32 |
Y azımızın kahramanı Rosa Parks’ tan bahsetmeden önce 1950’ ler Amerikası ve toplumdaki siyah-beyaz eşitsizliğini anlatmanın uygun olacağını düşünüyorum. O halde başlayalım.
Bildiğiniz üzere siyahilerin Amerika Birleşik Devletleri’ nde üzücü bir tarihi vardır. Zorla ülkelerinden alınıp getirilmiş, köle yapılıp hayvan muamelesi görmüş, öldürülmüş, işkence edilmişlerdir. Yıllar süren bağımsızlık ve adalet savaşları günümüzde de devam etmektedir. Daha birkaç sene önce polislerin haksız yere öldürdükleri Michael Brown, Eric Garner, daha çocuk olan Tamir Rice ve bunlar gibi onlarca siyahi vatandaşın davaları hala adalet ile sonuçlanmamış, onları öldürenlere bir ceza verilmemiştir. 2016’ da başkan seçilen Donald Trump, seçilmeden önce siyahilere olan düşmanlığını açıkça belli etmiştir. Buna rağmen başkan seçilmesi, Amerika’ da yaşayan beyazların hala siyahi ayrımını desteklediklerine bir kanıt olmuştur.
|
Günümüzde bile ırkçılığın aktif olarak yapıldığı Amerika’ da, 1950’ ler siyahiler için bir cennet sayılmazdı tabii. 50’ lerin ortalarına kadar beyazlar ve siyahlar aynı okulda eğitim göremiyorlardı, hatta sonlarına kadar beyazların ve siyahların beraber eğitim görmesi iznine toplum anlayış göstermedi ve birçok siyahi öğrenci şiddete maruz kaldı. Genç siyahiler vahşice öldürülüyorlardı, Klu Klux Klan aktif olarak siyahilerin insan gibi muamele görmemeleri için uğraşıyorlardı. Toplumda siyahilerin ve beyazların oturdukları, gittikleri yerler farklıydı, bu toplu taşıma araçları için de geçerliydi. Toplu taşıma araçlarında beyazların oturduğu koltuklarda oturacak yer kalmadıysa siyahilerin |
Martin Luther King Jr.’ ın halkta tanınmasına sebep ve ileride başaracaklarına bir kıvılcım olduğu için Rosa Parks ileride“ Sivil Haklar Hareketi’ nin annesi” olarak tanındı.
oturma hakkı yoktu, yerlerini beyazlara vermek zorundalardı. Kahramanımız Rosa Parks, bu kuralın saçma olduğunu düşününyordu ve bu düşüncesini belli
|
etmek için kendisi için küçük ama insanlık için büyük bir hareket yaptı.
1 Aralık 1955’ te, Montgomery’ de terzi olarak çalıştığı mağazadan ayrılıp evine gitmek için yola koyulan Rosa Parks, Cleveland Avenue otobüsünde“ renkli” vatandaşlar için ayrılan koltuklardan birine oturdu. Montgomery Şehir Kuralları’ na göre otobüs şoförleri beyaz ve siyah vatandaşlara ayrı ama eşit davranmak zorundaydı. Otobüsün ortasından geçen bir çizgi beyazlar ve siyahların oturacağı koltukları ayırıyordu, beyazlar otobüsün ön tarafında siyahiler arka tarafında oturuyorlardı. Eğer siyahi bir vatandaş beyaz bir vatandaşa otobüste yer kalmadığı için yerini vermezse polisin müdahele etme hakkı vardı. Aynı zamanda siyahi bir vatandaş otobüse binince öne gidip toplu taşıma ücretini ödedikten sonra inip tekrardan arka kapıdan girmeliydi.
Otobüs yolculuğu devam ettikçe, taşıtın içi dolmaya başladı. Bir süre sonra şoför ayakta yolcuların, beyaz yolcuların, olduğunu fark edip arkada oturan siyahi yolculara kalkıp yerlerini vermeleri için işaret yaptı. Rosa Parks hariç işaret edilen yolcuların hepsi kalktı ve yerlerini verdi. Şoför Parks’ ın kalkmadığını görünce ona neden kalkmadığını sordu. Parks’ ın ceva-
|