bir boş vermişlik ve lakaytlık var. Çünkü öyle bir müze ge- leneğimiz yok. Bizim mevzuatlarımız ve yönetmeliklerimiz bile toprak altını kıymetli sayar. Arkeolojik buluntular kıymetlidir ama resim, heykel gibi eser- leri pek önemsemezler. Bir koleksiyon- cunun arkeolojik bir buluntuyu alırken pek çok izin alması gerekirken resimle ilgili öyle bir prosedür yok. Çok büyük bir boşluk, bir eksiklik var. Tabii ki bi- zim müzemizde de yaşama alanları ola- cak. Çok fonksiyonlu salonlarda semi- nerler, konferanslar, sinemalar olacak. Ama ticari film değil, sinema sanatı doğ- rultusunda filmler. Zaten bir Hollywood filmi orada kendine seyirci aramaz. Ör- neğin, Vaslav Nijinsky isimli Rus bir 20. Yüzyıl baleti vardır. Bale sanatının dün- yadaki en büyük dehalarından birisidir. Onunla ilgili çekilen bir belgesel orada gösterildiği zaman Türkiye’deki kültür ve sanat hayatına en büyük destek ve- rilmiş olunur. Müzede küçük bir kafe, bir kütüphane de bulunacak, tıpkı tüm dünyada olduğu gibi. P: Bir antreponun bir müze olarak dö- nüşüm geçirmesi de bir tasarım değil midir aslında? Hayatla beraber dönüşü- mün somutlaşmasıdır diyebilir miyiz? YK: Kesinlikle, bir antrepo bile öylesi- ne tasarlanabilir ki bu bir müzeye dö- nüşebilir ve bu müze uluslar arası bir yarışmada ödül alabilmiştir. Antrepo binasını tam bir tasarım konsepti olarak düşünürseniz, biz orayı aslında modifi- ye ediyor, yeniden tasarlıyoruz. Sıfırdan bir antrepo binası yapmıyoruz. Mevcut “Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde gerçekten müze olarak projelendirilmiş ilk müze binası burası olacak. Bu güne kadar müze binaları hep mevcut binaların içerisine girilerek oranın kurgulanmasıyla, dönüştürülmesiyle sağlanıyordu. Bu kez bir bina baştan sona müze fonksiyonlarıyla hayata geçirilecek.” yapıyı dönüştürüyoruz. Müzenin proje- si ilk yapıldığı andan beri fonksiyonları itibarı ile antrepoları olan o belleğin de devamı niteliğinde, bina konteynırlar- dan oluşuyor. Ama bu konteynırlar dış cephelerde kendini açıkça gösterdiği gibi içeride de devamlılığı olan detay- lardır. P: Projede görülen kırmızı detaylar kon- teynır değil mi? YK: Evet ve onlar gece belirli bir saat- ten sonra ışıklanarak birer aydınlatma elemanına dönüşec