Lisans eğitiminizi İTÜ Uçak
Mühendisliğinde tamamladığınızı
görüyoruz. Şuan tamamen farklı bir iş
yapıyorsunuz. Üniversite hayatınızda
şuan yapacağınız işi tahmin ediyor
muydunuz? Üniversite öğrencisi olarak
beklentiniz neydi gelecekten?
Üniversiteye girmek için ders aldığım
hocamın anlattığı desten çok etkilendim.
Ortaokulda savaş uçağı pilotu olmak
istiyordum. Gözlerim bozuldu, gözlerim
bozulduktan sonra uçak mühendisi olmak
istedim. Sonra içimde hep ailemin ekonomik
durumu çok makul düzeyde olduğu için
ailemizin geliri çok çok büyük ölçüde sadece
abim ve benim eğitimime gidiyordu. İçimde
kendi ayaklarım üzerinde durabilmeye karşı,
bazen McDonald’da burger yiyip ardından
sinemaya gidecek kadar paranın cebimde
olmasına karşı büyük bir itici güç vardı. Kendi
paramı kazanmak istiyordum.
Matematiği de hep çok sevmiştim. Bir iş
layıkıyla yapıldığı takdirde çok iyi sonuçlar
getireceğini görmeye başlamıştım. Kafamdaki
plan uçak mühendisliğine girmek, girdikten
sonra özel dersler vermek ve kararımı da
sonraya bırakmaktı. Bunun hayatta bir süreç
olduğunu biliyordum. Dört yıl okurken
bir yandan da ders vereceğim sonra karar
vereceğim diyordum. İçimden gelen ses de
bitirdikten sonra Birleşik Devletler’e gidip
yüksek lisans yapmak, sonrasında Lockheed
Martin veya Boeing’de çalışmaktı. Master
başvurularını on bir üniversiteye yaparken
başvuru tarihlerini teker teker kaçırdım. Belki
bilinçdışı bir şekilde o süreci sabote ettim
çünkü başvuru amacımı yansıtan bir yazı
yazmam gerekiyordu. Elim bir türlü o yazıyı
yazmaya gitmedi.
Anlamda altı yıl boyunca
öğrendiğiniz, hocalarınızdan
kazandığınız değerleri belki de hiç
kullanamadınız. İTÜ’de okumanın
mevcut işinizi yaparken kullandığınız
başka kattığı değerler var mı? Size neler
kazandırdı?
Ben hayatımın her alanında iyi ki İTÜ’ye
girmişim dedim. Bir kere çok severek
okudum, çok sevdiğim, çok keyif aldığım
bir bölümdü. Her gün severek gittim,
sevmediğim dersler de oldu tabi ama
genel itibariyle bölümümü çok seviyordum.
Mühendislik, okuduktan sonra öğrencinin
çok iyi anladığı bir şey. Okumadan önce
anlatılması çok kolay bir şey olmayabilir
ama bir problemi nasıl çözebileceğinizi
öğreniyorsunuz mühendislik okurken.
Dolayısıyla ben uzaktan eğitim sistemini,
“e-learning”i öğrenmek ve keşfetmek için hiç
param yokken uğraştım. İnternette ne varsa
altını üstüne getirdim. Linda’dan izlediğim
dersler, Youtube’dan izlediklerim ve dünya
bu konuyla ilgili neler yapıyor araştırmam
çok yoğundu. Hangi programlarda ders
anlatmalıyım, hangi bilgisayarları almalıyım,
bunların hepsini araştırdım çünkü deneme
33
Google tarafından satın alınmamıştı, Türkiye
için video yükleme süresi beş dakika ile
sınırlıydı, altyapılar yeterli değildi. Çocukların
elinde akıllı telefonlar yoktu, internet kotaları
böyle değildi. On yıllık bir süre geçmesi
gerekliydi. Bu süre zarfında ortağım Barış
Ayhan ile yollarımız kesişti. O da kabaca
yirmi yıldır matematik içeriği yazıyordu. Bir
öğretmenin sınıfta çocuklar karşısında veya
özel derste anlattığı dokümanları yazıyordu
ve bunu uzun zamandır yapıyordu. Hayali de
bunları kitaplaştırmaktı.
Hayalkurun.com bir uzaktan eğitim sitesi.
Barışayhanyayınları.com’ a öğrenci giriyor,
kitabını ve o kitabın eğitici videolarını satın
alıyor. Ardından öğrenciye kitap kargolanıyor.
Öğrencimiz kitabı önüne koyuyor, tabletinden
de videolarımı özel ders alır gibi izliyor. Bir
öğretmenin o çocuğa belki üç gün özel derse
gelerek bir haftada anlatabileceği içeriği,
ortalama altı saat hiç susmadan anlatılan bir
içeriği, biz öğrenciye üç yıl boyunca on liraya
sağlıyorduk şimdi on iki liraya sağlıyoruz.
On iki liraya öğrenci bu derse bir yıllık kayıt
olabiliyor. Birçok öğrenci için erişilebilir bir
meblağ olduğundan Şırnak’ta babasını
kaybetmiş dokuz kardeşiyle yaşayan ve
bizden ders alan öğrencimiz de var. İnşaatta
işçilik yapan ve aldığı yevmiyelerle ders alıp
şuan Eskişehir’de hukuk okuyan öğrencimiz
de var. Bizi arayan, “Hocam ben domates
tarlasında domates topluyorum, ben bu
çocuğu bu şekilde de olsa okutacağım.”
diyen velimiz de var. Dolayısıyla Türkiye’nin
her yanından köy köy, ilçe ilçe erişilebilir
olduğu düşünüldüğü için yazın bir işte çalışıp
kazandığı parayla derslerimizi alan öğrenciler
var. Eğer bir öğrenci matematik öğrenmek
istiyorsa erişilebilir duruma geldiğini
düşünüyorum.