Dosya
Bir Başka Pencereden
‘Ta sa rım’
‘Tasarım’ her ne kadar net görünse de, kolay irdelenebilecek bir konu değil. Değilmiş. Ben de anlatmaya teşebbüs
edince fark ettim; neresinden başlasam, neresinden başlamasam, düşün düşün çıkamadım işin içinden. Uzun uzun
düşündükten sonra karar verebildiğim tek bir şey var ki o da konuyu masaya yatırıp profesyonelce incelemektense,
benim baktığım yerden nasıl göründüğünü naçizane kendi üslubumla anlatmak istediğim.
Cemre BALTALI
[email protected]
Ö
18
ncelikle sorulacak bazı temel
sorular geliyor aklıma: Tasa-
rım nedir? Neye tasarım denir?
Hangi kriterler nesneye tasarım yaftası-
nı yapıştırmayı gerektirir? Tasarım nasıl
yapılır? Ama ben bu sorulara mutlak
cevaplar aramaktansa, yazmayı bitirdi-
ğimde cevapları bulmuş olacak mıyım
diye merak etmeyi tercih ederim. Çün-
kü başta söylediğim gibi konuyu neşter
ve bisturiyle ameliyat ediyormuşçasına
değil, yalnızca kendi penceremden gör-
düğüm haliyle anlatacağım.
Bir de tasarlamak deyince akla gelen “il-
ham” meselesi var ki, ucu bucağı nerede
bilinmez. Neyin neye ne zaman ilham
kaynağı olacağı hiç belli olmaz. Bek-
lenmedik bir anda gözümüze takılan
bir şeyden ilham alarak yapacağımız bir
tasarımla köşeyi dönme ihtimalimiz ol-
madığını kim söyleyebilir ki?
Tasarımın “Doğal” Hali
Tasarımın beslendiği ana kaynaklardan
biri, belki de en önemlisi, doğanın di-
namizmi. Özellikle yeni mekanik ta-
sarımlar yaparken kara, hava ve deniz
ekosisteminde hareket halinde olan
milyonlarca canlıdan ilham alındığını
söylemek mümkün. “Yeni mekanik ta-
sarım” diye ifade ettiğimde, onlara icat
Beklenmedik bir anda
gözümüze takılan bir
şeyden ilham alarak
yapacağımız bir
tasarımla köşeyi dönme
ihtimalimiz olmadığını
kim söyleyebilir ki?
demiyor
muyuz
diye
düşünmüş
olabilirsiniz ama
her icadın kâğıt
üzerine dökülmüş
bir varoluş hikâyesi
vardır ki, buna ta-
sarım demememiz
için bir sebep yok
sanırım.
Aklıma ilk gelen
örnek, helikopter.
Helikopteri yapan
tasarımcımız
bir
gün balkonda otur-
muş çayını içerken
burnunun dibine
gelen
helikopter
böceğini
görüp,
şöyle
pervaneli,
uçan bir araç yap-
sam diye mi dü-
şünmüştür? Yoksa
hâlihazırda
fikri
bulmuş, pervaneli
bir hava aracı ta-
sarlarken pervane-
yi nereye koymalı,
kuyruğu nasıl dur-
malı diye düşünme aşamasındayken
mi böceğimiz tasarımcımızın hayatına
girip yol yordam göstermiştir? O kısmı
bilemem. Ama helikopterin helikopter
böceğine benzemediğini kimse iddia et-
mez herhalde.
Tasarımın Mimariye Yansıması
Mimari tabii ki uçsuz bucaksız bir alan
ama ben yine penceremden gördüğüm