Ocak 2019 ocak2019 | Page 59

Yanımdan Geçip Giden Kimdi? Naif Karabatak Çayımı içtikten sonra emekli maaşımdan arta kalan üç kuruşu almak için bankaya kadar gitmek için kalktım. Ömer’e hemen döneceğimi söyleyip çay ocağından çıktım. Banka 50 metre ileride köşedeydi. ATM kartımı çıkarttım ama makine beni tanımadı ya da tanımıyor gibi yaptı. Belki de parası yoktu, utancından görmezden geldi. Her neyse de cihazın bana para vermeye hiç niyeti yoktu. Benim de cebimde beş para yoktu. Şimdi ben eve nasıl dönecektim, siparişleri nasıl alacaktım.. diye bir biri ardına sorular kafamda uçuşuyorken, bankanın kapısı açıldı ve bir müşteri dışarıya çıktı. Kendi kendime gülümsedim, o kadar düşüneceğime bankaya sorsaydım ya, ya da maaşımı içeriden çekseydim ya… Soğukta fazla durmanın anlamı yoktu. Bankaya girdim, sıra almama da gerek yoktu, çünkü bankada benden başka kimse yoktu. İlginç, bankada çalışan da yoktu, çalışmayan da yoktu. Yani burası kuş uçmaz, kervan geçmez bir yer değildi. Kamuya açık, parası olana veya burnu borçtan kurtulmayana ait bir mekândı. Ee ama burada ne kuş vardı, ne kervan ne de hanın sahibi. Benim şaşkınlığım sürerken, elinde bir çayla bankacı hanım kızımız geldi, yerine oturdu, “buyrun işleminiz neydi, üşümüşsünüz, size bir çay ısmarlayayım” diye bana seslendi. Eee ben bu hanım kızı tanıyordum. Hani her ay bu bankaya uğrarım ama öyle değil, ben bu hanım kızı bir yerden tanıyordum. Üstünde pardösüsü yoktu, başında beresi yoktu, boynunda atkısı yoktu ama tanıyordum işte, ama nereden…