Perspective 36 A2018-3196-PerspectiveSayi36-DUSUK | Page 65

BEYAZ HAVLULAR Sıradan bir sabahtı S ıradan bir sabahtı. Günün güçsüz ilk ışıklarının gözümü bulması fazla zaman almadı ve penceremin karşısındaki taştan binaların çatıları yine bembeyazdı. Buraya ne zaman geldiği- mi artık hatırlamıyorum. Girişte dans eden çocuklar vardı, yüksek sesle çalan ömrü dinlediği dakikalardan ibaret bir şarkı, etraflarında alkış tutan anne baba- lar, birçoğu sıkılmış. Kilolu, kısa boylu, gözlüklü bir kız çarptı ayağıma, kapıya yönelmiş, gözlerimle merdivenleri arı- yordum, kapı ağzında kalmış tek ayağı- ma bilinçsizce çarptı, kulağımda başka bir şarkı çalıyordu, neden burada ol- duğumu, yarım kalan işleri ve cevapsız birkaç aramayı düşünüyordum. Açık- lama yapmak zorunda olmayı düşünü- yordum, sormak için sorulan sorulara cevap yazmalıydım, ne söyleyeceğimin önemi yoktu ne soran için ne de benim için. Sorular yalnızca soranın sorumlu- luk bilinciydi; dişlerini fırçalamak, hava soğuksa kalın giyinmek ve haber alama- dığın arkadaşına neredesin diye sormak çünkü bu sayede dalga geçmek üzeri- ne kurulmuş bir muhabbetin ortasında adım geçtiğimde, ben konuştum diye- bilecekti, diyebileceklerdi. Açıklama yapmak zorunda olduğumu düşünüyor- Açıklama yapmak zorunda olmayı düşünüyordum, sormak için sorulan sorulara cevap yazmalıydım; ne söyleyeceğimin önemi yoktu ne soran için ne de benim için. 61 Halit Berk Bulakoğlu [email protected] dum çünkü onların rolü sormak benim rolüm açıklama yapmaktı bu sayede insanlar kendini iyi hissedebilir ben de kendimi değerli görebilirdim, belki de yapmazdım, başı diz kapağıma gelen gözlüklü, kilolu kız, ona baktığımı ha- tırlıyorum, sanki o çarpar çarpmaz bak- masaydım gözlerinin içine bir ölü kadar nefes alamayan gözlerimin eşliğinde; özür dileyecekti. Hafifçe yapacağım bir kafa hareketi üzerine bir de ince, anla- yışlı bir gülümseme, bütün bu çarpış- ma hali tam olarak böyle sonlanabilirdi. Gözlüklü, kilolu kız, başı diz kapağım- da, aynı anda insanlara açıklama yap- mam lazım düşüncesi, ayağıma çarpar çarpmaz kafamı çevirdim, ucuz teypten gelen kalitesiz müzik birkaç saniyeliğine kulakları terk etti, bakışlarımı hafiflet- meyi unutmuştum, aklımın içindeki dü- şüncelerle kıza bakıyordum gözlüklü ve kilolu, düşüncelerim, yaşına göre hayli kalın olan gözlük camlarını es geçiyor, hafiflemeye imkân bulamadan yüzünü buluyordu. Velilerin bu saniyeler arasın- da yapay mimiklerle birbirlerine baktık- larını hatırlıyorum. Evet dişlerini fırçala, hava soğuksa kalın giyin, haber alama- dığın arkadaşına neredesin diye sor ve çocuklarının tehlikede olduğunu hisse- dersen onları koru. Televizyonla büyü-