için sağ olsunlar. Bir bakıyorum biri geli-
yor “Ben burada çalışabilir miyim?” diyor.
“Tabi” diyorum, “yerimiz var”. Sonra da
diyorum ki “eyvah iki müşteri daha gitti!”
(gülüyor). Yani hepsi bizim arkadaşları-
mız. Tam bir profesyonel çalışma ortamı
yok burada. Dostça bir ilişki var aramızda.
Bu da gelen misafirlerimize daha pozitif bir
şekilde yansımasına yardımcı oluyor diye
düşünüyorum.
P: Bolca kafesi olan Kadıköy gibi bir yer-
de farklı konseptiyle Cadıköy cesur bir
girişim. Cesur bir girişimci ve işletmeci
olarak farklı fikirleri olan gençlere neler
söylemek istersiniz?
N.Ö: Aslında baktığınız zaman, İstanbul’da
ve Türkiye genelinde kafe sayısı çok ama
yurt dışıyla kıyasladığımız zaman az. Me-
sela Selanik’te falan mümkün değil şöyle
bir perdeci, nalbur, ayakkabıcı görme-
niz. Hepsi kafe. On dükkandan 9’u kafe.
Gerçi diyeceksiniz ki Yunanistan’ın halini
gördünüz her yer kafe olursa olacağı bu
(gülüyor). Tabi abartmamak da lazım ama
bizim burada hala önü açık diye düşünü-
yorum kafe sektörünün. Hele ki Kadıköy,
Beşiktaş, Karaköy, bu tarz yerler birer çe-
kim merkezi, insanların kaçış yeri, buluş-
ma noktası. Böyle yerlerde bu işe girmeyi
düşünen genç yatırımcılar varsa, tabi farklı
olmak kaydıyla, kendilerinden bir şeyler
katabiliyorlarsa, ruhlarını verebileceklerse,
emeklerini verebileceklerse başarılı olurlar.
Mühim olan işini severek yapmak. Severek
yaptıktan sonra herkesin bir şekilde ekme-
ği çıkıyor.
P: Siz işletmeci misiniz aslen?
N.Ö: İTÜ işletme mezunuyum. Ama özel
olarak borsayla ilgilendim, İMKB’de çalış-
tım. Sonra “Burası bana fazla bir şey ver-
miyor.” diye manevi tatmin yapabileceğim
bir şey aradım. Şu röportaj bile benim için
mükemmel bir manevi tatmin, yani emin
olun. Yirmi beş yılı aşkın borsada çalıştım.
Kimi zaman kaybettirdik müşterilerimi-
ze, kimi zaman kazandırdık. Kaybedince
zaten kötüsün ama kazandırdığın zaman
bile manevi bir şey göremedik, onun hep
eksikliğini yaşadık. Şimdi burada en azın-
dan insanlara sıcak bir şeyler verebilmek,
insanları mutlu etmek gerçekten güzel bir
his.
P: Son olarak, insanlar Cadıköy’e neden
gelsin, Cadıköy bize ne vaat ediyor?
N.Ö: Cadıköy bir kere her şeyden önce
insanlara bir il