Z AMAn
İlk olarak 1895 yılında H.G. Wells’in
Zaman Makinesi adlı romanıyla ortaya çıkan
zamanda yolculuk fikri günümüze kadar
da pek çok filme, diziye ve kitaba konu
olmuştur.
Peki, bilim kurgu alanının olmazsa olmazı
“zamanda yolculuk” gerçek hayatta
mümkün müdür?
Zamanda yolculuk adına araştırmalar
yapılıp çeşitli teoriler ortaya atıldı ama
bu teorilerin günümüz teknolojisiyle
gerçekleştirilemeyeceği düşünüldüğü için
deney aşamasına geçen bir teori henüz
oluşturulamadı.
İşte deney aşamasına geçirilemeyen en
popüler üç teori;
Tipler Silindiri
Tipler silindiri, teoriye göre Güneş’ten
yaklaşık on kat ağır bir yıldızın sonsuz
uzunluktaki bir silindir haline getirilip kendi
etrafında dakikada birkaç trilyon kez
dönmesiyle oluşur. Bu koşullar sağlandığında
22
spiral bir yolda silindir etrafında uçan bir
uzay gemisi zamanda geriye ya da spiralinin
yönüne bağlı olarak geleceğe gidebilir.
Ancak gerekli olan yoğunluk ve hız o
kadar büyüktür ki sıradan cisimler silindiri
oluşturmak için yeterli güce sahip değildir.
Ayrıca bir cismin sonsuz uzunlukta olması
matematiksel olarak mümkün olmadığı
için bu teorinin gerçeklemesi bugün için
imkânsızdır.
Kara Delikler
Galaksinin en ağır nesneleri olarak bildiğimiz
kara delikler, dört milyon Güneş’in çarpışıp
oluşan bütün çekimin tek bir noktada
yoğunlaştığı kütlesel bir güce sahiptirler.
Bu güçlerinden dolayı zaman üzerindeki
ağırlaştırıcı etkileri galaksideki herhangi
bir cisimden çok daha büyüktür ve bu
durum onları doğal bir zaman makinesine
dönüştürür.
Stephen Hawking kara deliklerin zaman
yolculuğundaki çalışma prensibini şöyle
açıklıyor: “Etrafında tekrar tekrar dolaştıkça
kara deliğin uzağındaki insanlar zamanın