Optimum Apr. 2018 | Page 50

Semih Sel Kuveyt Türk İK & Eğitim & Kalite Grup Müdürü Merhabalar, öncelikle iş deneyimleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz ? İnsan kaynakları departmanında ilerlemeye nasıl ve ne zaman karar verdiniz? 1999 İTÜ mezunuyum, 2000 yılında Kuveyt Türk’te kalite bölümünde uzman yardımcısı olarak iş hayatıma başladım. Yaklaşık üç yıl boyunca kalite ve organizasyon geliştirme bölümünde görev aldıktan sonra İnsan Kaynakları bölümüne geçiş yaptım. Sonrasında da İK bünyesinde ücret yönetimi, performans yönetimi, kariyer yönetimi ve işe alım olmak üzere farklı servislerinde görev aldım. 2009 yılı başında ise İK müdürlüğü nasip oldu. 5.5 yıl İK müdürlüğü yaptıktan sonra İK, eğitim ve kalite gruplarının başına getirildim. Şu anda da bu üç birimden sorumluyum. Mezun olurken İK’da çalışmak gibi bir hayalim hiç olmadı. Benim birinci önceliğim kaliteydi. Kalite olmazsa da planlama, strateji gibi departmanlar olabilir diye düşünüyordum. Neden buraya yöneldiğim veya İK’da beni motive edenin ne olduğu sorularının cevabı ise tüm organizasyona hitap eden bir görev olması. Bizim sektörümüz epey yoğun. Çalışanın işin merkezinde olduğu, gönül vermeden yapılamayacak bir sektör diyebiliriz. Şu anda herhangi bir yere birkaç şube açtığınızda o yerlere birkaç çalışan koyduğunuzda bir sonuç alamıyorsunuz. Çalışanlara amaç, kariyer yolu, hedef, motivasyon vermeniz gerekiyor. Süreç boyunca İK işinin değişimine de tanıklık ettim ve bu gelişim de beni heyecanlandırıyor. 90lı yıllarda İK işin muhasebe, bordro kısmına odaklanırdı. 2000li yıllarda olay sosyal boyuta kaydı. 2010 sonlarından beri ise artık veriyi kullanmak, analizler yaparak sonuçlara varmak ön plana çıktı. Bir de şu var, İK’da çalışmak bütün iş birimleriyle çalışmak ve hepsinin işleyiş yapısını anlamak demek. Bu da benim için aldığım endüstri mühendisliği formasyonuyla mümkün oldu. İTÜ Endüstri Mühendisliği bölümü size neler kazandırdı, hangi kapıları açtı ve ne gibi dezavantajları oldu? Endüstri mühendisliğini tercih ederken kafamdaki en temel sebep; bu bölümün bir şekilde organizasyonların, şirketlerin girişimine, verimliliğine, karlılığına katkıda bulunabilecek bir bölüm olarak tasvir edilmesiydi. Ben de endüstri mühendisliğini daha genel daha kapsayıcı daha makroya hakim ve pek çok şirkete katkı sağlayabilecek bir bölüm olarak görüyordum. İş olanaklarının geniş olması ve ülkeye değer katması açısından önemi de cabası. İTÜ’de de özellikle 2. sınıftan sonra aldığımız dersler hayal ettiğim; verimliliği arttırmak, karlılığı arttırmak, makro olarak organizasyonlara bakıp organizasyonların gelişimine katkıda bulunmak gibi konularda beni daha da donanımlı hale getirdi. Geçtiğimiz 18 yıla, iş hayatıma dönüp baktığımda da bölüme girerken hayal ettiğim pozisyonları icra ettiğimi düşünüyorum. Organizasyonun gelişimine katkıda bulunmak, üst bir perdeden bakıp organizasyonun gittiği yönü görmek, ne gibi stratejiler geliştirmesi lazım, bunlara nasıl katkı sağlaması lazım noktasını düşünmek keyif verici. Bunu yapabilmem için gereken formasyonu bana İTÜ endüstri mühendisliği bölümü verdi. 48 İK çoğu şirkette genel müdür yardımcısı çıkaran bir bölüm müdür? Öyleyse bu pozisyona böylesine önem verilmesinin sebebi nedir? Bu firmanın büyüklüğüyle ile ilgili. Direktör, genel müdür yardımcılığı seviyeleri olabiliyor. Bazen firma küçük olsa da daha yukarıda temsil etme gereği duyuyor. Çünkü o alana odaklanmak istiyor. Geçtiğimiz 10-15 yıllık periyotta şunu görüyoruz ki İK pek çok sektör için en kritik noktalardan biri. Çünkü ciddi bir bütçeyi yönetiyorsunuz. Üretim şirketi de olsanız bizim gibi hizmet sektörü de olsanız gider kalemlerinizin en büyüklerinden bir tanesi personel. Bunun getirdiği olaya daha stratejik bakabilmek. Tüm çalışanlarınızın kurumun