Kitap Tahlili: Mavera
Tahir Ceyhun Yıldız
Bir Hikmet Romanı: Mâvera
Bu yazımda Serdar Üstündağ’ın "Mâvera" romanından bahsedeceğim.
Evvelden bir özürle başlamak istiyorum yazıma… Bir yıldır
kitaplığımda, iki aydır masamda "okunacaklar" sırasında beklemesine
rağmen ancak sıra verebildiğim için hem Mâvera’dan hem yazarı
Serdar Üstündağ’dan bin özür dilerim. Evet, kitapların bir kaderi vardır.
Okunmasının,
başlanmasının,
bitmesinin,
hissettirdiklerinin,
anlayabilmenin, sevebilmenin… Ama yine de bu kadar
bekletmemeliydim diye hayıflanmamak elde değil! Eseri tek cümlede
şu şekilde tanımladım: "Bir ev yangınıyla başlayan, ömür yangınıyla
süren, nedâmet yangınıyla harlanan, yürek yangınıyla kıvam bulan,
terk-i yangınla neticelenen« şahâne bir roman okudum… Yazar Serdar
Üstündağ hakkında kısaca bahsetmek gerekirse şunları söyleyebiliriz:
“1974’te Almanya’da dünyaya geldi. 20 yaşında tasavvufa karşı
duyduğu derin ilgi, hayatında önemli bir kırılma noktası oldu. 2014
yılında okurla buluşan “Derviş” büyük ilgi gördü. 2017 yılında da
Mâvera’yı edebiyat dünyasına kazandırdı. Her iki eser de tasavvûfî
roman ya da yazarın ifâdesiyle ‘hikmet romanı’… Derviş’i iki kez
okumuş, sayısız insana okutmuşumdur. Hikmet romanı demiş idik.
Evet hakikaten bir hikmet romanı… Yukarıda da ifâde ettiğim gibi; bir
ev yangınıyla başlıyor kitap… Ev yangını kayıplara, kayıplar kopuşlara,
kopuşlar yok oluşlara, yok oluşlar pişmanlıklara; pişmanlıklar vâr
oluşlara, vâr oluşlar vahdete, vahdet dû-cihânda kazanca teşne,
eserde…