Perspective 36 A2018-3196-PerspectiveSayi36-DUSUK | Page 76

f fenêtre MODERNIZMDEN POSTMODERNIZME ANLAM ARAYIŞI İnsanoğlu var olduğu ilk andan beri dünyayı anlama ihtiyacı duymuştur. Gelin görün ki dünya sadece mavi bir küreden ibaret somut bir kavram değildir. Rana Dağız [email protected] İ nsanoğlu var olduğu ilk andan beri dünyayı anlama ihtiyacı duymuştur. Gelin görün ki dünya sadece mavi bir küreden ibaret somut bir kavram değildir. İnsanın anlam yolculuğu en temel ihtiyaçlarından -ateş, barınma, yiyecek...- sonra pek tabii felsefi bir ara- yışa dönüşmüştür. Bu arayışta ‘çağdaş ve sorgulayan’ insanın yolculuğunda önemli bir yer edinen modernizm ve postmoder- nizm kavramlarına beraber bakalım. Modernizm her zaman iyiyi ve çağdaş olmayı mı temsil eder? 72 Modern kelime kökeni olarak Latince- den gelmekte olup anlam olarak “hemen şimdi”yi temsil eder. Kavramın ilk orta- ya çıkışı 5.yüzyılda Hıristiyan dönemi- ni Romalı ve Pagan dönemden ayırmak için kullanılmıştır. Ortaya çıkan Hıristi- yan dönem modern dönem olarak eskiyi yeniden ayırır. Şimdiye kıyasla kulla- Modernizm her zaman iyiyi ve çağdaş olmayı mı temsil eder? Marx’a göre hayır. Marx modern olmayı “katı olan her şeyin buharlaştığı bir ev- rende bulunmaya” benzetir. Aslında ya- şadığımız modern çağda “katı” yani bi- zim için sürekliliği olan şeylerin zamanla içi boş birer nesneye dönüştüğünü, mo- dernliğin sürekli değişim ve belirsizlik içinde olduğunu anlatmak istemiştir. Moderniteye üretim ve sınıf çelişkisinin baskıcı yönünden bakmıştır. Ve ona göre modernizm yığınlara değil sadece küçük bir burjuva sınıfına hitap etmektedir. nıldığı alan birbirine terstir. 5. yüzyılda dinsel bir ayrım olarak gördüğümüz modernizm; günümüzde dinden farklı, seküler bir yaşam için kullanılmakta- dır. Sonuç olarak modern kavramı gü- nümüzde açıklık, özgürlük, en yeni ve çağdaş gibi anlamlar ifade etmektedir. Peki yeniyi eskiden ayıran modernizm her zaman iyi şeyler mi çıkarır ortaya? “Tanrı öldü. Tanrıdan geriye bir ölü kal- dı. Ve onu öldüren biziz. Hâlâ gölgesi beliriyor uzaklarda. Kendimizi nasıl avutacağız, biz katillerin katilleri? Ney- di bıçaklarımızın altında ölümüne kan döken, dünyanın sahip olmuş olduğu bu en kutsal ve en kudretli şey: bu kanı kim silecek üzerimizden? Hangi su var bizi temizleyecek? Hangi teselli şölenle-