D Dosya
VAR OLAN SISTEMI
UNUT VE YENIDEN KUR !
Ya bu sistemin bir parçası olacağız ya da tüm her şeyi geride bırakıp
tabularımızın dışına çıkacağız.
Ceylin Özbek
[email protected]
B
azılarımız için vazgeçilmez
bir tutku olan “seyahat”, ba-
zıları içinse para harcanan
kapitalist sistemin bir par-
çası olarak sayılıyor. Fakat
siz tutku olarak görenlerden iseniz tam
olarak doğru adresteniz. Belki de şu an
tüm her şeyi bırakıp kendinize bir rota
çiziyorsunuz ve buralardan çekip gide-
ceksiniz ya da burada yazılanları oku-
duktan sonra gitmeye karar vereceksiniz
ve harekete geçeceksiniz kim bilir?
Dünyaya gel, büyümeye çalış , iyi bir
okula gitmeye çalış, iyi bir dereceyle
mezun olmaya çalış, iyi bir işe girmeye
çalış... çalış, çalış, iyi, daha iyi, en iyi...
“Biz kimiz?”, “Neden varız?” Gibi soru-
ların cevaplarını aramaya bile vaktimiz
olmuyor kimi zaman. Çünkü bize daya-
tılan sistemin bir parçası olmak zorun-
dayız. Yoksa eziliriz, kayboluruz, yok
oluruz diye düşünüp duruyoruz. Haksız
mıyım? Kimi zaman sistemin bize dayat-
mış olduğu sorumluluklarımızdan her
ne kadar kaçmak istesek de kendimize
türlü türlü bahaneler uydurup sorunu-
muza çözüm bulmuyoruz. Biz bahaneler
içinde kaybolurken bazılarımız harekete
Şu da
unutulmamalıdır
ki kendi
çizdiğimiz
sınırlarımızdan
çıkamadığımız
her saniye kafese
sıkışmış bir kuş
gibi yaşamaya
mahkum
olacağız.
34
geçmiş ve kendisi için bir şey yapma-
ya başlamış oluyor. Kimisi işini bıra-
kıyor ve yollarda otostop çekerek tüm
Avrupa’yı geziyor, kimisi sırf merakın-
dan Hindistan’a gidiyor ve bir bakmışız
oranın yerlisi olmuş.
Kabul edelim herkesin içinde bu tutku
vardır ama çoğu zaman dışa vuramayız.
Sisteme karşı gelmek bir o kadar zor
ve imkansız görünür. Bu yüzden çoğu
zaman kendimize güvenmeyiz ve bize
dayatılanı yapmak zorunda bırakılırız.
Bu algının değişmesi için size ilham kay-
nağım olan birkaç insandan bahsetmek
istiyorum. Belki bir noktada size de do-
kunurum ve hep beraber harekete geçe-
biliriz.
İlk olarak Fransız fotoğraf sanatçısı An-
toine Bruy’un projesinden başlayacağım.
Şehrin gürültüsünden, kalabalığından
tüm o karmaşından kaçıp Avrupa’da sa-