Dünyada yaşayan tüm canlıların belirli bir ekosistem ve besin zinciri içerisinde yaşadığını hepimiz biliyoruz. Ayrıca bu canlıların yaşamları da zincirleme reaksiyonlarla birbirine bağlıdır. Bundan dolayı tarımda yapılan tahribat ve yapılan bir değişiklik sadece üretilen gıdaları değil, onlarla etkileşim içerisinde olan; hayvanları, insanları, havayı, suyu yani kısaca tüm doğayı etkilemektedir. |
“ Aslında fark etmeden hayatımızın içine işleyen bu meselenin tüm dünyada bir fikir ayrılığı meydana getirdiğini görmek şaşırtıcı oluyor değil mi?” |
|||||
Türkiye’ de de GDO’ ya karşı değişik bakış açıları bulunmaktadır. Bazı gıda ve ziraat mühendisleri Türkiye’ de GDO’ lu ürün bulunmadığını ve asıl sorunun ilaç ve gübre kalıntıları olduğunu söylüyor. Bu ilaçların kullanım sürecinin önemli olduğunu bildiren profesörler, ürünlerin hasadını üzerinden belli bir süre geçtikten sonra tüketiciye ulaştırılması gerektiğini vurguluyorlar. En büyük zararın ürünler üzerinde kalan böcek ilaçları olduğunu savunan bazı mühendisler, tüketicilerin gündeminde bundan çok GDO’ lu ürünlerin yer aldığını bildirip dikkatlerini bu konuya da çekmek istiyorlar.
Nedir bu bahsettiğimiz GDO’ lu ürünler ve hayatımızın ne kadarında bizlerle birlikteler? Bugün itibariyle dünya üzerinde birçok genetiği ile oynanmış ürün bulunmaktadır. Mısır, ayçiçeği, soya, buğday, kabak, domates, patates, pirinç ve bazı balık türleri bu ürünlerin başında geliyor. Mısır ve soya, genleriyle oynanmış bitkiler arasında ilk sıralarda yer aldığı ve sanayi ürünlerinde de çokça kullanıldıkları için bu bitkilerden üretilen yan ürünler de GDO’ ya sahip olma riskini taşıyor. Özellikle bu ürünlerin günlük hayatımızda oldukça kullandığımız besinlerin içinde olması da dikkat etmemiz gereken bir diğer nokta. Örneğin; bisküvi, kraker, pudingler, bebek mamaları, çikolatalar ve gofretler, hazır çorbalar …
|
eyaletlerde bu tür bitkilerin yetiştirilmesini engellemekte idi. Ancak 2007 yılının sonlarında New South Wales ve Victoria eyaletleri yasakları kaldırdılar. Güney Avustralya yasakları hala sürdürürken Batı Avustralya bu konuda |
2008’ den beri daha esnek davranmaya başladı. Queensland eyaleti ise 1995 yılından beri hiçbir zaman bir yasaklama getirmemiştir. Kanada’ da Prince Edward Adası’ nda bir komite GDO’ lu ürünlerin eyalet içinde yasaklanması için bir tasarı |
hazırlamış ancak tasarı kabul edilmemiş. Kanada bu ürünlerin en fazla üretildiği ülkelerden biri konumundadır. Fransa’ da ise MON810 mısırının kullanımı Fransız hükümeti tarafından 2008 tarihinde yasaklanmıştır. Bu ürünün Fransa’ da izin verilen tek ürün olmasından dolayı şu anda organik tarım konusunda başta gelen ülkelerden biri olmakta.
Aslında fark etmeden hayatımızın içine işleyen bu meselenin tüm dünyada bir fikir ayrılığını meydana getirdiğini görmek şaşırtıcı oluyor değil mi? Maalesef birçoğumuz artık doğallıktan yoksunuz ve böyle yolumuzda ilerlemeye devam edeceğiz. İnsanlardaki tüketim çılgınlığı devam ettikçe, ihtiyaçları karşılama adına da bu çalışmalar devam edecektir. Özellikle bizim neslimiz, hangi meyvenin hangi mevsimde yetiştiğini bilmiyoruz çünkü bu çalışmalar sayesinde ne zaman ne istesek yiyebilecek duruma geldik. Her birimiz büyüklerimizin anlattığı doğal hayatlardan uzaklaşıp kendi yapaylığımızda yaşıyoruz. Üzülerek söylüyorum ki, beslenme kalitemiz de günden güne eksiye doğru gidiyor. P
|
Kaynakça:
www. hurriyet. com. tr
www. wikipedia. org
|
17 |
|
GDO’ ya uygulanan resmi işlemler ülkeden ülkeye farklılık gösteriyor son günlerde. Avustralya 2003 yılının başından beri bazı |