Optimum May. 2019 | Page 17

Sepetteki yılan efsanesine Yunan, Roma ve Türk kültüründe rastlayabiliriz. Eski çağlarda Romalı bir imparatora, falcılar tarafından eşinin öleceği söylenir. Kraliçesini korumak için Kız Kulesi’ne yerleştirir. Kendisinden ve özel hizmetlilerden başka kimsenin yanına girmesine izin vermez fakat kaderin önüne geçemez ve yiyecek sepetinin içinden çıkan yılan kraliçeyi zehirler. Yine benzer bir rivayete göre Selçuklu sultanı rüyasında, kızının yılan tarafından zehirleneceğini görür. Buna engel olmak için kızı kuleye gönderir. Kimsenin kuleye Senanur Eydemir Yakası’na uçmak üzere. Galata Kulesi’nin ısrarlarına dayanamayarak kulenin yüzyıllardır biriktirdiği mektupları da yanına alıp kanatlanır ve onları Salacak Sahili’ne yaklaşırken Kız Kulesi’ne bırakır. Rüzgarla savrulan mektuplar dalgaların da yardımıyla Kız Kulesi’ne ulaşır. Aşkının karşılıksız olmadığını anlayan Kız Kulesi, mektuplardan sonra daha güzelleşir. Bu sayede Galata Kulesi de sevgisinin tek taraflı olmadığını anlar. İkilinin birbirlerine karşı hissettikleri bu duygular, onların karşılıklı olarak yüzyıllara meydan okumalarını sağlar. girmesine izin vermez. Yıllar sonra kız hastalanır. İyi hekim tarafından zar zor iyileştirilir genç kız. Geçmiş olsun niyetiyle gönderilen hediyelerden biri de içine yılan gizlenmiş üzüm sepetidir. Hikâyenin sonu yine aynıdır. “Atı alan Üsküdar’ı geçti.” Battal Gazi efsanesinde ise Battal Gazi, İstanbul kuşatmasına katılır. Kuşatmadan sonuç alamayan İslam ordusu geri çekilirken Battal Gazi Üsküdar’da kalmaya devam eder çünkü tekfurun kızına aşıktır. Ancak Üsküdar tekfuru, imparatorun izniyle kızını kuleye hapsederek onu Battal’dan koparmaya çalışır. Battal, bir gece Kız Kulesi’ni basarak hem tekfurun kızını hem de kuledeki hazineleri alarak kaçar. “Atı alan Üsküdar’ı geçti” deyiminin de bu efsaneye dayandığı söylenir. Yazımızı Ziya Osman Saba’nın şu dizeleriyle sonlandıralım: …Geliyor Boğaziçi’nden doğru Bir iskeleden kalkan vapurun sesi, Mavi sular üstünde yine Bembeyaz Kızkulesi… 17