Optimum May. 2019 | Page 59

- Saldivler: Türkiye’nin Maldivleri; Namidiger SALDA GOLU Türkiye’nin Maldivleri denilen ve son zamanlarda popülerliği iyice artan Salda Gölü’nü geçen yıl mayıs ayında gezme fırsatı tanıdım. Denizli’den Antalya’ya gitmek için çıktığım yolculukta Salda’yı da ziyaret etmeden olmaz dedim. Salda Gölü, Denizli, Antalya, Burdur üçgeninde Burdur’un Yeşilova ilçesine bağlı olarak bulunuyor ve oradan 6 kilometre sonra göle varabiliyorsunuz. Geldiğiniz yöne göre farklılık gösterebileceği gibi bizim geldiğimiz yolda Yeşilova sınırlarına girene kadar ne bir tabela ne de Salda Gölü’ne gidildiğine dair bir işaret vardı. Yollar da yeni yeni yapılıp düzeltiliyor, çalışmalar var. Yeşilova’nın yerli insanlarının yardımıyla gölü bulmakta çok da zorlandığımızı söyleyemem. Yerli insanları gayet sıcakkanlı ve yardımsever insanlar. Hatta göl ve gölün tarihi hakkında bilmediğimiz birçok bilgiyi de onlardan öğrendik. Salda Gölü’nde yüzülür mü? Suyu nasıl? Gelelim en çok merak edilen bu konuya. Evet, yüzülebiliyor ama yerine göre değişiklik gösteriyor. İlk gölün hangi tarafına gideceğinizi bilmiyorum ama genellikle Yeşilova Belediye Plajı’nın olduğu yere varılıyor. Gölün rengi, kumu yerine göre değişiyor bu yüzden ilk burayı gördüğünüzde yanlış yere mi geldim diye düşünmeyin, biraz sabredin ve keşfedin! Biz ilk önce Yeşilova Belediye Plajı’nı gördük, bungalov evleri gölün bu kısmını görüyor. Yine çok güzeldi, kötü değildi sadece o fotoğraflarda gördüğünüz bembeyaz kum ve o su rengi gölün bu kısmında yok. Daha sonra Tabiat Parkı denilen yere gittik. Giriş ücretleri uçuk fiyatlar değildi oldukça uygundu. Arabalar için 10 Lira gibi bir fiyatı var yanlış hatırlamıyorsam. Tabiat Parkı’nın özelliği gölün diğer kısımlarına nazaran çok daha iyi yüzülebilir olması. Çok daha yüzülebilir olması diyorum çünkü daha sonra gideceğiniz asıl yer yani Türkiye’nin Maldivleri denmesine sebep olan Beyaz Ada denilen tarafı biraz farklı. Onu yazının devamında detaylı bir şekilde anlatacağım. Tabiat Parkı’nın kumu yine bembeyaz ve diğerlerine göre daha sert. Bu yüzden saplanma gibi bir durumunuz olmuyor ama yine de yüzme bilmeyen birinin açılmamasında fayda var tabii ki aynı bir denizdeki gibi. Suyu çok berrak ve gerçekten de çok güzel bir rengi var. Kesinlikle burada göle girmenizi tavsiye ederim. Suda su yılanları olduğunu duymuştum gitmeden önce ama hiç karşıma çıkmadı. Öğrendiğime göre de çok küçüklermiş ve insanların olduğu yere gelmiyorlarmış bile. Anlayacağınız o ki bu durum göle girmemeniz için kesinlikle bir neden değil. Girmeye çekiniyorsanız bile en azından dizlerinize kadar daldırmadan bu bölgeden ayrılmamanızı öneririm. Tabiat Parkı’nın ilerisinde yine arabayla en fazla 5-10 dakika sürecek asıl yerimiz Beyaz Ada denilen yer var. Tabelasına Saldivler bile yazmışlar, anlayacağınız gibi en çok ilgi çeken kısmı bu tarafı. Buranın kumu çok daha beyaz ve suyu çok daha canlı bir turkuaz. Arabanızı park ettikten sonra (bu seferde 5 lira gibi bir ücreti vardı) yürüyerek bu kısma iniyorsunuz. Ama şu herkesin bataklık diye bahsettiği ya da suyun içine çektiği dediği kısım burası oluyor. Onu da şöyle anlatayım; 59