Optimum Apr. 2018 | Page 7

Dünya İnsanı Olabilmek Dünya insanı olabilmeyi başarmak için yaşamımızı oluşturan birkaç yapboz parçasını da yerine oturtmamız gerekir. Bir miktar gezmek, çokça okumak ve en önemlisi de geniş ve önyargısız düşünce bandına sahip olmak bu parçaların temelini oluşturan faktörlerden yalnızca birkaçı. Bu evrenselliği yakalamak, içinde yaşadığımız dünyanın bir parçası olabilmek; farklı dil ve kültürlerle tanışmak ve onlara önyargısız bir şekilde yaklaşıp anlamak, sadece tanışıp anlamakla da değil anladıklarında bir şeyler öğrenebilmek ve uygulamakla mümkün oluyor. Bilgi birikimimize farklı kültürlerden eklediğimiz her yeni parça dünya insanı olabilmemiz ve dünyayı kendi evimiz gibi hissedebilmemiz için inşa ettiğimiz yolun temellerini oluşturur. Yeni milletlerle ve kültürlerle tanışmak, onları özümsemek dünyaya karşı farklı tepkilerimizin oluşmasını sağladığı gibi bazı yerel tepkilerimizin de kalıplaşmasının önüne geçmektedir. ​ Dünya insanı olabilmek, gezip gördükçe kendi varlığının dünya üzerinde aslında küçücük bir nokta olduğunu kavramaktır. Dünyanın​ sadece bizi çevreleyen küçük bir çemberden ibaret olmadığı bilincine erişmek, yaşama bakış açımızı genişletmek yeni kültürlere karşı meraklı ve araştırmacı olmakla sıkı bir bağ içindedir. İçinde yaşadığımız ülkenin insanları olarak başımıza gelen sorunların bir merkez olmadığını, bizim dışımızda da kocaman bir dünyanın var olduğunun bilincine varabilmek dünya insanı olma konusunun temellerinden biri olan düşünce bandımızı genişletme faktörünü sağlamaktadır. Dünya farklılıklar üzerine kurulmuştur ve insanların bu farklılıklardan öğreneceği çok şey var. Kendinden farklı olanla tanışma, ona saygı duyma ve onu anlama çabasını Gamze Gediz; [email protected] gösterebilmek zor olduğu gibi insan bilincini de aynı ölçüde zenginleştiren bir beceri. Dünya insanı olabilen kişilerde bu beceriyi gözlemlemek oldukça olası. Keşfedecek, yüzleşecek onlarca farklılığın bilincinde ve merakında oldukları için gelecek planlarında her zaman bir sonraki ülke ve bir sonraki şehir vardır, akıllarında ise karşılaşacakları bir sonraki yeni arkadaş ve yeni kültürler. İnsanların hayata ve karşılaştıkları olaylara karşı verdikleri tepkilerin yönünün ve düzeyinin belirlenmesinde a ​ nlayışları, düşünceleri, geçmiş yaşantıları ve deneyimleri önemli bir faktör olmaktadır. Dünya insanı olabilmeyi başaran kişilerse dünyada olup biten olaylarla ilgili hiç kimsenin aklına gelmeyecek yorumlarda ve çıkarımlarda bulunurlar. Belirli bir amaç gayesinde değil, hayatı daha anlamlı ve erdemli yaşamaya çalışan insanların gösterdikleri hoşgörü, dayanışma ve herhangi bir çıkar temelinde dayanmayan daha insani olma çabası dünya insanı olma duygusu ve sorumluluğuyla bağdaşmaktadır. Dolayısıyla etrafındaki insanlara ırk, dil, din ve millet gibi insanoğlunun yarattığı kavramlar çerçevesinde yaklaşmak yerine hümanizm gibi evrensel değerler içerisinde yaklaşırlar. Dünya insanı olmak milli değerlerden vazgeçmek anlamına gelmemektedir. Hayatı evrensel bir düşünce yapısında yorumlamayı, gidilen her ülkenin ve farklı kültürlerin düşünce yapısına ayak uydurabilmeyi, onları anlamayı ve tanımaya çalışmayı gerektirir. Bugün dünyamızda, ülkemizde yaşanan ve gündemimizin merkezini sürekli meşgul eden onlarca sorun aslında bir üst kimlik olan ‘’dünya insanı’’ olmaya​ ​ geçebildiğimizde kendiliğinden çözüm bulacak; ama maalesef bunun sadece bilincinde olmak her şeye çözüm bulabilmek için tek başına yeterli olmayacak... 5