Dünya İnsanı Olabilmek
Dünya insanı olabilmeyi başarmak için
yaşamımızı oluşturan birkaç yapboz parçasını
da yerine oturtmamız gerekir. Bir miktar
gezmek, çokça okumak ve en önemlisi de
geniş ve önyargısız düşünce bandına sahip
olmak bu parçaların temelini oluşturan
faktörlerden yalnızca birkaçı.
Bu evrenselliği yakalamak, içinde yaşadığımız
dünyanın bir parçası olabilmek; farklı dil ve
kültürlerle tanışmak ve onlara önyargısız
bir şekilde yaklaşıp anlamak, sadece tanışıp
anlamakla da değil anladıklarında bir şeyler
öğrenebilmek ve uygulamakla mümkün
oluyor. Bilgi birikimimize farklı kültürlerden
eklediğimiz her yeni parça dünya insanı
olabilmemiz ve dünyayı kendi evimiz gibi
hissedebilmemiz için inşa ettiğimiz yolun
temellerini oluşturur.
Yeni milletlerle ve kültürlerle tanışmak,
onları özümsemek dünyaya karşı farklı
tepkilerimizin oluşmasını sağladığı gibi
bazı yerel tepkilerimizin de kalıplaşmasının
önüne geçmektedir. Dünya insanı
olabilmek, gezip gördükçe kendi varlığının
dünya üzerinde aslında küçücük bir nokta
olduğunu kavramaktır. Dünyanın sadece
bizi çevreleyen küçük bir çemberden ibaret
olmadığı bilincine erişmek, yaşama bakış
açımızı genişletmek yeni kültürlere karşı
meraklı ve araştırmacı olmakla sıkı bir bağ
içindedir. İçinde yaşadığımız ülkenin insanları
olarak başımıza gelen sorunların bir merkez
olmadığını, bizim dışımızda da kocaman
bir dünyanın var olduğunun bilincine
varabilmek dünya insanı olma
konusunun temellerinden biri
olan düşünce bandımızı
genişletme faktörünü
sağlamaktadır.
Dünya farklılıklar
üzerine
kurulmuştur ve
insanların bu
farklılıklardan
öğreneceği
çok şey var.
Kendinden farklı
olanla tanışma,
ona saygı duyma ve
onu anlama çabasını
Gamze Gediz; [email protected]
gösterebilmek zor olduğu gibi insan bilincini
de aynı ölçüde zenginleştiren bir beceri.
Dünya insanı olabilen kişilerde bu beceriyi
gözlemlemek oldukça olası. Keşfedecek,
yüzleşecek onlarca farklılığın bilincinde ve
merakında oldukları için gelecek planlarında
her zaman bir sonraki ülke ve bir sonraki
şehir vardır, akıllarında ise karşılaşacakları bir
sonraki yeni arkadaş ve yeni kültürler.
İnsanların hayata ve karşılaştıkları olaylara
karşı verdikleri tepkilerin yönünün ve
düzeyinin belirlenmesinde a nlayışları,
düşünceleri, geçmiş yaşantıları ve deneyimleri
önemli bir faktör olmaktadır. Dünya insanı
olabilmeyi başaran kişilerse dünyada olup
biten olaylarla ilgili hiç kimsenin aklına
gelmeyecek yorumlarda ve çıkarımlarda
bulunurlar.
Belirli bir amaç gayesinde değil, hayatı
daha anlamlı ve erdemli yaşamaya çalışan
insanların gösterdikleri hoşgörü, dayanışma
ve herhangi bir çıkar temelinde dayanmayan
daha insani olma çabası dünya insanı olma
duygusu ve sorumluluğuyla bağdaşmaktadır.
Dolayısıyla etrafındaki insanlara ırk, dil, din ve
millet gibi insanoğlunun yarattığı kavramlar
çerçevesinde yaklaşmak yerine hümanizm
gibi evrensel değerler içerisinde yaklaşırlar.
Dünya insanı olmak milli değerlerden
vazgeçmek anlamına gelmemektedir. Hayatı
evrensel bir düşünce yapısında yorumlamayı,
gidilen her ülkenin ve farklı kültürlerin
düşünce yapısına ayak uydurabilmeyi, onları
anlamayı ve tanımaya çalışmayı gerektirir.
Bugün dünyamızda, ülkemizde yaşanan
ve gündemimizin merkezini sürekli
meşgul eden onlarca sorun
aslında bir üst kimlik olan
‘’dünya insanı’’ olmaya
geçebildiğimizde
kendiliğinden çözüm
bulacak; ama
maalesef bunun
sadece bilincinde
olmak her şeye
çözüm bulabilmek
için tek başına yeterli
olmayacak...
5