Perspective Perspective 28 | Page 11

Özellikle biz gençler olmak üzere herkesin arkadaşlarıyla toplandığında iki bira içmekten ne kadar keyif aldığı ortada. Ama maalesef her şeyde etkili olduğu gibi biranın da geleceğini su belirleyecek. Giderek küresel ısınmanın tehdidi altında kalan dünyamızda sularımız azaldıkça bira için kullanılan hammaddeleri de üretmek bir o kadar zor olacak ve her bir litre bira için beş litre su harcandığını düşünürsek, gelecekte üzüleceğimiz bir diğer lezzet de bira olacakmış gibi görünüyor.
Sınav dönemleri başta olmak üzere her birimizin en yakın arkadaşı ve uyku düşmanı olan kahve ise kaybedeceklerimiz arasında liste başı olarak görünüyor.“ Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır.” diyen bir millet olarak bu durumun da bizi ne kadar zorlayacağı ortada. Giderek sanayileşen ve kendini hizmet sektörüne adayan dünyamızda özel alanlarda yetiştirilen yiyeceklerimizin arazileri kapatılmaya başlandı. Gıda sektörünün ileri gelenleri kahve ağaçlarının da bu uğurda arazilerinden edileceğini ve günden güne azalıp yok olacağını söylüyor. Burnunuzun ucundaki güzel kahve kokusunu unutmaya başladığınızı düşündüğünüzde aslında sizin için ne kadar önemli olduğunun farkına varacaksınız.
Çikolatasız bir hayat düşünemezken, onu kaybettiğimizde neler yaşayabileceğimizi düşündünüz mü?
Güzel yaz günlerinde deniz kenarında veya İstiklal Caddesi’ nde yürürken önünüze çıkan midyeci ağabeyleri de unutmamak gerek. Gençler birayı ellerinden kaçırdıktan sonra midyeyi de kaybedeceklerini öğrendiklerinde eminim büyük hayal kırıklığına uğrayacaklar; çünkü, midye gibi sokak lezzetleri aslında bir devrin hatırlarını da taşıyor içlerinde. Maalesef uzmanların bizi uyardığı bir konu daha var: Midye gibi kabuklu deniz ürünlerini yemenin bizleri hasta edeceğini ve giderek tehlikeleşeceğini söylüyorlar. Maalesef“ Aman bunu denize atsam ne olur ki?” bakış açısı ile yaşayan dünya insanları aslında ne kadar değer verdikleri lezzetleri öldürdüklerinin farkında değiller. Bu gidişle güzel lezzetleri kaybetmemizin
kaçınılmazlığı arttığı gibi, yok olma süreçlerini de hızlandırıyoruz.
Winie the Pooh ile birlikte bal yemeyi seven bir dönem olarak, çocuklarımıza aktaramayacağımız bir diğer yiyecek de
bal olacak maalesef. Giderek yaşamlarına son verdiğimiz çiçeklerimiz bizim için gerekli olan poleni sağlayamayacak ve arılarının çalışma alanı kısıtlandığı için onların soyları da tükenecek. Uzmanlar tarım ilaçlarının yoğun kullanımı ve mevsimlerin altındaki yağış seviyesi yüzünden arı kolonilerinin yok olacağını söylüyor. Le Figaro gazetesine göre kış aylarında normalde yüzde 10 azalması beklenen arılar bazı bölgelerde tamamen siliniyor. 33 bin tondan fazla bal üreten Fransa’ da 2013 yılı içinde bu rakam 15 bin tonun altına inmiş durumda.
Bugünlerde tadımı üzerine birçok eğitim yapılan şarap ise üzüm bağlarının yok olmasından dolayı kaybedeceğimiz lezzetler arasında. Yine küresel ısınmanın etkisi ile iklimin ülkeler üzerinde giderek yukarı kaymasından dolayı şu an var olan üzüm bağları gelecek seneler içinde kendi ikliminden çok uzaklaştığı için kullanılmayacak duruma gelecek. Aynı zamanda son haberlere göre bağlar için ayırt edilmiş araziler dev şirketler tarafından alınmış ve sanayiye ayrılmış durumda.
Çikolatanın giderek azaldığından bahsetmişken sanıyorum ki Nutella’ yı aklına getirmeyenler azınlık olarak kalmıştır. Nutella’ nın bir diğer yakın arkadaşı olan fıstık ezmesinin ise ileriki yıllarda lüks tüketim maddelerinden biri haline geleceği söyleniyor.
Bu saydıklarımız gibi günlük yaşamımızın aslında farkında olmadan büyük parçaları haline getirdiğimiz ve içine anılarımızı sakladığımız yiyecekler bundan 20 sene sonra belki de kokusunu zorluklarla hatırladığımız gıdalar olacaklar. Aslında değer verdiğimiz şeyleri koruyamadığımızı gıda konusunda da net olarak görüyoruz. Dünyaya verdiğimiz zarar bizlere ufak ama keyifli olan yiyeceklerimizden kopmak gibi bir zorunlulukla geri dönüyor. P
Kaynakça:
www. haberturk. com
9