Atakan
Büyükdağ
İle
Röportaj
Tarihe olan merakınız siz kaç
yaşındayken başladı? Bu merakınızı
borçlu olduğunuz, sizin için milat
sayılabilecek bir durum mu söz
konusu oldu?
Tarihe olan merakımın ne zaman başladığını
ben de bilemiyorum ama II. Dünya
Savaşı’na olan merakımın 2007 yılında
başladığını söyleyebilirim. Özellikle 2007
yılında Almanya’da bulunduğum sürelerde
Münih’te yaşadıklarımın bu serüvende
büyük bir payı var. Münih 20. yüzyılın en
kritik şehirlerinden birisidir. Devrimlerin
başladığı, yönetim şekillerinin hızla değiştiği,
insanlarının reformist olduğu bir şehirdir.
Oradayken görünüşü benzer ama düşünceleri
gece ile gündüz kadar farklı birçok Alman
ile karşılaşabilirsiniz. Münih bir girdap
oluşturmak için oldukça elverişli bir yer ve bu
girdap o dönemlerde beni de içerisine aldı
diyebilirim. Adolf Hitler’in adı geçtiği anda
gözyaşlarını tutamayan ve “ Hitler dünyaya
gelmiş en kötü insandır ” diyen Polonyalılar
bir yana, Nazi marşı çalan İspanyollar diğer
bir yana ve baskıncı Naziler diğer bir yana.
Var olan çeşitliliği bizzat yaşayınca ve 2007
yılında bile hala Nazilerin ideolojilerine bu
kadar bağlı oluşunu görünce yaşadıklarım
beni meraka sürükledi. “ Nasıl bir ideoloji ki
bu, kimi nefret ediyor, kimi de 2007 yılında
bile hala sadık kalabiliyor? ” diye düşünmeye
başladım ve araştırmalara koyuldum. Önce
kendimi Nazilerin ilk model kampı Dachau’da
buldum. Gördüklerim ve öğrendiklerim
beni adeta şok etmişti. Sarsıldım ama daha
da meraklandım. Ardından Nürnberg
mahkemesi, diğer toplama kampları derken
kendimi bir anda her edindiğim yeni
bilginin derinliklerine inerken buldum. Ve o
dönemden itibaren 10 yılı aşkın bir süredir
yabancı kaynak, müze ve arşiv taramaları
gerçekleştiriyorum. Amerika, Rusya, İtalya,
İngiltere gibi II. Dünya Savaşı’nda önemli yer
tutan ülkelerin coğrafyalarında araştırmalar
yürüttüm. Avrupa’da çok yakın yerel
dostluklarım var. Kendilerinden o döneme ait
bana anlatacak bir şeyleri olan tüm akrabaları
ile tanıştırmalarını istedim, görüşmeler
gerçekleştirdim. Hala da bağlarım çok sıkıdır,
bir ihtiyaç halinde bilgiye birinci kaynaktan
ulaşmak benim için büyük bir kolaylık
sağlıyor. Bir nevi kültürle iç içe olmam da
beni II. Dünya Savaşı araştırmalarının bir
parçası yapıyor. Araştırdıkça saklı kalan ne
kadar çok konunun olduğunu, bazı
anlatılanların aslında ne kadar da empoze
edilmiş birer yanlış olduğunun farkına
varıyorsunuz ve bu keşifler beni daha fazla
araştırmaya itiyor.
Bir mühendis olarak mezun olduktan
sonra tarih hakkında kitaplar yazma
eğiliminiz nasıl gerçekleşti?
Araştırmalarınız kitap yazmaya
başlamadan önce bir
kronoloji doğrultusunda mı gelişti?
Süreci bizimle paylaşabilir misiniz?
Yabancı coğrafyalarda bulunup, yabancı dilde
araştırmalar yürütmek bana nasip olmuş
39