Ocak 2019 ocak2019 | Page 78

İçlik Acısı Yusuf Muratoğulları 7 Aralık Cuma Babamın telefonuyla uyandım. "Oğlum bir görüşme için İstanbul’a geldim. Cuma namazını Eyüp Sultan Camii’nde kılacağım. Beraber gidelim mi? " beş dakika sonra arayacağımı, bir görüşmem olduğunu eğer iptal olursa beraber gidebileceğimizi söyledim. Aradım görüşme iptal değildi, ve babama cumadan sonra görüşebileceğimizi söyledim. Normalde evden kahvaltı yapmadan çıkarım hepiniz takdir edersiniz ki öğrenci evinde erzak bulunmaz. Ama ev arkadaşımın babası Hacı amca erzak getirdiği için evde kahvaltımı yaptım. Üstüne birde masayı topladım. Çatal bıçak bardağı tezgaha götürdüm. Yıkamadım ama götürdüm. Bu sırada cuma namazına az bir vakit kalmıştı, aceleyle hazırlandım. Bahsettiğim gibi hava soğuk olduğundan üşümemek üzere bir haftadır içlik giyiyordum. Hani şu yün olan, hani "bir zibidi için içlik giyen çocukları üzdünüz kızlar" geyiğindeki Anadolu mirası içlik. Ancak bugün hava güzeldi yani öyle gözüküyordu. Güneş vardı. Ve içliği çıkardım. Hemen hazırlandım. Evden çıkarken Cuma vaktine 22 dakika vardı. Evden çıktım. Biraz yürüdüm. Güneşe aldanmamak gerektiğini havanın soğuk olduğunu hissedip içliği giymek üzere tekrar eve döndüm. İçliğimi tekrar giydim, üşümemek üzere. Tekrar evden çıkarken Cuma’ya 17 dakika vardı. Caminin önüne geldim. 12 dakika kalmıştı. Acaba Beşiktaş’taki camiye yetişebilir miyim diye düşündüm. Çünkü Cuma’dan sonra bahsettiğim görüşme için hemen Üsküdar’a geçmem gerekiyordu. Caminin dış kapısında düşündüm ve yetişemeyeceğime kanaat getirip camiye yöneldim. Tam ayakkabılarımı çıkarırken 11 dakika vardı. Tekrar vazgeçtim, taksiyle gidersem yetişebilirdim.