- Saldivler:
Türkiye’nin Maldivleri; Namidiger
SALDA GOLU
Türkiye’nin Maldivleri denilen ve son
zamanlarda popülerliği iyice artan Salda
Gölü’nü geçen yıl mayıs ayında gezme fırsatı
tanıdım. Denizli’den Antalya’ya gitmek
için çıktığım yolculukta Salda’yı da ziyaret
etmeden olmaz dedim.
Salda Gölü, Denizli, Antalya, Burdur
üçgeninde Burdur’un Yeşilova ilçesine bağlı
olarak bulunuyor ve oradan 6 kilometre
sonra göle varabiliyorsunuz. Geldiğiniz
yöne göre farklılık gösterebileceği gibi bizim
geldiğimiz yolda Yeşilova sınırlarına girene
kadar ne bir tabela ne de Salda Gölü’ne
gidildiğine dair bir işaret vardı. Yollar da yeni
yeni yapılıp düzeltiliyor, çalışmalar var.
Yeşilova’nın yerli insanlarının yardımıyla
gölü bulmakta çok da zorlandığımızı
söyleyemem. Yerli insanları gayet sıcakkanlı
ve yardımsever insanlar. Hatta göl ve gölün
tarihi hakkında bilmediğimiz birçok bilgiyi de
onlardan öğrendik.
Salda Gölü’nde yüzülür mü? Suyu nasıl?
Gelelim en çok merak edilen bu
konuya. Evet, yüzülebiliyor ama yerine göre
değişiklik gösteriyor. İlk gölün hangi tarafına
gideceğinizi bilmiyorum ama genellikle
Yeşilova Belediye Plajı’nın olduğu yere
varılıyor. Gölün rengi, kumu yerine göre
değişiyor bu yüzden ilk burayı gördüğünüzde
yanlış yere mi geldim diye düşünmeyin, biraz
sabredin ve keşfedin!
Biz ilk önce Yeşilova Belediye Plajı’nı
gördük, bungalov evleri gölün bu kısmını
görüyor. Yine çok güzeldi, kötü değildi
sadece o fotoğraflarda gördüğünüz
bembeyaz kum ve o su rengi gölün bu
kısmında yok.
Daha sonra Tabiat Parkı denilen yere
gittik. Giriş ücretleri uçuk fiyatlar değildi
oldukça uygundu. Arabalar için 10 Lira gibi
bir fiyatı var yanlış hatırlamıyorsam. Tabiat
Parkı’nın özelliği gölün diğer kısımlarına
nazaran çok daha iyi yüzülebilir olması. Çok
daha yüzülebilir olması diyorum çünkü daha
sonra gideceğiniz asıl yer yani Türkiye’nin
Maldivleri denmesine sebep olan Beyaz
Ada denilen tarafı biraz farklı. Onu yazının
devamında detaylı bir şekilde anlatacağım.
Tabiat Parkı’nın kumu yine bembeyaz
ve diğerlerine göre daha sert. Bu yüzden
saplanma gibi bir durumunuz olmuyor
ama yine de yüzme bilmeyen birinin
açılmamasında fayda var tabii ki aynı bir
denizdeki gibi.
Suyu çok berrak ve gerçekten de çok
güzel bir rengi var. Kesinlikle burada göle
girmenizi tavsiye ederim. Suda su yılanları
olduğunu duymuştum gitmeden önce ama
hiç karşıma çıkmadı. Öğrendiğime göre de
çok küçüklermiş ve insanların olduğu yere
gelmiyorlarmış bile. Anlayacağınız o ki bu
durum göle girmemeniz için kesinlikle bir
neden değil. Girmeye çekiniyorsanız bile en
azından dizlerinize kadar daldırmadan bu
bölgeden ayrılmamanızı öneririm.
Tabiat Parkı’nın ilerisinde yine arabayla en
fazla 5-10 dakika sürecek asıl yerimiz Beyaz
Ada denilen yer var. Tabelasına Saldivler bile
yazmışlar, anlayacağınız gibi en çok ilgi çeken
kısmı bu tarafı. Buranın kumu çok daha
beyaz ve suyu çok daha canlı bir turkuaz.
Arabanızı park ettikten sonra (bu seferde
5 lira gibi bir ücreti vardı) yürüyerek bu kısma
iniyorsunuz. Ama şu herkesin bataklık diye
bahsettiği ya da suyun içine çektiği dediği
kısım burası oluyor. Onu da şöyle anlatayım;
59