Kutlu Bir Kuruluş
Hamide Akkaya
Ertuğrul Bey, daha sonra batıya doğru harekete devam ederek, Bizans
sınırlarına gelmiş, Söğüt dolaylarına Aşağı Sakarya Havzasına
yerleşmiştir. Alâeddin Keykubat Söğüt ve çevresini ona yurt olarak
vermiştir. Ertuğrul Bey, kışları Söğüt’te yazları Domaniç’te geçirir.
Zaman zaman Bizans’a akınlar da düzenlemiştir. Uç beyi olduktan
sonra dahi Ertuğrul Bey, Selçuklu ’ya karşı vefayla hareket etmiş isyan
yerine Selçuklulara bağlı bir uç beyi olarak varlığını sürdürmüştür.
“Halka hizmet, Hakka hizmet” düsturuyla hareket eden Ertuğrul Bey,
hak ve adaletiyle Osmanlı Devleti’nin doğuşuna liderlik etmiş
diyebiliriz. Zira elli sene beylik yapan Ertuğrul Bey, oğlu Osman’a küçük
bir beylik, tecrübeli kumandanlar ve iyi bir nam bırakmıştır. Osman ise
miras olarak devraldığı bu şeyleri büyüterek, çoğaltarak aldığından
daha fazlasını kendinden sonrakilere aktarmıştır. Osman Bey’in Kayı
boyunun başına geçtiği yıllarda Bizans’ın Anadolu toprakları
üzerindeki kontrolü büyük ölçüde ortadan kalkmıştı. Bu nedenle
Bizans tekfurları bulundukları bölgelerde bağımsız bir hükümdar gibi
davranıyorlardı. Osman Bey, bu merkezi otorite zayıflığından
yararlanarak topraklarını Batıya doğru genişletme siyaseti izlemişti.
13.yy’ın ikinci yarısına tekabül eden bu dönemde, gaza anlayışının
etkin olması bu politikanın gerekçesidir. Osman Bey’den itibaren gaza
anlayışıyla şekillenen fetih politikaları sonucunda Osmanlı kuruluş
aşamasında ve ilerleyen zamanlarında hızla büyümüştür. Osman
Bey’in gaza anlayışıyla fethettiği ilk yerin İnegöl civarındaki Kulaca
Köyü olduğu söylenir. 1288’e gelindiğinde ise akınlarına devam eden
Osman Bey, Bizans tekfurunun elinde bulunan Karacahisar’ı
fethetmiştir. Bunun üzerine Selçuklu sultanı Osman Bey’e sancak
gönderdi ve Osman Bey de uç beyi olarak öne çıkmaya başladı.