Optimum Apr. 2018 | Page 56

Her şey şubat ayında başladı. Maçka hazırlık binasında yapılan yabancı dil fırsatları semineri, bu fikri aklıma düşürdü. Work and Travel yapma düşüncesi aklıma yattı ve içimde giderek büyüyen bir hayale dönüştü. Önce kendime bir şirket bulmalı ve hemen kayıt olmalıydım çünkü vakit geçtikçe tercihen çalışabileceğim güzel işler bitebilir ya da istediğim bölgelerde çalışamayabilirdim. Kız arkadaşım da benimle birlikte bu tecrübeyi yaşayacaktı ve birlikte plan yapmaya karar verdik. Şirket olarak kendimize göre şirketleri araştırdık ve tüm şirketlerin artılarını eksilerini ortaya koyduk, sonuç olarak ‘Studyzone’ şirketine kayıt olmaya karar verdik. Studyzone’da her okul için bir danışman ayarlanmıştı ve kendi danışmanımızla tanışmak için gün sayıyorduk. Daha sonra o gün geldi ve danışmanımız olacak Sevnur Hanım’la tanıştık. Kendisi bize çok sıcakkanlı yaklaştı ve çok yardımcı oldu. Piyasada pek çok danışman var ama kimisinin yurtdışı tecrübesi dahi yok. Sevnur Hanım ise bize yardımcı olacak kadar hayli tecrübeye sahipti.   Hazırlamamız gereken belgeler ayarlandı. ‘Lifeguard’ yani Türkçe’deki anlamıyla ‘cankurtaran’ olmaya karar verdik. Bunun için ilk adım olarak ilkyardım eğitimi sınavını ve Amerika’dan gelecek yüzme hocalarının yapacağı yüzme sınavını geçmemiz gerekiyordu. Şirket Merter’deki Tozkoparan 54 Yüzme Havuzuyla anlaşmıştı. İlk sınav günü Taksim’deki bir binada bize ilk yardım eğitimi verdiler ve sonrasında sınav yaptılar ve biz bu sınavı geçtik. Geçenler için ertesi gün yüzme testi yapılacaktı . Mertereki sınavdan bir gün önce çok hastalandım ve ertesi gün yüzmek zorunda olduğum için iyileşmek zorundaydım ama o kadar vaktim yoktu. Şişli Etfal Hastanesi’ne gece gidip iğne vurdurdum ancak bu sınav için yeterli olmayacaktı. Ertesi gün sınavda kendimi çok kötü hissettim ve yüzme hocalarının yanına gidip yüzemeyeceğimi ve kendimi kötü hissettiğimi söyledim. Ancak hocalar İngilizce konuştuğundan ve ben çok iyi konuşamadığımdan anlaşmazlık oldu. Hocaya şöyle dedim: I will öggggg. Demek istediğim şey ‘‘Hocam bakın ben suya kusucağım.’’ idi. Daha sonra öğrendim ki bunu anlatmak için ‘vomit’ ya da ‘throw up’ demek yeterliymiş. İlk günlerden Work and Travel bana İngilizce adına çok şey katıyordu. Bu süreçte Sevnur Hanımın aynı hocalarla başka bir sınav ayarlaması ve bana desteğini asla unutamam. Daha sonra bu sınavı da geçtik ve lifeguard lisanslarımızı aldık. Geriye vize almak kalmıştı. Vize günü geldiğinde İstinye’deki Amerikan Konsolosluğu’na gittik. Tabi Sevnur Hanım oraya da gelerek bize çok destek oldu. Vize görüşmem de çok güzel geçti ve vizem onaylandı. Geriye sadece Amerika’ya gitmek kalmıştı.